Bir gün Ormanın kralı aslan yattığı yerde sıkılmış olacak ki, ormanın içinde gezip uzun süredir ilgilenmediği tebası ile haşır neşir olmaya karar verir.
teker teker gezerken bütün tebası olan orman varlıklarına selam vermeyi de ihmal etmez. tabii bu durumdan teba çok hoşnuttur ve aslanın etrafında ise dört dönmektedir. işte bu ilgi karşısında morali yerine gelen aslan keyiflenip gerinirken, O sırada yerde yaprakların arsında ufak bir karıncanın hızla bir yere gittiğini görür ve ve ona da seslenir
-Merhaba karınca kardeş böyle nereye gidiyorsun?
fakat karıncada herhangi bir tepki veya cevap hareketi yoktur. Aslan bu sefer bir daha ses eder
-Heyyyy! karınca kardeş duymuyormusun sana seslendim
ilginçtir ki karınca yine cevap vermez, halbuki ufak bir karıncanın, koca bir kral aslanın sesini duymamasına imkan yoktur. Bunun Üzerine Aslan pençesi ile karıncanın önünü keser ve yine temkinli davranıp incitmemek için şöyle sorar,
-Yahu karınca duymuyormusun duymamazlıktan mı geliyorsun? ikidir sana sesleniyorum, duymama ihtimalin yok gibi geliyor bana ve sen cevap vermiyorsun yine de
işte o zaman karınca artık cevap vermek gerektiğini anlar ve der ki;
-bir de selam bekliyorsun düşüncesiz varlık geçen gün seni gördüğümde sana selam vermek için ayağına kadar geldim ve sen beni görmeden ezip geçtin anca daha yeni toparlanıyorum
Bu sefer Aslan tebanın bu küstağlığına şöyle cevap verir.
-yahu küçücük karıncasın, görmemişiz işte basıp geçmişiz ne yani kibir gururmu sergiliyorsun şimdi sen bize?
karınca ise bu duruma şöyle cevap verir.
-küçücük bir karınca gözüne batmıyor da, küçücük bir karıncanın gururu mu gözüne batıyor? sence hangimiz daha gururlu daha kibirliyiz?
Mehmet Fatih Doğrucan ]