Hemen çoðalýp tümden mi geleceðiz?
Aklýmýzý örgütleyip tüme mi varacaðýz?

Yýllardýr her akýldan çýkan ilk sözün 'Hayýr' olmasý gerektiðini söyler dururum. Hayýr diyene neden diye sorarlar sað olsunlar. Neden sorusu da hayýr diyebilene bir metin yazdýrýr. Hayýr aklýn örgütlenmesinin ilk tohumudur. Doðru tarlaya ekilirse iyi filiz verir. Evet diyenin saçýný okþarlar. Anlýk bir þefkat bulutu geçer gider üstünden, olduðu yerde yarým tebessümle yetinir. Yarýný kurabilmek için bugün hayýr da diyebilmeliyiz. Peki bundan sonra ne yapacaðýz? Velev ki neden hayýr dediðimizi iyi biliyoruz. (Umarým! …)Temcit pilavýný sevenlerin saltanatý öfkelenecek. Ne yapacaðýz? Hele ki bir baþýmýza bu yollarda yutacaðýmýz toz duman yanýmýza kâr kalacak. Arpalar boy almayacak. Bir de baþvurduðumuz taþlar baþ yararsa ne yapacaðýz? Bize açýlan kapýlarýn ardýnda prototip kýyafetler giyip ahkam mý keseceðiz? Açýlmayan kapýlarýn þifreleri için kýrk haramileri mi bekleyeceðiz? Ýçine girdiðimiz gruplarýn misyon, vizyon, teori, pratik düzlemlerindeki söylevlerinin hepsini ezberlemekle tarih ezberlemek arasýnda ne fark var? Kendimizi marjinal, Orijinal ve üstün hissedip böbürlenmekten gayrý.

Koordinat ekseninde A: [ 0 ; 0 ] noktasýndan çýkan dört temel oktan birini seçerken bizi iten “ F” kuvveti yer çekimine yenik düþer mi? “F”' kuvvetine düþünsel yolculuk için yanýmýza aldýðýmýz azýk desek heybemize neler koymalýyýz ki yürüdüðümüz yol çýkmaz olmasýn? Heybemize "sorgusuzluðu” alýp bir örgüte üye olursak, temcit pilavlarýný yiyip, zemzem sularýný içersek, ayný düþündüðümüzle ilgili tövbeler edip bir ömür bir yastýkta kocarsak hiç þüphe etmeyeceðiz. Cenazemizin ortada kalmayacaðýndan emin olacaðýz. Dernek bünyesinde yapýlan törenden sonra mahalle camiinde namazýmýz kýlýnacak, semt mezarlýðýnda topraða verileceðiz. Devþirme veya besleme olmuþuz ne fark eder?

Ya da yanýmýza “ Bilgiyi” alacaðýz. Bilginin de kaynaðýný arayýp doðrulayacaðýz. Epeyce uzun bir yol. Perspektif edineceðiz. Hoþgörüyü, empatiyi, sempatiyi öðreneceðiz. Bilim felsefesi üzerine master yapacaðýz. Gözümüzü gönlümüzü dört açacaðýz.Yerden çýkanla gökten ineni iki bilinmeyenli denklem yapýp çözeceðiz. Hümanist olacaðýz. Ýnsanlarýn içinde ne yaþadýklarýný öðrenmek için karargah kurup veri tabaný oluþturacaðýz. Sonra da “ F”' kuvvetine paralel kuvvetler arayacaðýz. Bütün bunlarý yaptýktan sonra nerde toplanacaðýz? Kim bizi içine alýr?

Muhalif olmak için dilini bilemek yeter mi? Aklýný, yüreðini güçlendirmedikten sonra ne anlamý var? Ne dediðimizi, ne yaptýðýmýzý bilmediðimiz her an karþý olduðumuzun ekmeðine bal sürüyoruz. Einstein ya da Sokrates olmamýz gerekmiyor. Niyetlerimizi olduklarý yerden kaldýrýp elden geçirelim. Ýçimize iþleyen musiki naðmeleri olmalarýný saðlayalým. Öfkeden boþalan yerleri sabýrla dolduralým meydanlarý doldurmadan önce. Öfkeli bir boðaya kýrmýzý pelerinle saldýrýnca elimizde ne kalýr? Psikolojik gazilik.

Toprakla, suyla, aðaçla, insanla barýþalým. Dünyayý seyredelim. Nefes nefsimize dolu dolu girsin. Doðanýn düzeninin bir parçasý olmak çok keyifli. Doðadan olmak doðurmak kadar güzel.

Ben bir pervane olsam herhalde gözüm kamaþýrmýþ. Körebe de oynayamayacaðýma göre bu yaþtan sonra. Hangi pervane hangi ýþýða koþarsa koþsun. Ben kýrmýzý pelerinimi sakladým. Belki de bir gün kendi ýþýðý olan bir pervane olurum.

Neden olmasýn?