Bak hele sen nasılda masum rolde. Sen yaptın demeyi de biliyor. Masumiyetin sırları nasıl çözülecekti. Seni tanıyorum derken gülüyordun. Severek kaybetmeyi öğretmiştim sana. Hatırla, her yaptığın hatanın bedelinde sustuğumu, susarak kaybetmediğimi. Sabrettikçe zorluyordun sevgiyi. Oysa sana aşık olamazdım, arayışlarında binlerce kadın varken. Aslında yalan söylerken bile kendini kandırıyordun. Bilmiyordun; dimi gözlerine bakarken bütün dünyanı gördüğümü. Her ilişkin için masallar anlatıyordun. Benim için,bir varmış, bir yokmuş özeti. Tümü senden seni isterken, çekimser kalan bendim. Özgürlüğe düşkün biri olarak sen asla aradığın huzuru bulamazsın, bedenleri merak etmekten vazgeçmediğin sürece.
Herkes masumum derde: Masumiyet sorar? Masumiyetin sırları ne?
-Masum : Söylersem nasıl bakacaksın gözlerime? der.
-Masumiyet: Kabuğunun dışına çıkma, yargılanırsın, iyisi mi sus!
Susar!!! Masum bakış bir süre. Mahşer çıka gelir:
-Mahşer: Kabuğunda kal, vurup kırmaya çalışanlara diren.
Kırmayı başaran senindir. Kırıp da gider o başka.
-Masumiyet: Sadece kendini kandıran susma payı var.
Gözlerim, gözlerinde sustuğunda vazgeçtiğimi anladım. Hala masum rolü oynamana alışıyorum. Zor olan masum masumiyetin değerini bulabilmekti. Aktığım suyun önüne bend koyamazdım. Ne küçük bir sel ne de durgun bir göl. İçimizde suskunluğa daima bir gözlemci olacak. Nefes alabilmek susmak kadar elinde. Nefesi alırken içindedir. Nefes verirken atmakta. Kandırma kendini, bak susmak da, susamamak da nelere sebep.
Üç şey çok önemli!!!! Rahatla, soru sorma, olduğu gibi kabul etme. BAŞARIRSAN kazanırsın. Var mı öyle hep bana misali. İstediğini senden istendiğinde yapma, sonrada sus de. İşte hayatta aradığın susmayı sen başardığında seninle olacak. Sen istediğinde onlar isyanda olup, paylaşamayacak. Neden ve niçinlerle yaşama. Bedenleri kullanma ihtiyacını sana ait olanda bul derim sana, ben. Susarak, susturduğum yerde, suskunlukta kalmayı tercih edeceğim sen dediğim günde.