Kimi Kime Şikâyet Edeceğiz?!
Tarih, edebiyat, felsefe, sosyoloji, sanat ve genel kültürle ilgilenmeyen, ilgilenmesi istenmeyen, ancak; bağnaz siyasete bulaştırılan bir gençlik!
Tarih, edebiyat, felsefe, sosyoloji, sanat ve genel kültürle ilgilenmeyen, ilgilenmesi istenmeyen, ancak; bağnaz siyasete bulaştırılan bir gençlik!
Ortaçağ kurallarıyla ve despotizmin emri ile işleyen mahkemelerde, hukuk kuralları, yalnızca hukuk kitaplarındaki sayfalarda unutulmuş kurallardır.
Ortaçağ kuralları demek, dağbaşı kuralları ve kanunları demektir.
Dağbaşı kanunlarını ve kurallarını eşkıyalar koyar.
Saftiriklik de bir kimliktir.
Sadece ben olsam, kahreder, kendimden utanırım.
Ama
Etrafınıza bir nazar kılın, göreceksiniz ki nice nice iyi ve saf niyetli milyonlar; enva-i çeşit entrikanın, hilenin, ahlâksızlığın, gaddarlığın, zulmün ve baskının burgacında boğuluyor...
Özgürlük (Hürriyet)
Kardeşlik (Uhuvvet)
Eşitlik (Müsavat)
Adalet
Hamas teröristtir derseniz ya İsrail nedir?
Kin ve nefret üzerine kurulmuş bir terörist devlettir
Hristiyan Batılı emperyalistler, kestikleri Yahudiler karşısında düştükleri aşağılık kompleksiyle devlet olarak kurdukları ve şımarttıkları İsrail, yıllardır savunma refleksi adı altında cinayet işliyor
Sonuç olarak: Seküler yaşamasam da, kendime özgü bir yaşam biçimi olan biriyimdir. Kimse bana karışmadığı müddetçe ben de kimsenin yaşam tarzına karışmam
Artık fikir adamlarını mumla arıyoruz. Ortalık, bağırıp çağıran, slogan atan bir sürü lümpene kaldı!
Fikir değil, slogan üreten olduk.
Ruslar içinde Aziz Nesini, Yaşar Kemali bilenlere de rastladım. Ama en çok, Rusyada da yayınlanan Çalı Kuşu dizisinden dolayı Reşat Nuri Güntekini biliyorlar
Evet
Yaşadığımız bu felâketin bize gösterdiklerinden biri de bu örgütlenmiş cehaletin varlığı
Hukukun ve insan haklarının her şeyin fevkinde olduğu, adaletin bihakkın tesis edildiği, ülke gelirlerinin hakça ve her bir bireye eşit şekilde dağıtıldığı bir ülkenin özlemiyle
Terör, bumerangdır. Gün gelir bizi de vurur diye yazdığımız yazılar arşivlerde duruyor
Benim dâvâm, aydınmış gibi geçinen ayak takımıyla değil. Bilim, kültür ve insanlık adına bir ömür harcamış, vicdan sahibi adamlarladır. Ülke, göz göre göre cehlin karanlığına sürüklenirken, susan, susmayı, kendisini kurtarmak adına bir çıkış yolu olarak gören aydınlarladır.
Hak, hukuk, adalet gibi ulvî kavramlar ayağa düşmüş Kanunlar güçlülere çalışıyor. Nalıncı keseri gibi; her kanun güce tapınanlara yontuluyor! Nasıl denir: Karışmış ortalık; kör, tuttuğunu öpüyor!
Günümüzde de, özellikle bize yakın coğrafyalarda irili ufaklı başka diktatörler de var. Despotizmi marifetmiş gibi halkın gözüne sokuyorlar. Yalana ve talana dayalı farklı propagandalarla halkı uyutmaya çalışıyorlar.
Hiçbir zümrenin veya dinî kisve altında teşekkül edilmiş kurum veya kuruluşun herhangi bir şekilde üstünlük kurmasına, daha doğrusu; imtiyazlı bir kesimin diğer halk kesimleri üstünde tahakküm kurmasına müsaade edilmeyeceği, sosyal paylaşımın adil olarak ve hakça yapılmasına veya benzeri argümanlarla ortak yaşama verilen bir yönetim biçimi olarak görüyoruz
Aslında her meslek erbabı gibi politikacılar da iyi niyetle başlangıç yaparlar. Politik arenada zaman, iyi niyeti törpüleme aracı olarak bir müddet sonra kazanma veya kazanılan noktada kazanımı koruma ve sürdürme arzusu, iyi niyet çarkının dişlilerini kırmaya başlar.
Emperyal güçlerin postalları altında inleyen topraklardan ancak Taliban fışkırıyor
Yayınevleri de, eleştirel kitapları yayınlamaktan korkuyorlar. Onlarca avukat dava açmak için fırsat kolluyor diyorlar
Tarihte birçok filozof, bütün kötülüklerin anasının cehalet olduğunun altını çiziyorlar. Ferdî cehalet, kişinin kendisini ve yakın çevresini felâkete sürükler. Toplumsal cehalet ise askerî savaşlara, yıkımlara ve on binlerin ölümüne sebep olur.
Her ne kadar geçmişiniz geleceğinizin aynası olsa da; yazmanın cazibesine kapılıp havalara girmeyeceksiniz
Hayatın her evresinde olduğu gibi tevazu buranın da anahtarıdır
"Kalem erbâbı olmak sadece ona buna çatmak değil, zaman zaman da hayatın küncüne kelimelerden çenet taşı koyabilmektir!.." (Cahit Kılıç)
Kendimden bahsetmeyi sevmem.Zira, "ben" demekten hicap duyan bir insanım.Özel sektörde İdari İşler müdürlüğü yapmış bir emekliyim.
İstanbul
Kendi penceremden dünyaya bakmak...
Divan şairleri, divan şiiri. Ve elbette ki XX. yüz yıl şairlerimiz.
Fuzuli, Cahit Sıtkı,Yahya Kemal...Özellikle Azerbaycan şairleri!