Murat Yüksel

Aylardan Ocak, Mevsimlerden "Kara" Kış...

Gökyüzü haykıra haykıra ağlıyordu zifiri karanlığın üzerine, rüzgar aklın alabildiğince hırçın, soğuk mümkün olabildiğince keskindi.. Yakıcı bir don geçiyordu yüzleri yalayarak alenice.. Aylardan Ocak, mevsimlerden "kara" kıştı; hem gecesiyle hem de gündüzüyle.. Kendi içine ufalmış gölgeler bile pusmuştu karanlığın ardına kaçabildiğince, kaybolabildiğince.. Şehir korkmuş, şehir ürkmüş, şehir şaşkın,

Gülümseyin... Çekiyorum!

Hani bakıyorum da şöyle etrafıma, çevremdeki herkes o kadar mutlu ve öylesine keyifli görünüyor ki.. Sağım solum önüm arkam Polyannalarla dolu irili ufaklı.. Herkesin yüzünde ayrı bir gülümseme, şen kahkahalalar evrende yankılanmakta.. Bu durumlarda aklıma ister istemez Halil Sezai geliyor.. Diyor ya "Tuhaflık bende mi?" Ey mutluluğun pirleri,

Bir Sana, Tek Sana, Yalnız Sana, Hep Sana...

İyileşsin diye hastane köşelerine terkedilmiş bir meczubum sevgilim, aşkının şarabında sarhoş olmuş.. Sarhoşluğum sinmiş üzerime, yalpalamam ondandır adını tesbih gibi her zikredişimde.. Bir seni görüyorum, bir seni biliyorum bu halimde.. Kimse sormuyor halin nicedir, bense her gün seninle doluyum aldığım her nefeste.. Deli gömleği diyorlar giydirdiklerine; doğrudur, benim

Başa Dön