Kusurlu Mesaj
E.
Adın geçtiğinde tüm bildiğim isimleri sildim şimdiye kadar, silmeye de hazırım.
E.
Adın geçtiğinde tüm bildiğim isimleri sildim şimdiye kadar, silmeye de hazırım.
Akış içerisinde sırf söylemek için söylemiş olduğumuz cümlelere ayna tutan kısa bir anlatı.
Ya erken doğmuştum umuda ya da çok geç kalmıştım Cennet kokulu sevdalara..Hep yitik kalan bendim. Sevdalar, yalnızlığa kanatlanıp bir ben kaldım şehrin karanlık gölgelerinde.
Sakın bilme seni nasıl da sevdiğimi, benim ellerimde bile eskimesin ellerin. Kimse mükemmel değil evet sende değilsin...
Herkesin hayatı ağırdır bana göre. Bazılarının evreninde yer çekimi dünyada olduğu gibi bir değildir sadece. Olayın bundan ibaret olmasının kimine göre konu ile hiç alakası yoktur oysa, çünkü onlar çoktan tutunuyordur. Bir açıdanda kendimin çok fazla tutunduğuna ve kendimi kurtarmak için nefes nefese bile kaldığıma yemin edebilirim ki
“Her sabah aynı adamla uyanmak nasıl bir duygu? Tek düze mi? Keyifli mi? Yoksa güvenli mi? Tek düzelikten de keyif alınabilir mi? “
Düşünce yemeğinize lezzet katmak istiyorsanız, lütfen içine felsefe baharatı atınız.
Mektubunuz var bu mektup içinizden geldiği gibi olsun içinde itiraflar olsun kısacası biraz farklı ve kendinize dönük olsun sevgi dolu umut biraz da hüzün hadi ozaman mektubumuza başlayalım benim mektubumun konusu dünya...
Yaşamak buysa, yaşayalım ama bu değilse, o zaman yaşamak neredeyse oraya gidelim.
Bu sözü ilk duyduğumda sevmiştim. Hala etkili bir söz olarak bir kenarda durur benim için. Çünkü sözün sahibi rahmetli Suzan Akay ile aynı duyguları farkında olmadan ben de hissederek yaşamışım. Benim de ne zaman
İnsanların bitmek tükenmek bilmeyen empatisiz hareketleri, sebepsiz hakaretleri, yargısız infazlarından dolayı; Sığındığım tüm limanların beni bir bir geri çevirmesinden dolayı;Şimdiye dek istediğim şekilde sevildiğimi hissettiğim anların bir elin parmak
Kastamonuda askerim.
Cumartesi pazar günü sivil kıyafetlerle çarşı iznine çıkıyoruz.
Saati de söyleyeyim.
9a yakın çıkıyoruz.
Yılı da söylemeliyim 2002idi sanıyorsam.
Üryamdaki gibi bi hükümetimiz olmadığı için, üryamdaki saçmalıkların yaşandığı bir memleketin vatandaşı olmadığım için, Allah’a şükrettim…
ağlamak geliyor içimden, utanıyorum. bütün hayatını bir kadını bekleyerek geçirmiş bir adam olup çıkmaktan korkuyorum.
İnsanlar inanmak istiyor. Gerçekler başka şeyler söylüyor.
En çok da arınmaya çalıştıkça çoğalan günahlarını, bana duyduğun o yapay kini, apansız hortlayan, saklamaya çalıştıkça eline yüzüne bulaşan o başıboş kederini sevdim.