Susuyorsun...devam et...
..merak edilmeyen bir yürek kaç zaman tutunabilir anıların güler yüzüne..? Tutundum, çırpındım düşmemek için, uçurumun kıyısında bana uzanan elin yoktu, düştüm../ susuyorsun...devam et...
..merak edilmeyen bir yürek kaç zaman tutunabilir anıların güler yüzüne..? Tutundum, çırpındım düşmemek için, uçurumun kıyısında bana uzanan elin yoktu, düştüm../ susuyorsun...devam et...
Aşk mühürlü zamandı ömür; bunu daha çok anladım. Silinmemecesine kazındı durdu tüm çağlara...
Bir gün bir yerlerde farklı hayatlar yaşayacağız .Zaman zaman aklımızdan geçireceğiz isimlerimizi, belki tebessüm belki hüzün hislerimiz olacak. Yine de mutlu kal.
..gittin..sevdamın öksüzlüğüne alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların sonunda olması acıtıyor içimi..
suskunluğun en büyük silahındı, suskunluğunla vurdun beni..ben alışkınım kendi yaralarımı kendim
sarmaya..asıl acı olan ve kanatan unutulmak asl
Ben seni anlatamadığım,yazamadığım her kelimede sevdim. Dudaklarıma tılsım bırakan öpüşmelerinde sevdim, bir mahkumun rüyalarında büyüyen yalnızlığında sevdim ben seni....
Gölgelerin peşinden koşarken, aslımı nerede kaybettiğimi bilmiyorum.Kim bilir..birinin gölgesidir belki…Uçurumun kıyısına itildiğim grileşen anlarım da oldu ama siyaha boyanmadan sıyrılmayı bildim
Bu senin son gidişin olsun sevgili, bıraktığın son acı olsun. Ve ben senin yaşayamadığın son sevda olayım...
Sonra geceleri yazılan her şiir bir hayaldir yüreğine. Yüreğinde kanat çırpan o binlerce minik gözlü kuşlara,kelebeklere. Görürmü dersin hayat seni. Hayat seni sende umut kalarak bir daha yaşayabilirmi dersin....
Bir dokunuşunun bile titreyen hesapları var gecelerimde.Gözümün önüne gelen her renk siyaha akıyor. Sokak aralarında büyüttüğüm kocaman bir sokak çocuğu oldu bu sevda. Ne çocukluğunu bildi, ne yetişkinliğini. Ellerime bırakıp gittiğin kokun, uçuk maviyle
Bu sessizlik bana öyle mutluluk vermiyor aslında. Hayat artısında belki kazanç belki kaybettiğim yanlarından yarım bir dünya,sevdasına yenik kıyılarda...
Ağlayan kadınsın sen, /Güldüğünde../ve biriken yağmurla teninde../Avuçlarıma bıraktığın su, /Kenarsız../Kırlangıç kaçıran gecede../Daha soyunuk bir düşle, /Daha giyinik...
Yağmur iplik iplik kaldırımlara ıslak halılar örüyor. Ve bacaklarım söğüt dalları gibi suya değiyor. Her adımda şehrin taştan kalbi: O artık başkasını seviyor diyor.
Sevgiye susamış, sevgiyi arıyordu ben onu sevdiğimde.
En anlamlı bakışlarıyla önce umutlandırır, ardından bir uçurumun kenarına yapayalnız bırakır giderdi.
Bu sevdadan ben çaresiz, yorgun, umutlu kalakalırdım öylece.....
Yine sana sesleniyorum yar! İznin olursa yüreğine ihtiyacım var. Bırak gözlerin gözlerimde kalsın; Yüreğimin yüreğine söyleyecekleri var. Sana seni anlatacağım için midir bilmem; ama ilk defa cümlelerimde bir telaş var. Nefes nefese hecelerim... Sevdan uğruna bir araya gelmek için savaşıyor harflerim. Belki de bundan sonra hep kifayetsiz kalacak
Karlı bir gece kalbimi kaldırımlarda bulan tüm dostlarıma ithafen bir mektup bu aslında...
Sağanak halindeki yağmurlar gibi bırakmaktasın beni. Kanımı akıtmaktasın sokaklara ve ızgaralara. Silip süpürmektesin sana olan çığlıklarımı. Bağırmaktayım bağırmaktayım ağlamaktayım. Sonra bir şemsiye gibi kenarda bırakılmaktayım. Yapayalnız ve ıpıslak bir köşeye atmaktasın beni. Mahvetmektesin beni. Ey sevgili bir bilsen kadehinde şarap, masanda gül, gecende mum ışığı olurum. Sen aşk
“ Artık aşk pek tutulmuyor. O’nu ozanlar öldürdü. O kadar çok aşktan bahsettiler ki, artık kimse inanmıyor.”