Karanlığın Kıyısında Boğulan Güneş

Güneşin önünü karanlıkla örttükleri zaman, gözler kapanır ve kölesi olur karanlığın... Gecenin kara çarşafı güneşin önünde dalgalanırken ya canavarlaşacağız ya da kölelerin kölesi olup öleceğiz...

yazı resim

Güneş doğar. O ilk kez açar gözlerini; güneşin parlak ışığından kamaşan gözlerini tekrar kapatır, rahatsız olur gerçekliğin çirkin görüntüsünden. Ama güneşin önüne bir perde çekerseniz o minnacık gözler anında açılacaktır çünkü perdeler küçük bir yalanla örter bu acıyı kaldıramayan gözleri. Ama bu yalanı uzun süre tutmak zordur. O küçük gözler giderek büyür, ayaklanır, dört duvarın arasından çıkar. Biraz daha büyür, büyüdükçe yeni gerçekler, gerçeklerle birlikte yeni yalanlar. Sonra biraz daha büyür, daha çok gerçek görür o gözler ama yeni yalanlarla kapatılır. Bu seferki yalanlar acıyı azaltmak için değildir… Bu böyle gider; gözler büyür, yalanlar artar…

Gün gelir gözler yalanların kölesi olur. Bir daha açılmamak üzere kapanır gözler. Köleliği kendi yorumlarıyla değiştirir, kendi yalanlarının da kölesi olur, başkaları yalanları sürdürür. Bir süre sonra artık güneş görülmez olur. Kara bir çarşaf örtmüştür güneşi ve kimse göremez. Aynı bizim gibi…

Gözlerimiz bitmek bilmeyen yalanlarla kapatılır, kendi yalanlarımızla kölelerin ahlakına erişiriz. Kapitalizmin kralları yalanların karanlığına gömer gözlerimizi. Gözlerimizi açarken iki seçeneğimiz olur: ya karanlığa gömülürüz, ya da güneşe bakanlarla beraber toplumun canavarları oluruz.

Artık zamanı gelmiştir beklide. Canavarların, karanlığın kara çarşafını ateşe vermesi gerekir… Ya ateşe verip kör gözlerin güneşe bakmasına yardımcı olur, ya da elinde meşaleyle ölür… Ama o meşalelerle kendini yakmak… Asla… Kölelerin yalanlarla uyuşmuş gözleri, canavarların alevi hiç sönmeyen meşaleleriyle açılacak… Belki bu gün değil, belki yarın da değil… Meşaleleri tutan kollar ayakta olduğu sürece yeni kollar yükselecek ve güneş yeniden doğacak… Karanlığın kara çarşafı kalmayacak… Güneş ufukta tekrar parıldayacak…

Jack Araz

Başa Dön