dolunaya dahil meridyende iki aynı yerde…ayrı evde,
Saat 01.13
Gökyüzü ayla dolup taşarken duyguların kızılla bezenmesin.
Penceremin karşısında yatıyorum.
Ayın parlaklığı usulca süzülüyor.
Sakin sakin kaplıyor odayı, göremesen de gösteriyor varlığını.
Bahçemdeki ağaçlar saklanamıyor, karanlık siluetlerdi ay yokken.
Şimdi yaprakları bile belli oluyor.
Çocukken karanlıkta eşyalar bir garip görünürdü, korkunç yaratıklara benzetir yataktan çıkamazdım.
O geceler geldi aklıma.
Şimdi hepsi olduğu gibi görünüyor.
Işık aydan geliyor.
Bir şekilde burada.
Gözünün içine bakamıyorsun, yüzünü çeviremiyorsun, ay da seni göremiyor ve üzgün.
Sevgilinin yüzünü görmek mi yoksa sevgisini bilmek mi hangisi öndedir senin için bilmiyorum ama ışığıyla yanında ay, sevgilinin saçları yüzünü kaplar gibi.
Koklamaya çalışırsın göremediğini, tutmaya çalışırsın koklayamadığını, sarmak için koşarsın tutamadığını ama bil ki hepimizde var ayın bir parçası.
Biz yıldızların kalbinde yaratıldık.
Öptüm.
saat 02.14
gece uykumdan kaldıranın bir nedeni varmış meğer.
Rüyamda beni çağıran sözlerin varmış.
Eskiden karanlık görünen her şey, zamandan değil içindeki ışıktan dolayı korkutmuyor gecelerini.
Herkeste var aydan bir parça.
Herkes göremese de kalp hala sevgilidir,sevgili.
Işığını özleyen akşamlar anlatır en çok,
Karanlığın altında da aynı saçların parlayacağını.
Gece kızıl,sarı,siyah.
Ne fark eder?
Baktığın yer, gördüğün renk, kalbinden gelen ışıktan doğuyorsa…