Kanım Dudağına Ulaşmadı Mı?..

yazı resim

KANIM DUDAĞINA ULAŞMADI MI ?..
ELLERİNE YÜZÜNE BULAŞMADI MI ?..

Sokaklar iğne dolu anne
caddeler iğne
gözlerime batıyor
yüreğime...
Bir sürekli zemherinin gözbebeklerinde
gözbebeklerimi içiyorlar
kaynar kazanlarda
üşüyorum anne.
Sokakları ekleniyorum
caddeleri,
cehennemlerle örtüşüyorum anne
üşüyorum,
üşüyorum anne...

Lağım gibi , irin gibi bir şey
balgam gibi , katran gibi , kusmuk gibi bir şey
ellerime sıvaşıyor
yüzüme...
Gülen çehreler ağlamaklara dönüşüyor aynalarımda
sığmıyor yüreğime bir türlü hüzün ve bunaltılar
ölüler geçiyor önümden diri diri
cam kırıkları sayısınca intiharlar
ve ayağımın altında kuş ölüleri , çiçek ölüleri
çölde bir kar tanesi oluyorum durduk yerde
Antartika'da bir damla ateş
eksiliyorum
eksiliyorum anne,
kendi silgimle kendimi siliyorum
eksiliyorum
eksiliyorum anne...

Kahkahalar kahpecedir
bir insanın göz yaşlarına değil ayıp yerlerine imanlı
ve iktisat ki kahkahalar dinidir
bütün menzillerinde gözyaşı dağları
Mısır piramitlerine uyak yükselir

İşte bitiyor yüreğim yüreğimde
vakti nakde çevrimliyor bütün terimler
vakde çevrimlenemiyor bütün terimler nakit ne yapsa
bir törpü işliyor sürekli şehrin çatılarında baykuş
bir şey eriyor, bir şey azalıyor, eksiliyor sürekli
uzayan gökdelenlere inat
benim bu yalnızlığım bundandır anne
bundandır önemsizliğ ozon tabakasının
deoderantlara ve böcek ilaçlarına değiştirilen
ve bundandır açlığın türevlenip dev beşikler
çocuk iskeletlerinden göğe merdivenler çıkartmaları
benim bu yalnızlığım bundandır anne
yüreğimde güneşlerin soğuması
diri diri yakılmamı istemeleri
mabetlerde prangalara vurulmam
ve içimin içime sığmaması
etimi hırs küpü dişlemelerim bundandır
bu delice, bu bitmez tükenmez ölüşlerim bundan...

Benim nabız vuruşlarımdan mı ne çalınıyor irinli yaşamaklar
benim nefeslerimden mi ne çalınıyor iblis kullarına nefes
benim ölümlerimden mi ne canlanması plastik tanrıların
gittikçe
gittikçe eksiliyorum...
Yüreği kelepçe olmuş adamlar insana terimler üretiyorlar insansız
kusmuktan insanlar geçiyor önümden
aynadaki hayalime bile tüküremiyorum
katran oluyor caddeler ve sokaklar birden
kelimenin her iki anlamıyla katran
ve ben sokakta sokaktan, caddede caddeden uzak
içime çekiliyorum
içime çekiliyorum anne...

Bir dağ başına çekilmek, çoban ateşi, koyun, kuzu ve kaval
kır çiçekleri
başı omuzumda bir yar
şırıl şırıl sular, masmavi gök, mis kokulu püfür püfür bir rüzgar
bir mana veremiyorum yüreğime bir türlü
en güzel manalarıyla dünya bir bıçak gibi asılmış cihetlerime
değmesem şirin bir bıçak
sinemalara gidiyorum, tiyatrolara, operalara....
senetler, çekler, bonolar, makbuzlar, evraklar...
ölüm bahasına kovboy filmleri seyrediyorum, çizgi filmler, diziler...
şehrin yaşaması için çarmıha geriyorlar sevinçlerimi riyasız olan
değmesem şirin bir bıçak
ölüme inat olsun diye yaşamak önermeleri
kanımla boyanıyor birden en izbe köşesine dek şehir
her yanım çocuk ölümleri
seni bir çocuk üreticisi yapıp çıkıyorlar işin içinden
benim bu amansız üşümelerim bundandır anne
eksilmelerim bundan...

Avuçlarımda bir sızı var anne, ışık hüzmeleri, her açışta yanmalar
müjdedir bu
çoğalmalar müjdesi...
Çoğalacağım anne
azaltanlara inat
bütün insansız terimlere, açıklamalara
şefkatini tutarak
çoğalacağım
çoğalacağım anne

Başa Dön