Bir Pazar günü akşamı Caddebostan deniz kıyısında keyifli saatler geçirdikten sonra evime dönüyordum. Baktım, yalnızca kuyruğunun ucunda bir tutam beyaz tüy olan kapkara, iri bir sokak köpeği, gelene geçene kuyruk sallıyor. Hayvanın –bakınca– iyi niyetli olduğunu anlıyorsunuz. Biri uydurma bir tasma takmış boynuna, kemer gibi bir şey. Onu uzaktan gözlerimle sevdim, yoluma devam ettim. Migrosa girip biraz alışveriş yaptım. Elimde torba çıktım, trafik ışıklarında bekliyorum. A baktım o köpek, o da ışıklarda bekliyor. Başka insanlar da bekliyordu. Birbirlerine gösterip “Bakın,” diyorlardı, “köpek ışıkların değişmesini bekliyor.” Belki, “Belki herkes bekliyor diye bekliyordur.” diye düşünüyorlardı. Biz beklerken birkaç insan ışıkların değişmesini beklemeden kendini yola attı. Arabaların korna sesleri arasında karşıya geçtiler. Biz ikimiz bekliyoruz. Köpek geçenlere baktı ama onlara uymadı. Beklemeye devam etti. Sanki ayıpladı mı ne geçenleri? Ne zaman yayalara yeşil yandı, köpek o zaman karşıya geçti. Ben de onunla birlikte geçtim. Hayvanın yaptığı bir şey daha vardı. İnsan gibi yaya geçidini kullanmıştı. Uzaktan veya arabaların arasından geçmedi. Elimde torba vardı. O biraz hızlı yürüyordu tabi. Ama birkaç dakika sonra Bağdat Caddesindeki ışıklarda, yaya geçidinde yine yan yana duruyorduk. İnsanlar yine onu gösterip gülüşüyorlardı.
Bu sırada, yanımda duran tanımadığım bir kişi arkadaşına Selamiçeşmede gördüğü bir şeyi anlattı. Artık doğru mu yanlış mı bilmiyorum. Bir fare aynı şeyi yapmış. Fakat biraz şanssızmış. Yeşil ışıkta geçerken, tam yol ortasındayken ışıklar değişmiş. Hayvan hemen kaldırıma geri dönmüş. “Yattım yerlere gülmekten” diyor, tanımadığım kişi.
Köpekle ben yine sabırla ışıkların değişmesini bekledik ve yeşil yanınca güvenle karşıya geçtik. Köpeklerin renk körü olduğunu söylerler ama hayvan herhalde parlaklığa ve işarete bakarak takip ediyor. Demek bazı insanların kafalarında fare beyni kadar bile beyin yok. “Yayanın yaptığı kendine zarardır, seni ilgilendirmez” diye düşünebilirsiniz. Ama kurallara uymak böyle başlar. Başkasına zarar vermediğiniz tezi de doğru değildir. Yaya olarak ya da direksiyon başında, kaza olmasa bile başkasının yaptığı bir hata yüzünden strese giren bir kişi, sırf o yüzden bir sonraki zor durumda kaza yapabilir. Görünmez sebep siz olursunuz veya o kişi olur. Haberleri de yalnız köpekler dinliyor olmalı ki trafik kazaları can almaya devam ediyor. Bağdat Caddesi gibi bir yerde hayatlarının baharında iki insan aşırı hız yüzünden can veriyor, bir yıl sonra iki kişi daha... Ben de nizami geçiş yaptığım bir sırada kırmızıda geçen bir ‘insan’ yüzünden ayağımı burktum, az kalsın eziliyordum. Korkarım aynı şey bu köpeğin de başına gelecek. Zavallı, o ‘insan’ın neden kırmızıda geçtiğini anlamayacak.