Bu yazıyı yazma nedenim olan değerli kalem silahşörü , sitemizin can damarlarından sevgili Mehmet KAHVECİOĞLUnun Stres adlı şiiri. Şairimizin kendi ifadesine göre şiiri kaleme aldığı sene 1979; yani Sevgili Mehmet KAHVECİOĞLU henüz lise yıllarını yaşayan bir öğrenci. Şiirin tarihi çok önemli tabii. Henüz arayış içinde olan- o yılların çıkmazlarını da düşünecek olursak- bir gencin yaşama bu kadar anlamlı eleştiri getirmesi dikkate değer.
Beni 2010 Ağustosunda ince ince düşünmeye sevk eden ise yaşama bakışımızın ve bizden beklenenlerin ya da beklentilerimizin neler olduğu? Şiirin ilk bölümü halen yaşadığımız yıllar için de geçerli. Zaten bu konuda sanırım insanın yaratıldığı günden bu yana sorun var:
Menfaat üstüne kurulmuş bu dünya!
Kimi yoğurdun kaymağını yer
Kimi suyunu içer
Cebimizden çıkar çıkıyor, çıkar
Önüne geçemezsin akar gider hayat
Stres içinde stres!
Bu konuda neler yapabiliriz ? Sorusunun cevabını kimse bulamamış bugüne kadar.Sorun çözümsüzse ve yapılacak çok şey yoksa kaderimize razı olup suyunu içenlerden olmaya mı razı olmalıyız, yoğurdun kaymağını yemek için biz de eleştirdiğimiz insan olma zaafı gösterenlerden biri olmak için değişmeli miyiz? Kişilikli, kendini eğitmeyi bilen, yanlışlar karşısında dik durabilen insan her şeye rağmen onaylamadığı davranış içine girmez. O halde ne yapmalıyız? Sorusunun cevabını ararken benim ısrarla üzerinde durmak istediğim stresten uzak durmak. Şimdi diyeceksiniz ki stresten uzak durmak için her şeyden vazgeçip inzivaya mı çekilelim? Elbette hayır, mücadelemizde ne kadar haklıysak o kadar direnç kazanacaktır vücut. Doğruları oturmuş, hedefleri, idealleri olan bir insana hiçbir olumsuzluk ters tepki yapmaz. Tam tersine onu güçlendirir. Sabırla , inatla doğrunun üzerine gidilirse en azından kendi adımıza yaşam standardımızı kaliteye yükseltecek, maddi anlamda olmasa bile manevi anlamda olgunluğa erişeceğizdir.
Kız mı erkek mi?
Keşke erkek olsa denir, ucu mal varlığı soyadı
Yürümeye başlar daha sonra
Yürüyen hayali ihracat gibi insan
Önüne geçemezsin akar gider hayat
Stres içinde stres!
İşte sözün tam burasında Mehmet KAHVECİOĞLU benim sözünü ettiğim konulardan birine çarpıcı bir örnek veriyor. Keşke erkek olsa denir, ucu mal varlığı soyadı bu dize uzun uzun düşündürdü beni. Ne büyük bir toplumsal çarpıklık. Önce Tıbbî anlamda insan genleri ve kadın ve erkeğin taşıdığı üreme yetileriyle sonuçlanan bir cinsiyet belirlemesinde dayatmaca; sonra inandığımız kader anlayışı içinde rızasızlık.İstediğiniz biçimde bakalım olaya; çarpık, öznel ve şairimin dediği gibi tamamen çıkara dayalı bir beklenti. Bunun sonucu erkek evlatta daha doğduğu gün Ben ailemin beklentilerine cevap vermek zorundayım. baskısı. Erkek olmanın dayanılmaz ağırlığı. Ya kızsa çocuk hep ezikEşi erkek çocuk istediği için üçüncü çocuğu da kız olunca ona erkek adı verip, erkek giysileri giydirip kendini kandıran aileler tanıdım ben. Ne korkunç?!...Artık Bu konuda ne yapılmalı? sorusunun cevabını da siz bulun.
Zarar gören çoğunlukta arasında var kademe farkı
Yarar gören az, aralarında yok çıkar farkı
Hayal kurarak geçer, hayat ağaçlar altında
YANİ! Kuşta, işemezse kafana!
Önüne geçemezsin akar gider hayat
Stres içinde stres!
İşte Milli Piyango, Loto gibi şans oyunlarından birtakım yarışmalardan umut etmeye başlayan insanın hayale dayalı ihracatı. Bir devlet kuşunun konmasını beklemek başına neden olmasın- Olabilir de elbet. Eğer yaşam karşısında ilk hedef paraysa buna bir diyeceğim yok. Ancak yine stres.Ha çıktı ha çıkacakAlın teriyle kazanılmayan paranın insana ne kadar hayrı olur bu da tartışılabilir tabii. Şunun da altını mutlaka çizmeliyim yaşadığımız dünyada para her şeye egemen, para da neymiş gibi bir tavır içinde de değilim aman yanlış anlaşılamasın. Ancak önceliklerden söz ediyorum ya benim yaşam felsefemin önceliği bu değil onu anlatmaya çalışıyorum.Belli ki şairim de benim gibi düşünüyor, o da helalinden kazanmaktan yana:
Dürüstlüğe kucak açan insanoğlu
Kabul etmemiş hainliğe, göz yumanları
Saflıktan kurutulmuş biber gibi hissetseler de kendilerini
Bilmiyorlar bilenler gibi, keseleri kelce ile doldurmayı
diyor aşağıdaki dizelerinde. İşte Sevgili Mehmet Kahvecioğlunun beni mest eden dizeleri. Daha mı?
Birlik beraberlik içerisinde, birlik olalım der ama
Hesap sorulmaz sorulsa da kime
Döner dolaşır kendine
Önüne geçemezsin akar gider hayat
Stres içinde stres!
Birtakım yapılanmalarda devlet-kurum-aile-birey vs. neden yolunda gitmez bir şeyler: Bireysel bencilliklerimizin özünde ego var. Öncelikli olanın vatanın bölünmezliği, bayrak, cumhuriyet, istiklâl, toplumsal kaygılar, gelecek olduğuna karar veremezsek daha çok acı çeker bu millet. Artık streslerimize son vermek zamanıdır. Kaygı yerini umuda bırakmadığı sürece derin yaralar açar. Yıllar önce, lise yıllarında şairimizin duyduğu kaygıya bugün hala aynı kaygıları duyarak bakıyorsak terakki nerede?
Bu arada Saygıdeğer devlet büyüklerimizin kulaklarını çınlatmadan da geçemeyeceğim: Adaletsizlik, bencillik, hırs, yalan, iki yüzlülük, ayırımcılık, nifak ve hizip bizi ancak strese sokar; ancak tarih ve en önemlisi ilahi adalet bir gün gelir şairimin geçmiş yıllardaki sorgulamalarında olduğu gibi sizi de sorgular
Çok teşekkürler ediyorum Değerli Mehmet KAHVECİOĞLU , o genç, dinamik, sürekli arayış içinde olan hepimizin yapması gerektiği gibi özündeki doğruları geliştirmeye çalışan yüreğini kutluyorum. Bana gelince aydın olabilmek için daha bir fırın ekmek yemeğe ihtiyacım var. Bunu çok iyi biliyorum
Çok sevgimle.
] ] ]
Doğruları oturmuş, hedefleri, idealleri olan bir insana hiçbir olumsuzluk ters tepki yapmaz. Tam tersine onu güçlendirir. Sabırla , inatla doğrunun üzerine gidilirse en azından kendi adımıza