Öyle İşte
On emire saygı duyun Yaraları iyileştirmeye çalışın Gün sonunda okuyun Okuyun ki anlayın Okuyun ki düşünün Okuyun ki başkaldırın
Oğlum da geldi dışarı. Kızım yoktu. Ayça nerede? dedim. Odasındaydı dedi. Sallantı artık durmuştu. Yaklaşık 15 saniye kadar sürdü. Hayat normale dönmüştü. Biraz sonra kızım da aşağıdaydı.
Niye inmedin? diye sordum. Masanın altına girdim dedi. Ya kızım, ev yıkılsaydı, masa sağlam kalacak mıydı? dedim. O da
Derin ve iyileşmeyen bir yara cinayetle gelen ecel. Taksim cinayeti de işte bu. Sözün bittiği yer. Ne söylesek kavrulan yürekleri asla serinletmeyecek. Gidenler geri gelmeyecek.
Komşum, tarla kuşu gibidir. Sandıklar açılır açılmaz oyunu kullanıp gelmiş. Oldukça yaşlı bir hanımla karşılaştığını, oracıkta kısa bir söyleşi yaptıklarını anlattı. Belli ki hanım da yazlıkçılardan ya da buralı ama olağan programı dışında gelmiş. Belki de geri dönecek.
Mesajlar gayet açık ve anlaşılır. Sonucunda ise nasıl bir duruma gireceğinizde o kadar açık ve net ki inanamazsınız, inansanız bile hatta inanmak istemezsiniz. On on beş tane tavuk resmi ve altındaki cümle aynen şöyle Sadece süper zekiler resimdeki farklı tavuğu 8 saniyede bulabiliyor. Desene b...ku yedik... Baktım baktım,
ADI SEBO, KARA BİR OĞLANLA
YİNE GÖRÜŞELİM DEYİP AYRILIYORUZ
GÖRDÜĞÜ HER BASILI KAĞIDI YUTMAKTAN
BİRAZ DALGIN
HALKINI SEVMEKTE ÖZYAZGILI
Beni en çok şaşırtan Eskişehir Belediyesi K.S.İ.D. Başkanlığının, konserin gerçekleştirileceği tarihte ve saatte binanın kapısında beklemem gerektiği, bilet alan fakat gelemeyen dinleyiciler olduğu takdirde onların yerine bana bilet sağlayacaklarını söz konusu e-postada bildirmeleri oldu. Bu ne biçim arabesk bir vurdumduymazlık ve densizlik birader ? Ben 1950 doğumluyum. Bu
Millilerin kafalarında kesin memleketin ekonomik durumu vardı, her maçı kaybetmelerinin bir sebebi de bu olabilir. Nasıl olmasın ki? Alacakları villanın fiyatı hayat pahalılığının artmasından dolayı iki milyon dolardan, iki milyon dörtyüzbin dolara çıktıysa, alacakları yatın fiyatına bile yüzde kırk zam geldiyse aklını takmayıp da ne yapsın çocuklar? Galibiyet
Ak kanatlı, kara kanatlı, büyüklü küçüklü tüm kuşlar Sığırcıklar, kartallar, kırlangıçlar, naif serçeler, gözüpek kargalar, yaban kazları, turnalar, gururlu flamingolar, tepelikli ispinozlar, sakalar, şarkıcı bülbüller, çalıkuşları, atmacalar, doğanlar, baykuşlar, yarasalar, karatavuklar, ötleğenler, şımarık sinekkapanlar, toygarlar... Tanıdık tanımadık nice kuş sürüsü, ürktü, kaçışıyor...
Göz pınarlarım bir çağlayan.
Malatyaya giderek kamp yapacağı otele yerleşti. Ancak gelin görün ki bundan sonra yaşanan Demirspor Kafilesi, güvenlik gerekçesi ile Valilik tarafından şehirden çıkartıldı.
Böyle bir örnek belki Dünyada ilk defa yaşanıyor. Futbolcular şaşkındı. Yöneticiler şaşkındı. Teknik elemanlar şaşkındı Çünkü kafile resmen şehirden kovulmuştu.
"CTP Genel Sekreteri Ferdi Sabit Soyer ise 'Seks filmi çevirmediğine göre izlemeyeceğiz' diye konuştu."
Ayran dedim de aklıma geldi: Vakti zamanında Gıyaseddin adında aksi mi aksi, huysuz mu huysuz, lafı anında tokattan beter insanın yüzüne vuran, nezaketten nasibini almamış, çok bilmiş bir bucak müdürü varmış.
Dört kez evlenip boşanan müdürümüz, ilk eşini çorabı kaçık diye, ikinci eşini çorba pişiremiyor diye,
Uçabilen yırtıcılar ailesinin en küçüğü olan baykuş, ailenin en tanınanıdır. Zira onun hakkında öyle çok anlatılar var ki. Kimileri baykuş hakkında söylenenleri hayal ürünü zanneder. Çok yararlı bir kuş olmasına
Bu tür sözleri analiz etmek, öyle çok derin araştırmanın bilgisine sahip olmayı gerektirmez. Bu söylem bir masumiyet karinesi değil, tam bir diktatörlük patlaması ve tam bir diktatörlük öfkesidir
İnsanlar çok daha uzun süre çalışmalı, ya da, emeklilerin salgın bir hastalığa yakalanmaları için dua etmek gerekir
Dominique Da Siva, Fransa LREM partisi milletvekili
Yurdumuzda meydana gelen orman yangınlarının büyük bölümü ihmalkârlıktan ve gafletten kaynaklanmaktadır. Pikniğe gidip ateşi söndürmeden oradan ayrılan insanlar, hareket halinde ki arabadan sigarasını söndürmeden atanlar, boş içki şişelerini piknik alanında bırakıp güneş ışığı altında bırakanlar, tarla açmaya uğraşanlar ve buna benzer olaylar sonucunda güzelim ormanlarımız cayır cayır yanmaktadır...
bORAN KUŞU , ÖZGÜRLÜGÜ SEVİYOR , DİZGİNLENEMİYOR,TESLİM OLMUYOR, GEREKTİĞİNİDE İNANDIĞI DEĞERLER UĞRUNA CANINDAN VAZGEÇİYOR
Bu karamsarlığa ve olacaklara karşı önce Ümit lazım Sonra beraberinde planlama, vizyon ve kurallar
bAZI İŞLERİ HERKES BAZI İŞLERİ İSE BÜYÜK BEYİNLİ İNSANLAR YAPAR , ONLARDAN ALLAH RAZI OLSUN , ONLAR OLMASA NE YAPARDIK