Gizliden gizliye gözlerini izliyorum. Seni tanıyorum. Tanıdığımı sanıyorum.
İyi bir tiyatrocu , iyi bir yalancısın , belki de gerçekten saf ve huzurlusun.
Sesin , kokun... Özlüyorum kimbilir ...
Karşımdasın , sessizce saçma sorulara cevap buluyorsun ve eğlendiriyor bu seni.
Benimse mutlu olduğum , yanımda olman.
Gevezeliğin tutuyor yanımda , ya kaçtığından ya çocukça sevincinden.
Tıpkı değer vermen gibi bunuda sıradan olanların yanında saklıyorsun.
Bense bendeki sen ile , ruhunu karıştırıyorum.
Kurnazsın sen, zekisin. Ve bu benim onaylı zekamı bile çeliyor , çaktırmadan şaşıyorum buna.
Ben sende farklı bir adam oluyorum. Kirliyi bilen , temizi seçenler vardır ya. Üzerinde bohem ağırlığı olanlar. Onlardan oluveriyorum.
Beni sevdiğini ispatlayacağım sana , bilmem buna ihtiyacın var mı?
Günden güne sevdireceğim , farkına varmadan bir gün gelecek , beni , her an beni düşündüğünü
aslında çok ünlü " O " nun ben olduğumu anlayacaksın. Ve beni ömrünün sonuna kadar sevmek zorunda kalacaksın.
Bense acı içinde olacağım , gene ölümlerden ölüm beğeneceğim.
Sana altından kalkması zor saygılar sunacağım , deliliklerini iplere asacağım. Gelmen imkansız olacak.
Acı vereceğim , kararsızlıklarla uykuların bölünecek. Her defasında adımların sert ve hızlı benimle konuşmaya geleceksin , ben bitkin düşmüş olacağım. Ertelemek için bir an düşünmeyeceksin. Bencilce söylemek için damarlarına yüzlerce kez kan pompalanacak. Aslında çaresizin ben olduğumu görmeyeceksin. Söyleyi vereceksin. Elinde sert sopalarla sırtıma , karnıma ve başıma defalarca vurur gibi yıkılacağım o anda. Paylaşmanın anlamını unutacaksın , oysa aşkın böyleside paylaşılır. Acıları vardır , utançları , hataları , sırları , mutlulukları olduğu gibi. Ama paylaşmayı bilmeyecek , bir dolu acıyı kapıma bırakıp hür yüreğini alıp gideceksin. Üstelik bir ayağımada ipleri dolayıp.