Nereye Kadar?
Ülkemin geldiği bu noktadan büyük üzüntü duymakta ve bu sahnelenen rezaleti gelecek endişesi ile izlemekteyim.
Ülkemin geldiği bu noktadan büyük üzüntü duymakta ve bu sahnelenen rezaleti gelecek endişesi ile izlemekteyim.
♥ÖNEMLİ ♥
Bir serinin son yazısıdır bu.
Eğer ilk defa okuyorsanız lütfen öncelikle serinin diğer yazılarıyla başlayın okumaya
14 Şubat Öyküsü - 1 için [lütfen buraya tıklayın](http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=3450)
14 Şubat Öyküsü -2 için [lütfen buraya tıklayın](http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=3451)
Kalem artık beni yazmıyor / Sayfaya gölgem düşmüyor / Hayal
Yanılgılar insanların sahip oldukları gerçekleri midir aslında ?
Bir adam ve bir kadın : Bir film...
Nedensiz ve zamansız özlemeli bir yudum kahveye eşlik edip belki sessizliği paylaşmayı, aynı odayı solumayı. Gökyüzünü aynı anda görüp güneşi birlikte uyandırmayı….
Dost dediğin yanında çıplak kaldığında tedirgin etmemeli seni. Sevmeli ve sahiplenmeli dost gönülleri...
Şehrime gölgesi düşen dağ / Heybetin beni korkutmuyor / Çünkü
Dost dediğin tuttuğun el değil değdiğin yürektir...
Asfaltın kenarında kendi kendine biten bir günebakanda aklım / Biraz ötesinde bir tarla
Savaşa tamamen teslim olmuş, yanmış yıkılmış bir şehirde / Hala dönmeye gayret eden
Herkesin hikayesi kendi kalbinde gizlenmiştir ancak. Deşsen de ulaşamazsın, çıkarıp ortaya sayfa sayfa okuyamazsın
Sadece bir tutam beyaz katmalı siyaha, / Karanlığı aydınlatmak üzere. /
Bazı anlarımdayım ben / Hani şu çok korktuğum / Ürktüğüm
İnsanların gelecek için kurguladıkları pembe tablolara biraz yakınlaşınca bağırarak kaçmak istedikleri bir zamanın üzerine belkide bir onay yazısı...
"Hayat; hoyratsın bugün gene" dedim / Bana güldü... / "Dün
Sakın indirme yumruklarını yüzünden aşağıya diye öğretilirmiş hayat çocuklara, indirme ki aldığın darbe burnunu dağıtmasın. Ama kendi yüzünü korurken öyle bir indir ki yumruğunun birini karşında ki bedenin boş olduğu anda zayıf yanına, devrilsin boylu boyunca, kalkamasın bir daha…
Kurnadan aldığı bir maşrapa kaynar suyu göbek taşına boca edip deriden yapılmış göbek taşı yastıklarını atıyor ortaya ve bize “Yatın!” diyor. Hayatımda ilk defa bu kadar buyurgan bir ses ve tavır ile karşılaşıyorum ve kuzu kuzu bu aldığım emre itaat ediyorum.
Büyük balığın küçük balığı bir lokmada yuttuğu bir ülkenin - pardon akvaryumun - bana çağrıştırdıkları üzerine kısa bir toparlama sadece...
Yıllar önce aynanın erkek ve kadın olan taraflarına ait yazılmış bir öykünün artık üçüncü tarafından bakılma anı gelmiş demek ki düştü bu öykü kümesinin 3. yazısı ekrana... 14 Şubat Öyküsü - 1 ve 2 yi okuyarak bu seriye başlamanızı tavsiye ederim.
Bu kez de ilk iki
19 Ocak 2007, İstanbul.
Tam bir yıl önce bir haber düştü gündeme bomba gibi, Hrant Dink vuruldu!
bence , hayatlarımızın sorumluluğunu elimize aldığımız andan itibaren , suçlayabileceğimiz kimse kalmamış demektir.Sizce?
1972 İstanbul doğumluyum. Kendimi bildim bileli yazı yazmak büyük bir zevk olmuştur. Paylaşmanın keyfini İzedebiyat ile öğrendim. Teşekkürler...
İstanbul
Çok fazla devrik cümle kullandığımı biliyorum ama yazının sadece gerçekten anlamak için okuyanlara yazılmasından hoşlanıyorum.
Okuyanın kuracağı benzerlik önemli olacaktır.
http://www.bebekkokusu.com/koseler/kuytukose.asp