Sevgili Günlük

Kaleme kağıda sormadan, bana sormadan, ben gibi siz gibi bir yüzleşme, bir başkaldırı... Belki edebi bir yapıt değil, belki bir günlük sayfası, ama hangimiz günlüğümüzde isyan etmedik ki...

yazı resim

Koştum peşinden zamanın; yetişemedim
Seslendim seslendim; duyuramadım sesimi.
Attığım her adım beni daha çok zorluyordu. Her seslenişimde biraz daha kısık çıkıyordu sesim, BÜYÜYORDUM.
Artık korkmuyordum geceleri yalnız kalmaktan, annemsiz yatmaya bile alışmıştım, göz yaşlarımı kendim silmeyi de öğrenmiştim. Bir de şu sessiz gidişler olmasaydı arkaya bile bakmadan, BÜYÜYORDUM.
Yanıldığım zamanlar daha az olmaya başlamıştı artık doğrularımdan, sanki ilk defa tanıyordum insanları bu kadar yakından. Her merhaba yeni bir umut ve yeni bir elveda oluyordu aslında umutlarıma kapanan, BÜYÜYORDUM.
Alışmayı öğrendim sonra, gülüp geçmeyi. Her düşeni kaldırmamak gerektiğini bildim; kendim kalkmayı öğrenince, kaldırdıklarım üstümden geçince. Zararını öğrendim sevginin ve faydasını gördüm acımasızlığın, artık her gece yatağıma ben gibi yatmasam da öğreniyordum büyümeyi.
Sonra kıymetini bildim eski günlerimin, ellerimi bırakmayan dostlarımın, küfrederek çıktığım okul yollarımın, üstüne kalpler çizdiğim sıralarımın, buraya yazılamayacak duygularla bağlı olduğum ailemin, özlediğim şehrimin, burnumda tüten evimin, annemin yemeklerinin, babamın tatlı sert bana çatışlarının. Üzüldüm kaçırdığım fırsatlara, kendime kırıldım kırdığım dostlar adına.
Şimdi başka bir şehirde, başka duygularla ama aynı BEN 'im...
Değiştirmeye çalıştım kendimi, başaramadım, belki de büyümeyi başaramadım.
Anı niyetine yazdığım tüm yazıları salıyorum şimdi gönül penceremden. Ben onlarla mutluyum. Onlar uçuşup durdukça kalbimin içinde ben daha güçlü olacağım hayat denen bu komedi trajedik oyunun içinde

Başa Dön