Ağladı ağlayacak... Kızım koca peşine düşmüş, kocamsa müzik albümü peşinde. Sanki albümleri kapış kapış yok satıyor Sustu birden. Gerçekten müzik albümün yok satıyor dedi, baksana ne alan var ne de soran. Acı acı güldü. Ne o, her şey bitti de sıra benim albümüme mi geldi? dedi kocası. Gözü karısındaydı ama... Kadın öfkelenince eline ne geçerse fırlatan cinstendi. Mersindeki gül gibi evimden ettiniz beni! diye bağırdı kadın.
Bu kez ağlıyor. Kızım gönlünü almak için, boynuna sarılıyor. Canım annem diyor. Yanağından bir makas alıyor. Çek elini üzerimden, ben senin canın manın değilim deyip itiyor onu. Gözlerini kızının gözlerine dikiyor. İşini sonlandırmışsın. Benden habersiz hem de. Az daha sabredemedin. Bol bol zamanın olur artık. Sabahlara kadar o şapşalla konuşup durursun artık. Gelsin de o şapsal kurtarsın seni Hayda! diyor kız. Çocuğun ne suçu var ki? Haberi bile yok olandan Bak bu doğru işte! diyor kadın, boşuna günahını aldım Çocuğun. Şapşal olan o değil, sensin Mutfağa koşuyor aceleyle. Kızıyla kocası da peşinden Kendisine kötülük etmesinden korkuyorlar. Geri dönüp yüzlerine bakıyor anlamsızca. Sizin için değmez diyor. Mutfağın çekmecesine sakladığı sigarasını alıp yakıyor. Mutfaktan salona, oradan da balkona çıkıyor. Bütün gücüyle bağırıyor. Bana yazık ettiniz hayallerimi yıktınız, alın başınıza çalın, sizin olsun Avrupanız! Sigarasının dumanını yutuyor ve boğulurcasına öksürüyor. Kızı aceleyle su getiriyor mutfaktan. Usulca vuruyor kocası. Bana bir şey olur diye korkuyorsunuz değil mi? Bana bir şey olursa aç kalır, pisliğin içinde boğulursunuz Sizin sıkıntınız o, beni sevdiğinizden değil Hayda! diyor kocası. Kadına bak! Felaket senaryoları yazıyor. Seni seviyoruz elbette Sevseniz diye kesiyor lafını, sevseniz, ikiniz de çalışırdınız. Para biriktirir, sigortamı öder, Mersinde başımı sokacak bir ev alırdınız. Yok ya, diyerek müdahale etti kocası. Bu söylediğini yapsak, bir gün bile durmazsın yanımızda
Kadın sürdürdü: Siz ne yaptınız peki? Kızım koca peşine düştü, kocam müziğin Bir sigara daha yaktı. Neymiş efendim? Bir sürü bestesi varmış! Hangi bestesini bana yaptı peki? Hiçbirini Bak Recepin karısına. Kadın da talih var. Karıya da benzemiyor. Ama kocası ve çocukları dört dönüyorlar etrafında Aldıkları parayı banka yerine ona teslim ediyorlar. Bense peşinizde koşuyorum. Kıçınızı topluyorum. Sesli sesli ağlıyor. Ya anne ayıptır diyor kızı, alttaki komşu duyacak ağladığını. Duyarsa duysun, umurumda mı sanki Vay kızımın derdine bak! Komşunun duymasından korkuyor. Gurur meselesi yapıyor. Asıl işten atıldığını duyduklarında ne diyeceklerini düşün! Bir kere işten atılmadım ben. Kendim çıktım Sigarasını derin derin çektikten sonra korkuluğa dayanıp aşağıya, çimenlerin arasına bıraktı izmaritini. Buradan atlasam, sizin elinizden kurtulsam iyi olacak galiba. dedi. Yok yok ölmez, sizin elinize kalırım diyerek vazgeçti. Baba kız put gibi durmuş seslerini çıkarmıyorlardı.
Kadının telefonu çaldı. Kızı koşup getirdi. Arkadaşı arıyordu. Bahçeye gidiyoruz siz de gelmek ister misiniz? diye soruyordu. Yalnızım dedi, ama beş dakikaya kalmaz giyinir çıkarım. Yatak odasında üstünü değiştirip koridora çıktı. Kızına ve kocasına olduğu yerden seslendi: Arkamdan gelmeyin. Beni benimle bırakın