Edebiyat yaþamýn öncüsüdür, onu öykünmez, ona istediði biçimi verir. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Sultan sofrayý toplayýp, ortalýðý topladýktan sonra, odasýna yönelip gitti. Düðün için hazýrlýk yapmaya baþladý. Saçlarýný taradý, yeni entarisini giydi. Yemenisini de takýnca, bir baþka güzelleþti. Aynada kendini görünce, gülümsedi. Bu haliyle kendini bir gelinlik kýza benzetti. Salona geri döndüðünde; Memo emmi dikkatlice kýzýna baktý, onu bir güzel süzdü. Onda karýsý Fadimenin gençliðini buluyordu. Sonra yarý alaylý bir dille takýldý kýzýna, "Ne o kýz?"dedi. "Düðün senin mi yoksa Feridenin mi?" Sultan utandý, yanaklarý al al oldu. "Aman baba" dedi gerisini getiremedi. Babasý oturduðu yerden kalkarak kýzýnýn yanýna gitti, ona sevgiyle sarýldý, yanaklarýndan öperek, "Þaka þaka. Benim tatlý kýzým." dedi. "Baban kurban olsun senin yoluna." Sultan babasýnýn titreyen ellerinden öptü. Anasý seslendi. "Kýz sultan sana sesleniyorlar" "Tamam ana, geliyorum..." Koþar adýmlarla kendisini kapýda bekleyen arkadaþlarýnýn arasýna katýldý. Anasý ve babasý onun ardýndan hayranlýkla bakakaldý. Anasý yakýn bir zamanda, kýzý Sultanýn evden ayrýlacaðýný, gelin gideceðini düþündü. Evleri onu isteyeceklerle dolup taþacaktý. Biliyordu bunu. Bundan gurur duymuyor deðildi. Düðün davul zurna ile baþlardý. Erkekler damat evinde, kadýnlar ise kýz evinde eðlenirler, maniler dizerlerdi, kýna gecesinde. Ýkinci gün köy meydanýna toplanýlýrdý, orada devam ederdi davul zurna eþliðindeki halaylar. Damadýn saðdýcý vardý. Saðdýç; damada ilk gece ve evlilik konusunda bilgiler verirdi. Gelinin ise yengesi vardý. Yenge de geline ilk gece ve evlilik hakkýnda bilgiler aktarýrdý. Bu bir gelenekti, yýllardýr süre gelen. Sonra kýz evinden geline eþlik eden kadýnlar ve genç kýzlar köy meydanýna gelir orada toplanýrlardý. Damat evinden de damada eþlik eden erkekler köy meydanýna akýn ederlerdi. Damat ve gelin ayný masaya oturtulurdu. Saðýnda yenge, solunda saðdýç bulunurdu. Gelin yüzünü ince renkli bir tül ile saklardý. Düðün yeri hazýrdý. Etrafý lüks lambalarý aydýnlatýyordu. Birazdan ortalýðý raký ve anason kokusu saracaktý... Atýlan kahkahalar, sevinçler, halaylar çekilirken söylenen türküler geceye renk katacaktý. Ýnsan kahkahalarý, konuþma sesleri davul zurna eþliðinde gecenin karanlýðýna karýþýp, daðýlýp gidecekti. Meydanda kurulan halay bir anda kendiliðinden büyürdü. Baþka köylerden gelen misafirler karþýlanacak, erkekler erkeklerin masasýna, kadýnlar kadýnlarýn masasýna davet edilecekti. Bu bir kuraldý neredeyse deðiþmeyen. Artýk her þey tastamamdý. Baþlayabilirdi düðün. Ve baþladý... Davul zurna çalmaya baþladý. Bir anda Sultan kendini halayýn baþýnda buldu. Eline tutuþturulan renkli halay mendilini heyecanla sallýyordu. Tüm güzelliðiyle yanýp sönen bir yýldýzý andýrýyordu adeta. Halaya katýlanlar çoðaldýkça halka gittikçe büyüyordu. Yorulan halaydan çýkýyor ve çýkanlarýn yerine yeni birileri katýlýyordu. Halay davul ve zurnanýn ritmine göre bazen hýzlanýyor, bazen de yavaþlýyordu. Ahmet, ayný masada oturan iki arkadaþýyla birlikte hýzla akýp giden halaya katýldý. Neþeyle halay çekiyordu Ahmet. Ýlk kez Ahmetle göz göze gelen Sultan, yüreðini bir sýcaklýðýn sardýðýný ve damarlarýndaki kanýn hýzla aktýðýný hissetti. Kendini bulutlarýn arasýnda uçan bir kuþ gibi görmeye baþladý. Sonra Ahmet ile ikinci kez göz göze geldiðinde, utanýp kýzardý, kimse fark etmesin diye baþýný öne eðdi. Ama göz ucuyla Ahmet"e bakýyordu; Ahmette ilgisiz deðildi. Bu kez heyecaný ikiye katlandý. Ýçinden bir þeylerin eridiðini hissediyordu Ahmet. Nedenini bilmediði, güçlü bir heyecan tüm vücudunu etkisi altýna almýþtý, kurtulamýyordu bundan. Ýlk kez yaþýyordu bunu. Birden acemi biri gibi halay çekmeye baþladý. Hemen kendisini toparlamasý gerektiðine karar verdi. Ve öylede yaptý. Ama düþünceleri, az önce yüreðini titreten Sultandaydý hala. Ýçine belli belirsiz bir sevinç gelip oturdu. "Aþk, sevda!" dedikleri bu olmalýydý. Ahmet, Sultanýn babasý Memo emminin öldürdüðü Husonun oðluydu. Gür siyah saçlarý, kalýn siyah býyýklarý, hilali andýran kaþlarý ve sivri kemer burnu ona apayrý bir güzellik katýyordu. Etrafýnda köyün kýzlarý fýr dönmeye dünden razý gibiydi. Ýkisi de bilmiyordu, düþman ailelerden olduklarýný. Ahmet bu düðüne arkadaþlarýnýn ýsrarý sonucu gitmiþti, Üstelik annesi bundan habersizdi. Duysa neler diyecekti, belki de kýzabilirdi Ahmet"e. Kim bilir? Cemile kocasý ölünce çocuklarýný korumak maksadýyla onlarý gözünden sakýnmýþ, civar köylere gönderemez olmuþtu. Kan davasýydý bu hiç belli olmazdý. Kimin baþýna ne geleceði belli olmazdý? Bir yandan çocuklarýný baþýna gelecek bir felaketten koruyordu, diðer yandan kocasýnýn kaný yerde kalmamalýydý. Bu yüzden oðlu Ahmet"e kan davasýný sürekli aþýlýyordu. devam edecek...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Necmettin Yalcinkaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |