Düşündüren Sözler - 89
\*Kapitalizm; yoksul seyircilerin izlediği, zengin oyuncuların birbiriyle paslaştıkları, rakibi ve hakemi olmayan bir futbol maçıdır.
\*Kapitalizm; yoksul seyircilerin izlediği, zengin oyuncuların birbiriyle paslaştıkları, rakibi ve hakemi olmayan bir futbol maçıdır.
Ben en çok kalemimi kaybettim dünyada. Kim bulduysa, cümlelerimin tekrarını yazamadı. Ben en çok kağıdımı kaybettim dünyada, kim bulduysa buruşturup attı bir kenara. Ben en çok aklımı kaybettim dünyada. Kim beni bulduysa, hiç acımadı bana. Ya bir tutanakla kayıt altına alındım; kendimi bile hatırlamadığım anlarda.
"O kadar da mutlu sanırken seni;Bir acının girdabında
döneleyen, konuşamayan,derin acılarının,hafife aldığın yanlarıyla karşımdaymışsın meğerse…Bilememişim.Affet beni "
Şimdi...Gözlerime bak ve anla beni.
Parçalanmışlıklarımı al ve içine yaşamsal anlar yama.
Ağlamayı sustuklarımı al ve kurak gözlerine yağmur ekle.
Gülüşüme eklediğim iç kanmalı suskunluklarımı duy ve sözcüklerine susku , içine sesleniş yap onları.
Beni dostluksuzlukla korkutmayın. Bütün dostluklarım bıçaklar gibi elimi kesmiştir. Kimse de yarama merhem olmamıştır. Şimdi ben nasıl sevgi adına, dostluklar adına insanlara el uzatayım. Bırak karanlık sokaklara gireyim. Gölgem bile vurmasın duvarlara. Tüm duvarlar bile yalpaladığın ve ellerimle onlara yaslandığım saatlerde beni yok saysın. En büyük dostum sigara
Sandık ki hayat bir savaştı bizim için.Sabahları düşünmekten ağrılarla uyandık.. Nefes alamadık içtiğimiz sigaradan..
-Hangi hayvana benzemek isterdim biliyor musunuz?\*Kaplumbağaya\*
Laubali kişi çamur gibidir; hayatınıza yapışır, temizlemek için çok uğraşmanız gerekir.
Kim ne kadar uğraşırsa uğraşsın , anlatırsa anlatsın en doğru ,kişinin kendi kendine anlattığı doğrudur.Nedense o doğruların farkına da hep artık çok geç noktasına geldiğimizde varırız.İşte bu son noktada da içimizdeki ses girer devreye ‘ ‘ ben demiştim demekten bıktım der gibi’’ ama yinede der işte bira haklı
ve sen hayattan ödünç aldığın tüm nefesleri geri vermişsin. borcunu ödemiş bir memur gibi huzurlu, boylu boyunca uzanırken.söyleyemediğin tüm sevgi sözcükleri. ya da açıklamasını yapmaya hiç cesaret edemediğin katı kararlarn öylece duruyordur yerlerinde.
Bugüne kadar sınırlı olan beynimle düşünmeye çalıştığım da, olaylar yorum getirmeye uğraştığım da hep bir gerçeğe varıyorum ki o da benim ciddi anlamda BENCİL olduğumdur!
Oyunlar oynadım kalemimle, şekiller çizdim sonra, planlar yaptım adeta bir ajan gibi; yine de yazmaktan çok, her nasılsa yazamamayı gerçekleştirdim.....
Çok okumak insanı mutsuz eder mi dersiniz? Bence eder.Beni ediyor bazen.Nasıl mı? Bakın anlatayım:
Ezelden ebede uzanan yolda yalnızlığım tek yarenimdir. Ruhlar aleminde tek başına bir köşede, kendi gölgemi siyaha boyamışımdır. Bir ruh ikizim olmamıştır hiç. Otagara kavuşamayan bir otobüs gibi şarampole yuvarlanmışımdır. Tek kişilik bir kazayım ben. Kanım, ruhumun kimsesizliğinde saklıdır. Bir bedene bürününce anne karnında, kordan bağımdan annesizliği içmişimdir.