Manolyanın gövdesine
indi
kara bir büftan gibi
sedir ağacının gölgesi
kaval çalan çobana inat
kuzuların sessizliğini dinliyorum
Savaş alanlarını terk et
yalnız
Malazgirt ovası dağlasın gözünü
sedir ağacının gölgesinde
Alparslanla koyu bir sohbet
sessiz ve koyu
gözlerinde
bir Galyalı ölüyor
şimşekler boyu.
Hastaneleri boşalt
uyandır ölüleri
yalnız
Necip Fazıl'a dokunma
rahat bırak üstadı
bırak
derin bir nefes çeksin cıgarasından
sarı bir veba gibi
gökyüzünü kaplasın duman
ben
beklenmeye inat
beklemeye yorgunum
İç bütün şarapları
üzümleri ez bağlarda
demek böyle sevişirmiş yıldızlar
kör kayalıklarda
söndür yıldızları
söndür
yalnız ay ışığı kalsın bahçede
ay sarhoş
sana sarhoş
bana sarhoş
gazabı yakındır
insan başlı kartalın
ben şu sakallı avcıya inat
ceylanı emziren pınarım