Hilâl Dolunay

Ah! Ahmet Haşim...

Örneğin; Şâirleri haykırmayan bir millet,/ Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir. diyen Mehmet Emin Yurdakullar, Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; /Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.diyen Mehmet Akifler,' Ne vakit bir yaşamak düşünsem/Bu kurtlar sofrasında belki zor /Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden diyen Atilla İlhanlar, Evin de hali, saadet/

Zendagi Migzara (Yaşam Devam Ediyor)

Uçurtma Avcısı adını Kabilde, kış mevsiminde yapılan uçurtma yarışlarından alır. Zaten romanı düğümleyen olay da burada başlayacak yine bir uçurtma yarışıyla sonlanacaktır.Khaled Hosseini (Halit Hüseyin)in de Afganistan doğumlu Amerikalı bir yazar olması, romanın ana kahramanıyla örtüşür. Yazarlık yeteneğini Hasanı kandırmak için uydurduğu hikayelerle anlayan Emirle yazar arasında ortak

Arena

Ama asıl çıkmazımız hayatı sürekli birbirimizle yarıştığımız bir arena gibi görmemiz. Bir galibiyet/ mağlubiyet sonrasında ya kazandığımız zaferle esrik, ayaklarımız yere basmıyor; ya da kaybettiğimizi düşündüğümüz her alanda güvensiz, mahcup ve kırgın hayatın iniş çıkışlarında değişik sendromlar yaşıyoruz. Bunu münavebeli olarak bazen kazanan bazen kaybeden çizgisinde yaşadığımız için

Söylemler ve Eylemler - 9

Elbette yalnızca bizi ilgilendiren bir çarpıklık değil bu. Alexander Graham Bellin hikayesini hepimiz biliriz. Telefonun icadında bile Hristiyan halk, İncili bahane ederek karşı çıkmış, bugün iletişim konusunda elimizden düşürmediğimiz böyle bir buluşa. İskoç mucit John Logie Baird televizyonu icat ettiğinde önce kimse ciddiye almamış onu.

Adaletin Kestiği Parmak Acımaz

İşin özü burada. Samimiyetsizlik. Ülkemizde siyasi görüşlerin argümanlarıyla, bu siyasi görüşe sahip insanların yaşam biçimlerine bakın, hep çelişki görürsünüz. Üsttekiler hep ezer alttakileri..Bununla ne siyasi görüş, ne inanç, ne de konulmuş kurallar baş edebilir. Bu nedenle kavgamız hep birinin üstünde olabilmektir. Üstünde olalım ki daha az ezilelim; üstünde

Yüreğimi X Işınlarına Kapadım

Kanıma girdiğini hissediyorum..Zaman zaman ellerim karıncalanıyor..İçimde bir yerlerde garip bir boşluk.. Kalem sitemkar sayendeKağıt tarumar Geçen zamana değil sitemim. Belki de harcadığım zamanların en değerlilerinden birisin benim için.

'Zekanı Unut Daima Çalışkan Ol'

Ben öğretmenim. Başlangıçta ben varım. Ama ben ben değilim sınıfa girdiğimde. Ben demokrasinin ışığı, özgürlüğün sembolü, adaletin savunucusuyum. Ben evrensellikle birleşmiş, ileriye umutla bakan, doğruyu görebilen bir sevgi yumağıyım. Adım şu ya bu ne farkeder?

Sürgünlerim Oldu

Martılar gezerken içimde bir yerlerde, küheylanların ayakları yerde. İnsan önce kendi savaşını kazanmalı derinliklerinde. Göreceli doğrularla yola çıktınız mı yolun sonu gelmezDolaşır durursunuz bir labirentte. Ah! larımız yol arkadaşımız olsa da doğrular adına olmalı savaşımız.

Türk Edebiyatında Egzistansiyalizm (Varoluşçuluk)

Turgut UYAR: Bunaltı felsefenin vardığı sonuç. Belki o kaçınılmaz sonuç, Marxın felsefeyi aksiyondan ayırmayan devriminden sonra soyut felsefe bir iç çöküntüsü geçirecekti elbet. Varoluşçuluğun yüzeyde bile olsa yayılması yeni bir aşama sayılmalı dünyamızda. Bunaltı. Çağımıza çok uygun bir duygu. Felsefe dışında doğrudan doğruya yaşamadan gelen çeşitli nedenleri olabilir.

Çizik Çizik Yürekler

İskender PALA, orduda pek çok ismi övgüyle ve saygıyla hatırlarken, pek çok ismi de haksız, adaletsiz ve önyargılı oluşlarıyla hatırlar. Üst rütbeli isimlerden kendisine destek veren, yardım eden, yanında olanlara haksızlık etmek istemez. Bu süreçte yazmaya, araştırmaya, eserler vermeye devam eder. Teğmenlikten Binbaşılığa kadar devam eden süreç onu

Başa Dön