Gitsem mi?
" Soguk bir odanın, ortamı ısıtmak için pembe renge boyanmıs duvarlarına yaslanmak zorunda kalacak olacagımı bile bile gitmek istiyorum. "
" Soguk bir odanın, ortamı ısıtmak için pembe renge boyanmıs duvarlarına yaslanmak zorunda kalacak olacagımı bile bile gitmek istiyorum. "
Gidiyordu... Onu son görüsüm degildi belki, fakat yinede zor geliyordu ayrilmak... "Birseyler söyle bana" dedi... Bende ona, sadece ona yazdim...
"Tanimiyorum seni... Tanimak istedigimden de emin degilim aslinda. Neden mi? Çünkü tanistigimizda karsimda umdugum gibi birini bulamamaktan korkuyorum."
"Istediğim kadar yavas olabilirim… Hatta hiç dönmiebilirim de… Kimsenin umrunda olmaz … Evde beni bekleyen kucuk beyaz bi tüy yumağından baska birsey yok ne de olsa…"
"...sanki beni fark etmis, hatta basından beri orada oldugumu biliyormus gibi oldugum yere dönüyor. “Ne oldu? Ne var?” diyor. Cevap veremiyorum. Benim kendime sordugum soruları bu kez o bana soruyor. Hiç” diyorum. “Hic birsey olma
O'na bir seyler anlatmak icin almistim aslinda kagit ve kalemi elime. Ne hakkinda yazabilirim diye düsünürken kendimi yaziverdim..
Bazen birini tanimamak onun hakkinda yanlis düsüncelere kapilmayi önler. yada bazen insanlar kendilerini istemeden de olsa yanlis tanitir... birini tanimanin en güvenli yolu, o kisiyi içinden geldigince kesfetmektir.
nisan 1990da ankara da dünyaya gelmis kücük bir kiz var karsinizda.. bir özgecmis yazacak kadar bile geçmisim yok yani. 5 yasinda istanbul'a geldim ailemle, o zamandan beride ankara özlemiyle buralarda yasiyorum.
istanbul
kisa sürede, yogun duygularla yazilmis hikayeler.
dogu yücel, tenesse williams