Yağmur

Sonra bigün yıllar üzerimize bizi ekleyerek, ezerek, acıtarak geçerken yine bir yağmura yakalandım. Oysa ben fazlaca yağmıştım zaten o günlerin üzerine. İçimdeki okyanusları kuruttum sanmıştım. Bitmemiş meger... Balkona çıktım... Yağmura eşlik edecek kadar çok yağabilirdim kendi ülkeme.

yazı resim

Çatı arası odamın camından puslu havaya bakıyorum. Yağmur damlalarının aniden yeryüzüne fırlatılışına. Kırmızı kiremitlerin nasılda kendine özgü bir sesi var yağmurla bütünleşirken.Tık tik... Ne tuaf... Biraz huzur, biraz öfke, biraz isyan, biraz mutluluk hepsini nasılda birarada barındırabiliyor insan. Ne çok şeyi aynı anda hissediyorum o an. Kalbim genişliyor sanki. Gözlerim bugulanıyor, yüzüm gülüyor...

Çok eskilere gidiyorum bi anda. Siyah beyaz bi geçmişin en renkli fotoğraflarına. Çok küçüktüm... Yine böyle bir gündü. Annanemin çatısına düşen yağmur daha öfkeliydi galiba yada ben çok küçüktüm hayallerimde aksine büyüktü. Aralık camdan bahçeye bakardım, oyun oynamak için yanlıştı zamanlar. O zamanda aynı şeyleri hissederdim. Biraz huzur, biraz öfke, biraz isyan, biraz mutluluk... Çok farklı düşüncelerle yine aynı şeyi hissederdim, hissettirirdi yağmur.

Sonra bi gün yıllar üzerimize bizi ekleyerek, ezerek, acıtarak geçerken yine bir yağmura yakalandım. Oysa ben fazlaca yağmıştım zaten o günlerin üzerine. İçimdeki okyanusları kuruttum sanmıştım. Bitmemiş meğer... Balkona çıktım... Yağmura eşlik edecek kadar çok yağabilirdim kendi ülkeme. İçimdeki çocuk benim kadar karışık degildi oysa. O sadece acıyordu. Haklı yaraları vardı, haksız yaralanışları... Bana uzun gelen vakit aslında kısamıydı yoksa uzunmuydu gerçekten bilemiyorum. Ne kadar kaldık o balkonda, gökyüzüyle birlikte ne kadar ağladık onuda bilmiyorum. Gökyüzü kocaman bi ışık yollamasaydı ülkeme belkide susmayacaktım.. Korku ve çaresizlik karışımı bir duyguyla sustum. Yağmur devam etti. Bana rağmen... İçime bi anda biraz huzur, biraz öfke, biraz isyan, biraz mutluluk doldu yine. Yalınayak koşmak istedim sokakta. Cümlelere sığdırıp anlatamadığım kendimi, öfkemi, isyanımı yeryüzüne bırakmak istedim. Yine yanlıştı zamanlar. Susarken nasılda büyüyor insan.

İşte bugün kırmızı kiremitlerin üzerinde şarkı söylerken yağmur puslu havaya buğulu gözlerle bakıp biçok şey anımsadım. Hayat bana rağmen devam ederken sol yanıma attığı çizikleri onarmak hep bana düştü. Herşeye rağmen deyip umutlandırırken kendimi, diz kapaklarımın üzerine kaçıncı kez düştüm sayamadım. Kalbim gerçekten genişlemişti artık. Bir çok duyguyu aynı anda barındırabiliyordu. İçimin okyanusları tükenmemişti de durulmuştum sanki.

Sonra durup düşündüm...
Bütün bunlara büyümek mi desem yoksa büyütülmek mi bilemedim. 2009

Başa Dön