Düşler Kentinde Bir Kız
Sen rüyalara inanmazdın / Aslında orada tanıştık / Tanrıya inanmazdın
Sen rüyalara inanmazdın / Aslında orada tanıştık / Tanrıya inanmazdın
Başka seçenek olsa dönebilirdim. / Sabah ışığında iblislerle dans eden /
Güller yüzünde buruştuğunda / Kokladığım kahkahalarının arasında / Sesin havada
Bu baskı o mu? / Çıkacak kapı arıyordu kelimeler. /
Topladım bütün cesaretimi. Karanlıktan değil kendimden korkuyordum. İçimdeydi karanlık. Ay ışığı kapalı perdelere rağmen loş kılıyordu odayı. Ay tutulması olsa keşke dedim o anda. Hatta bir daha dönmemek üzere terk etse insanlığı.
Elimde tuttuğum sürece onu, yaşıyordum çocukluk yıllarımı. Tekrar... Tekrar... Sıkıca sarıldım ona bugün. Göz yaşlarımı verdim ona son defa.
Saklanıyordu. Ama neden? Kırmızı olmalıydı şimdi. Çok fazla mavi vardı. İyiye işaret değildi. Eski alışkanlıklar... Elinin titremesi hızlanmıştı ve hareketleri de.
Bulamamıştım o sevgiyi onların içinde, bulamamıştım o şarkıları onların konuşmalarında, bulamamıştım o sessizliği ben konuştuğumda...
Sonra sinirleniyor bana hayat. Kin kusmaya başlıyor birden. Yeşil yaprakları kuruyup dökülüyor, dallarını insanın ulaşabileceğinden daha yaşlı otlar bürüyor ve çelik gibi sertleşiyor girintili gövdesi. Kaçmamam için sıkmaya başlıyor beni. Kuru dallarından
Üç çizgi vardır her zaman, / Dolunayla kaybolan ve hilalle barışan.
Daha fazla suya gereksinimi vardı şimdi. Babasının son sözleri çakıyordu başında: ?Hayata dair yazılan mektupların hepsi adreslerine ulaşır...?
Delidir biraz
İ.Ü. Veteriner fakültesinden bir adam işte
İstanbul
Kurgu Öyküleri ve Şiirler
Umberto Eco, H.P.Lovecraft, E.A.Poe, William Gibson
E.A.Poe