Bir Garip Duygu

Zamansız çıka gelir bazen kelimeler. Dürter , uyutmaz bizi. Yazmadıkça da rahat bırakmazlar. Yazmalıydım , yanlız uyumak için.

yazı resim

Gene başladı uykusuzluğum. İçindeyim sandığımın dışında , bildiğimin dışında bir yerlerdeyim.
Aşığım sanıyordum , içim yanıyor sanıyordum. Aşk acıyla aynı tadı veriyordu çünkü.
Gözlerim yanıyor gene , ağlayamadıklarım için. Susuyor , dinliyor ve zaman bir nehir ise ben bata çıka akıntıdayım diyorum. Öyle yaşıyorum son zamanlarda , oysa en çok kontrolü bende görüyorlar. Bana güveniyorlar. Ben biliyorum , kim ile yaşadığımı.
Sevdiğimi , kızdığımı da söylemiyorum artık. Havadan sudan sözlerle geçiştirebiliyorsam geçiştiriyor , olmuyorsa çekip gidiyorum. Bilmem gerekeni bilmek yetmiyor , değiştirmiyor hiçbir şeyi. Kaybetmek bile manasız geliyor , sanki hepten yitirmişim gibi.
Oysa daha neşeli , daha güler yüzlü değil miyim , son zamanlarda.
Sen hayatıma girdiğinden beri , bildiklerimi unuttum , yeniden öğrendim , sonra öğrendiklerimin bir ilizyondan öte olmadığını anlayıp , bildiklerime geri döndüm. Bir de bilmediklerim var , korkularımın ispatlayamadığım yanı.
Ben bulduğumu ima ediyorum sana , sen benim diyorsun , bulduğun senin olsun , hayalini kurduğun benim. Sahiplenmiyorum seni , yapamıyorum , yalan oyunlar gerçek olsa da fark etmez , ben senin yabani atını biliyorum. Günler bizim için en yakın ve en uzak zamanlar oluyor.
İkimizin gördüğünü kimse söylemeye yeltenmiyor , herkes biliyor oysa. Biz daha yanındayız yüreklerimizin ve detaylardan görmüyor gözlerimiz.
Bazen seninde bir kokun var mı merak ediyorum. Çünkü yanında gözlerimi kapadığım her anda , bebek bisküvilerinin şeker kokusu geliyor burnuma.
Minik ellerine uzandığımı hayal ediyorum. Susmak en iyisi diyorum , her defasında haklı çıkıyorum. Seni seviyor muyum acaba ? Bilmiyorum. Senden çok kendime ihtiyaç duyuyorum. En çok onu özledim çünkü. Zamanla bütün bütün başkası oluyor parçaların. Kelimelerinden , dudaklarına dek başkası oluveriyorsun. Oysa ben nasıl öperim onu bile bilmiyorum.
Senden çok kendime ihtiyacım var , çünkü seni bile sevemiyorum. Sevmek nedir anlamıyorum ve artık bildiğimi iddia etmiyorum. Nasıl ederim baksana ? Yalnız Juliet ‘ in deli aşığı kadar iyi oynuyorum sevgiyi.
Kimsen kimsin , ben içini bilmek istiyorum , yalnız senin olan , gözlerin gibi , hep senin olanı bilmek istiyorum. Şekle şemale sokulmuş bir sen , senden başka bir çoklarını yaşamak olmayacak mı zaten ? Zamanlarım boşalıyor seninle olabilmek için. Seninle olmaksa birkaç lafı geçmiyor. Mutlu anlarım gibi. Kimileri için yazdıklarımla bile çaresiz aşığınım. Oysa ne aşk , ne sevgi. En çok , sana hayranım ben. Duruşunu , sapasağlam basışını dünyaya. Ve en olmadık zamanlarda en doğru kelimeleri bulmanı , sanki aklımı okurcasına.
Bendeki ifadeni almaya çalıştığım o loş yerde , bir kez olsun bulamıyorum seni , yüreğime oturduğun zamanlar da ise , sesini duyamadım. Talih mi ?
Daha çok aramıyorum , alışığım yanıbaşım da yitirmeye ben. Yitirdiğim de ise ölçeceğim bıraktığın iz ile boyunu sevgimin. Sen her gece yatağında sadece uyurken , ben orada yaşıyorum. Sen aynada kendini görürken , ben kimseyi görmüyorum. Sen buraya doğru gelirken , ben kaçıyorum , en uzak elini tutamayacağım yerlere. İşin acı yanı , benim bildiğim kadar sende biliyor olmalısın , belki fazlasıyla , aramızda uzanan yılanın acıtacağını. En çok bizi. Seni , beni , bir çoklarını.
O yüzden her defasında , doğrularını yapıyoruz ellerimizde kelimelerin , sonra zorla da olsa koyuyoruz dudağımıza uçsunlar diye.

Uç , uç … annen sana kırmızı pabuç alacak…

] ]

Başa Dön