Huzrun

yazı resim

Huzuru her düşlediğimde, aklıma kaygı dolu anlar gelir, acı gelir.
Huzuru her beklediğimde, bir darbe ensemde patlayıverir.
Huzuru her istediğimde, önümdeki sıcak çorba kalkar önümden,
bir vah gelir bir ey gidiverir.
Huzurun acıdaki gizlenmişliğinden haberi yok kimsenin.
Esen bu yeli durdurmak için kavakları kesmek bir borç gibidir, kimindir?

Sesim soluğum engelli, çırpınıp duruyorum.
Bu gerçeklerin anısını vefasız bilincimde yaşatabilmek için.
Yarasa gözlerimle güneşi aklımda tutabilmek için.
Yaşayabilmek için gerçeği otopsideki ruhumla.
Sevebilmek için acıyı her yüzüme tükürüşlerinde yarabbi şükür diyebilememek için.
Çırpınışın hepsi işte böyle anlamsızlıklar için.

“Rahat yenmiş bir akşam yemeğinde huzur yoktur.” der bir Bilge
Ve çekip gider.
Huzur dikenliklerin ardında değil de, dikende midir?
Açlıktan sonraki yemek değil de, guruldayan mide midir?
Ulaşmak mıdır emele, yoksa sadece onu dileyebilmekte midir?

Huzur, ardında niyet barındırmayan bir sohbettir.
Gözleri kapalı koşmaktır mayın tarlasına.
Bir sevgiyi film gibi yaşayabilmektir, kendi içsel sinemanda.
Duyularınla algılayamadıklarınla yaşayabilmektedir.
İhanet edenin affını bile kendine reva görebilememektedir.
Kendini o kadar güçlü, şu kadar karaktersiz görmektir.

Ve bilge sorar: “Gerçek nedir?” diye.
"Dertlerin bitimindeki huzursuzluğun varlığıdır " der Bayraklı adam.

Başa Dön