Öykü

yazı resim

Güneş ve Ölüm (2. Bölüm)

Kaan bir koca yudum bira çekti. Bir sigara yaktı. İçici değildi ama bu ikiliye bazen ihtiyaç duyuyordu. Bu da hayatındaki bir iki lanetten biriydi. İçki neyse de bu b...k sigarayı bırakmalıydı. Ama olsundu. Derin bir nefes çekti.

Makineleşmek ve Kaçış - 3

İnsan dilini ne zaman, nerede ve nasıl kullanacağını bilirse, gerektiğinde susmasını yani sükût etmesini bilirse; ruhunu ve bedenini derin bir sessizliğe alıştırırsa huzur da kendiliğinden gelir ve onu bulur. Affedici ol, böylece huzurunu pekiştir. Kusur arama. Başkalarında kusur bulduğunda, büyük bir iş yapmış gibi sevinme. Her insanda -ararsan-

Alma "Nur"un Ahını…

Üç sarhoş, ıssız bir sahilde, karı koca turistlerin karşısına çıkmışlar. Yere bir çember çizmişler ve erkek turisti içine koyup, bu çemberin dışına çıkma, yoksa seni öldürürüz diye tehdit etmişler. Sonra da, üçü birden kadın turiste tecavüz edip, çekip gitmişler. Zavallı kadıncağız pejmürde bir halde kocasının yanına döndüğünde ne

Zeus'un Kızı; Yağmuru Öldürmek

2013 Ağustos’da öldürülen, birbirinden farklı hikayesi olan,26 kadının anısına.
Koşuyordum, yağmurda koşuyordu. Ben yatay, o dikey. İkimizin de derdi başkaydı. O, beni düşünmüyordu ki. Ben, onun farkındaydım, ıslandığım için. Gözyaşlarımın tuzunun, kendine, karıştığını bilse, bu kadar fütursuzca yağar mıydı bilmem.

Babam, Üç Amcam ve Halama

İnsandı babam. Uzun boylu. Ela gözlü. Yakışıklı. Annem çok kıskanırdı onu. Rahat yüzü göstermezdi. Toprak Suda sürveyandı. Gölet ve drenaj kanalları yapardı. Pazartesi işinin başında olur hafta sonları eve dönerdi. Özlerdik onu, özletirdi kendini. Mahallede herkes severdi onu.

Kurbağacık

Ormanlık bir bölgede bulunan bir su birikintisinde yaşamakta olan kurbağacık hiç arkadaşı olmadığından yakınıyordu. Bu kurbağacık vaktinin çoğunu su birikintisinde yüzerek geçiriyor, bazen de sudan çıkıp çimenlerin üstünde zıplayarak geziniyordu. Her gün bir önceki günün tıpatıp benzeriydi. Her gün aynı şey, hep aynı şeyler. Bitmek tükenmek bilmeyen bir

Sihirli Pabuçlar

Eve koştum ayakkabılarımı sakladığım yerden çıkarıp, bir kutuya koydum. Küçük çocuğun yanına gidip kutuyu uzattım. Çocuk kutuyu alıp açtığında ayakkabıları görünce gözleri parladı, çok mutlu oldu.

Anne Kanguru

Bir kanguru varmış. Kesesinde yavrusunu taşırmış. Zamanla yavru büyümüş, keseye zor sığar olmuş. Ayrılık vakti gelmiş, çatmış.
Anne kanguru: " Benim güzel yavrum, artık büyüdün, kocaman oldun. Ayrılacağız, sen yoluna ben yoluma. "
Bunun üzerine yavru kanguru: " Anne, ne olur beni bırakma. Ben

Arıyordum

O gece yarısı yürüyordum yine o güzergahta Onu arıyordum. Kalabalıklar arasında o kadını fark ettim. Peşine takıldım. Pavyonların, barların, taksilerin arasında onu takip ediyordum. Caddeler, sokaklar geçiyordu önümüzde. Dilenen bir adam bizi görünce ürktü adeta yalvarıyordu: Ulu Tanrım bu gece neler oluyor dercesine ellerini gökyüzüne kaldırmıştı.

Başa Dön