Günaydın Hayat
bırak bakışların akını
göz bebeklerim yakalasın
katık edip düşü içime
damak damağa yansın.
Kadın sabahın erken saatlerinde uyandı Düş zamanın en loşunda, güneşin erkenci telaşıyla…
Usulca yatağından kalktı. Sessiz adımlarla odadan çıktı. Doğruca mutfağa yöneldi, çaydanlığa su koydu ocağı yaktı. Pencereden dışarı, yarı aydınlanan güne, karşıda ucu bucağı bilinmez denize baktı. İki güvercin karşıki çatının altından çıktı. Güzel olan dingin bir sessizliğin içinde semaya uçmaktı. “Sizinle beraber uçmak isterim” dedi içinden.
Güvercinler geniş çerçevede kanatlarını süze süze pencerenin önüne kondu. Yürek atışları, duru bir his gibi kadını sarmaladı. Dimdik durdu kadın. Nefes almaya korkar bir vaziyette öylece ….en ufak bir kıpırtı kuşların uçmasıydı. Baktı tüylerinin gri tonuna, ince boyun salınışında halka halka moruna, yaradan kusursuz yaratmıştı.
Güzel olan birbirlerine bakışlarıydı. Hayatta sevdayı yakalamak sevdalı bakışları okumak şanstı. Gagalar bir an değince cana, yudum yudum kanmaktı…
bırak bakışların akını
göz bebeklerim yakalasın
katık edip düşü içime
damak damağa yansın.
Bıraktı öylece onları çayın altı kaynamıştı.
ayşe keskin/ Trabzon