her baharda kuşlar kanat çırparmış
ben uçsam nehirler kurur, ceylanlar vurulur dağlarda
kasım gelir kasıla kasıla
kasırgalarıyla
ben uçsam mevsim hazan olur
hasret ile yola çıkmak nedir bilmez misin
yazı başka ağlar
kışı başka
biçimsiz sızılara gebe kalır geceleri
geceler sayrılı sabahlar doğurur
kırılır kanatları çocukların
üzerinden silkeleyerek gidenlerin ardından
yetimlik kolay değil bilmez misin
yıkar umudun kalesini
menevişlenen hüzün boğar gözlerindeki feri
sonbahar gelmeden sararıp dökülen yapraklar gibi
elleri solgun gülüşler toplar gamzelerinde
bırakılır gelgitlere
insafı yoktur zamanın, dil acıya keser
başlar aysız gecelerde
ayrılığı kuşanmaya başlar türküler
senin o gidişin yok mu yüreğimin orta yerine düşen
dokunsam kan damlar sarkacından
sussam kan-konuşsam kan
hangi yana baksam
hangi yana çevirsem zamanı acıdan üryan
sorma….
sorma nasılım diye
dilimden dökülen nağmeler amansızca
bari
bari bir selam yolla
varsın dudaklarının buzlu yerinden olsun
itirazım da olmaz inan
de ki…
sana umutsuzluğu gönderdim
sana uykusuzluğu
baştan aşağı gözyaşı, baştan aşağı hicran
dudaklarımda ziftlenmiş bir keder ki
küçültsem diyorum küçültsem ufalasam sensizliği
bir çığlık gibi döksem yollara tükenir mi
ah senin o hercai duruşların yok mu
kırar sözcüklerin dilini
getirir cinnetin saatini
haydi…
ya kutsa ölümü gözyaşlarınla içten
ya da beni bana ver
çek git istersen
Müsade Özdemir