Deneme > Unutulamayan Dönemler

üzgün

Yaşamak Sana Yakışmıyor

sen artık benligimdesin, güneşsiz günlerle baktıgım akşamlarımdan dinledigim bir şarkı gibisin. Bir siğara molasında gördügüm gökyüzü, seni düşüne bilmek için kendime ayıra bilecegim beş dakikamın her saniyesindesin...

olumsuz

Siyah Kadın I

Seni bakışlarından ne kadar tanıya bilirim, ne kadar güvene bilirim sana, tenindeki o akustik beyazlığın ne kadar yakışır içimdeki siyahlığa, ya simsiyah düşlerimin içinde kaybolursan, ya bulamazsam seni bir daha...

üzgün

Akşamlar Çoçukları Büyütür

Elimde değildi büyüdüm. Zengin olamadım, büyük adam olamadım. Bütün düşlerimi attım. Yerine seni koydum. Soma Treni yolcularını döküyordu istasyona. Makasçı Niyazi Son düdüğünü çaldı. Sen gittin. Çocukluğum bakakaldı ardından ağlayarak...

karışık

Sanadır Sözüm Cennettin Yeşilliğinde Her Daim Açmayı Başarabilen Kız.

Öğrenilmiş çaresizlikleri var insanın… Bu, suyun berrak ve akışkan olması kadar gerçek değil mi dost. Bastığın yer, baktığın gök gerçekliğinde kaç tane tuttuğun el olabilir.
İnandığın yürekler içinde inanılmaya değer kaç yüreğe dokundun şimdiye dek. Gün gelip dost bildiklerin birer birer çıkıp gittiklerinde hayatından bir tek

olumlu

Elimizden Tutan Biri Var (!)

Yazmaktan bahsediyorum. Ama kılavyenin tuşları arasında sendelemeden.. Yazamıyoruz besbelli, özellikle de mektup. Yazamamak diyorum, çünkü bu kadar duyarsız olmak yakışmıyor bize. Olsa olsa elimizi tutan var (!)

üzgün

Şizofren Güncem

elinden tuttular
anlamıştı, hastaneye annesinin kontrolü için değil kendi için gidildiğini.
ben deli değilim anne benim hiç bir şeyim yok
anne lütfen yalvarıyorum sana!
elbette son sözleri bunlar olmadı annesine.

üzgün

Doğmamış Güneşlerin Yasındayım

O üç ana için takvimler 6 Mayıs 1972’nin üzerinde dondu…
O sabahta Ankara’ ya güneş doğdu…
Ama o sabah 3 ananın yüreğindeki güneş bir daha doğmamak üzere battı…
Deniz Hüseyin Yusuf yoktu artık…

nostaljik

Tanıktı…dili Yoktu Çınarın…

Yalnız sanılırdı köklenip, büyüdüğü toprağında. Heybetinde ne çok öykü biriktirdi… Hep dinledi… Dinlemekten bıkmadı.
Bu yüzden hiç yalnız olmadı bu çınar. Dallarında yuvalanmış ve çeşidini sayamadığım kuşların cıvıltılarını barındırır içinde bir de kesik yeşil hışırtısını.

nostaljik

Yalan Dünya

Oturduğumuz ev. Demir Apartmanı'nın altıncı ve en üst katıydı. Pencereden sepet sallıyor, "Bakkal Dimitri!" diye bağırıyor, sonra da apartmanın tam karşısındaki binanın altındaki bakkalından Dimitri çıkınca da herkese duyura duyura siparişimizi veriyordu

üzgün

İdam Edilen Dört Gencin Ruhuna Ağıt

serdar, mustafa, ali ve ahmet’ di adları. belki de birbirlerini hiç tanımıyorlardı. 1980 - 83 sürecinde adana 1 numaralı sıkıyönetim mahkemesinin kararıyla idam edilen bu dört genç insandan üçü sol, biri sağ görüşlü mahkumun infaz öyküsü, tarihin bilinmeyen kuytu köşelerinden çıkarılıp gün yüzüne çıkarıldı...

nostaljik

Zor Yıllar -20-

Dağları aşacak amacım yok!Bir sevdam vardı,o da unuttu gitti beni.Dağ da yok bu yüzden!..Yol derseniz ecel terim...

karamsar

Mahkum

Kekeme kalemim yetmiyor içimdeki çocuğun cebindeki misketlerinin bir dut ağacı gibi yağmalanmasını anlatmaya. Buraya geleli ne kadar oldu bilmiyorum; artık gökyüzüne ne zaman baksam yaz yağmurları düşüyor gözlerime

üzgün

Siyah Kadın II

Yalnızlığın O alaycı hüznüyle yaşarken ben, ( kaç zaman bilinmez ) olur olmadık çıka gelişlerini bekledim. Üzerinde siyah bir esbap ve küçücük ayaklarınla nasılda çabuk çıktın hayret içimde sonu bulunmayan O yokuşu.

karamsar

Şimdiki Zaman...

Yapılabilecek herşeyi yaptığına inanıyorsan eğer güçlü ol, karşılığını bulamadığın ve paylaşmaktan sakınmadığın sevgi bir gün seni bulacak. Şimdi yapman gereken, acını çekip noktayı koymak.

olumsuz

Yanlızlık Döngüsü

Çok köyü durumdayım. Bedenimi ruhumdan ayırmak istiyorum. hep karalık köşelerde yalnız başıma ağlıyorum.

Başa Dön