Uzaklardan Seyrettiğim

Yalnız be isyan dolu saatlerin ibresini kırıp / Vuslat diye bağrıma bastığım hicrânı öldürüp / Benliğimin en kuytu köşelerinden sıyrılıp / Dertlerime deva olasın diye geldim kapına

yazı resim

Kaybettiğim seni uzaklardan seyrediyorum
Bir idâm mahkumunun
Demir parmaklıkların arkasından
Özgürce uçan kuşları seyrettiği gibi
İçimdeki ukde,
Seni çözmeye çalışıyorum
Kalbimdeki tek dikensiz gül
Seni yeşertmeye çalışıyorum
Ne Leyla’sın kalbimde ne de Kerem ’in Aslı!sı
Sen; mutluluksun
Sen; umut
Ben; her sevgiyi ziyana uğratan,
Her umudu batıran
Bütün günahları bağrına basan
Bir müflis tüccarım, hep ziyandayım
Ben; bir divâne yolcuyum bütün yollarım çöl
Sen; çöllerin ortasında
Yemyeşil bir bağsın
Sen; bir güneşsin
Karanlıklar yüzüne hasret
Sen; bir aysın
Sen olmazsan, geceler zifiri karanlık
Sen; umutsun
İsmin kalbimdeki müebbet mahkumların,
Tek kurtuluşu

Kalbim bin parçaya ayrıldı,
Her parçasına bin gam taht kurdu
Bir cam gibi kırıldı
İçimdeki elmastan yapılmış saraylar
Sen; uzaklardan seyrettiğim
Sen; Karani’nin göz yaşları
Sen; Yunus’un aşkı
Bir gülümsemenle yüzüme
İçimde hiç batmayacak güneşler doğar

Yükselir göklere
Gönül sarayımın yıkık burçları
Yolsa zifiri karanlıklar içinde
Muzdaripim, mahzunum...

Yalnız be isyan dolu saatlerin ibresini kırıp
Vuslat diye bağrıma bastığım hicrânı öldürüp
Benliğimin en kuytu köşelerinden sıyrılıp
Dertlerime deva olasın diye geldim kapına
Çünkü sen; mutluluksun
Sen; umutsun
Çünkü sen, hayatsın;
Canıma cânân alan

Başa Dön