Dediler ki: O, bir ışıktır
Aydınlatır, her şeyi parlatır
Baktım dağların taşların ışıldayan yüzüne
Dedim,nerede?
Dediler, gitti kim bilir şimdi nerede!
Pusuda bekledim girip karanlıkların içine
Yolumu kaybettikten sonra anladım
Uğramazmış, vermezmiş ışığını karanlığa
Çıktım dışarıya görmez olmuş gözlerim
Dedim daha uğramaz yanıma
Dedim kaçar benden bundan böyle hep
Zaten kovalayamam, arayamam
Göremem ardından bıraktığı kızıl gölgesini bile
Esir oldu sonra gözlerimle birlikte ben
Dediler,
Bir adım yaklaşsan ona
O, sana bin adım yakınlaşırmış
Takarmış başına kral tacını
Atarmış bir köşeye ve koparırmış
Günahların,
İsyanın,
Çaresizliğin,
Kötülüğün,
Paslı, hastalık saçan kafesini
Dediler,
O bir sestir
Kulaktan kulağa gezer
Bütün kalplerle kulaktan sohbet eder
Dünyayı bağ eder, bostan eder
Yaraları iyi eder
İnsanı gökte yıldız
Yerde padişah eder
Sonra gezindim durdum kulak kulak
Güzeldi musikiler,müzikle birlikte
Bütün bedenim bak ne güzel raks eder
Sonra çınlar oldu kulağım
Anladım yanlış kulakta duraklarım
Dediler ki: O,bir yağmurdur
Ne yıldırımlar düşer
Nede şimşekler çakar
Nede selleriyle etrafı harab eder
Çıkınca gökkuşağı kalpleri terk eder keder
Ama, biraz musibetlerin
Birazda hüzünlerin ardında
Sabredenleri bekler
Dediler ki: O, bir duadır
Avuçların içine ekilir
Ve sonra boy boy yemişler verir
Dediler bir duadır
Avuçların içine gizlidir
Hacetleri talep eden bir dildir
Bütün istekleri gerçeğe çevirir
Bırakıp başını belaya sokan emelleri
Boş istekleri, serseri dilekleri
Tıkayıp, sana kulak vermeyenlere kulağını
Dediler ki:
Aç elerini
Dediler ki :
Bir denizdir, sularında şifalar gezinir
Dediler bütün ilaçlar
Tesirini buradan alır
Ama bilinmez
Dalgaları hangi sahile vurur!
Ama bilinir ki:
Ne maldır,
Ne candır,
Ne de canandır,
Ne evlattır,
Ne de zevk-ü keyiftir
Belki bunun dışında aranılırsa
Dalgaları kalplere serin serin vurur
Dediler ki: bir silahtır
Namlusunda kurşun olmak
Tüm hedefleri kalbinden vurmaktır
Dediler ki baruttur
Yare kavuşmak için,
Emele ulaşmak için,
Ateşle tutuşmak şarttır.
Dediler ki bir aşktır
Bilinen sevgiler ulaşamaz
O makamın tahtına
Ne ağlayan olur
Ne de ağlatan
Ne aldanan olur
Ne de aldatan
Dediler ki bir aşktır
Bilinen sevgiler
Ulaşamaz onun tahtına
Dediler ki, o bir kitaptır
Neyi dilersen onu anlatır
Ne anlatılanları anlatır
Ne de anlatılmışları aktarır
Ne güneşi söndürür
Ne de başları döndürür
Sonsuzluk ufkunda ger
Gâh mavi-beyaz
Gâh mavi-beyaz-yeşil
Dediler ki, o bir kitaptır
Ona herkes muhtaçtır
Tüm karışıklıklar
Sayfalarında sükût bulur
Tüm neşeler sayfalarında eğlenir
Dediler ki: O bir kitaptır
Dediler ki: O bir sözdür
Her bir kelimesi özdür
Bulunmaz, konaklamaz öyle her dilde
Çünkü, benzemez konuşulan hiçbir söze
Dediler ki: O bir müjdedir.
Müjde sabrın sonunda gelir
Sabır ile kul imtihan edilir
Müjdeden sonra, tüm kapalı kapılar açılıverir.
Dediler ki: O bir müjdedir.
Ne benim söylediğime benzer
Ne de seninkine benzer
Her yokluğu var eden bir haberdir.
Her vara hayat verendir
Her hayata ruh verendir
Her ruha sevinç verendir
Dediler ki: O bir müjdedir.
Dediler ki: O bir yoldur.
Kaybolanlar istikametini o yolda bulur
Dediler ki: O bir yoldur
Bir ucu mutluluğun barınağı huzurdur
Dediler ki: O yoksulluktur
Kalplerdeki adı bolluktur
Dediler ki: Boşuna çabalama elindeki kocaman bir yokluktur.
Dediler ki: Yokluğun hayatıdır O
Her şeyi var eden
Dediler ki: O yoktan öte vardan daha özge bir zenginliktir.
Dediler ki: O bir arayıştır
Dediler ki: boşuna arama buralarda
Giderek uzaklara yorulma
Kaybolma karanlıklarda
Kalma yağmurlarım altında
Aç avucunu
O dualarda, O yanı başında