yazı resim

varlığından bile haberdar olmadan yaşarken sessizce
tıkanırken kendi sessizliğimde
bir gün sarhoşken ben
düştüğüm bir kuyu gibi gözlerin
solgun, sorgusuz ve sonrasız
kestiremediğim bir sonraki saatlerim gibi..
yelkovanı yamuk ve kırık,
kırgınlıkları kavruk, düşük ve düşsel..
her gece düşümde gördüğüm sensizlik gibi anlamsız,
anlayışı bozuk, bozguna uğramış varlığı içimde..
acılı, acımtrak ve arsız kimi zaman..
hiçbir kimliğe bürünememiş,
yine de öylece büyümüş içimde..
habersiz bir virüs gibi
habersiz bir vitamin gibi
hem besleyici hem öldürücü
en sevdiğim ölümcül düşlerim gibi..
sadece düşlere ait
sadece düşmeye sabit..
vurmaya çok müsait
mümkünün yok senin
mahkumiyetin öyle sabit.

kinayesiz ve kifayesiz
ya da her neyse
böyle burkulur yere düşen kırıntılarım korkma duymaz kimse
kibritimi yakınca kibirsizce sadece alev alırız birlikte böyle patlarız kendi kederimizle
serilirim sessizce ve serserice
ve patlarım kendi kederimle
ama duymaz kimse..
duyulmaz böyle hareket edince sessizce
sensizce ama içeride senden bolca giyince
yapışır üzerime istemsizce senden bolca
bol gelen ruhum..
boğar beni ruhsuzca ve rahatsızca..
boğar en sevdiğim anlarda..
kimseler olmasa da açılsam sana boğulurcasına
yüzsem kısa bir an olsa da boşluklarına
yüzgeçlerim parçalansa da,
altına alsa da dalgalar yürüyemesem de
yüzsem sularında bağırırcasına ve bağımsızca..
bağdaşmak istemesem de senle
bağlanırım farkında olmadan iplerinle
bağlar ve boğarım kendimi iplerinle
iplerinle asarım kendimi istemsizce
güçsüzüm yanıbaşında
gömülmüşüm gönülsüzce gönlünün mezarlarına..
güçsüz cesedim, geçici bu mezarlıkta..
ruhuna dua okumamış kimse
o yüzden huzursuz kıpırtılar içinde sallanır
salıncak misali karanlıklarda

soyunup atsam şimdi bu senli desenli derimi
ne kadar zaman alır iyileşmesi bilmiyorum,
ne kadar zaman alır yenilenmesi..
bukelamun misali değişirim her gün ışığında
derim güçsüz, düşsüz sensiz
düşerim öylece yatağa burukça..
üzerimde kalır ama hep derim
içinde senden boğarcasına dedim ya..
kusarcasına..
içerim ardından kusursuzca
kuytularım ortaya çıkarcasına..

kalbinde bir yabancılaşma var
tanımlanamayan
hislerin üzeri örtülü
tanımlanamaz neler hissettiklerin
yırtsam beynini aralasam şakaklarını
neler taşar yalnızlığımızdan kim bilir
neler patlar duygu fişeklerimizden ben bilir..
sana da bana da dar gelir zaman..
kapanmış perdeler,
penceremden dışarı siyah çerçeveler..
büyük bir taşla kırmak istediğim,
ve ardındakileri görmeyi hayal ettiğim,
ama asla görmemem gereken
ruhunun camlar ve cambazlıkları..
üzeri örtülü örselenmişlikleri
ve örtüşmeye çok müsait yalnızlıkları,
her an düşmeye hazır düşleri..

bu düştüğüm dünya
yansıtmıyor ne beni ne de seni
şimdi bulunduğum yerden bağırıyorum sessizce
çünkü baş edemiyorum artık
hayali bile olsa bu sensiz sessizlikle!

bu seçtiğim kelime
hırpalıyor ikimize de
çünkü bitişemiyoruz artık hiç bir hayatla!

Yorumlar

Başa Dön