Öykü > Pastorel

olumlu

Şeftali Çiçekleri

Üzerine bir yıldırım düşmesi tehlikesi vardı elbette. Ne kadar yükseklere çıkarırsa kafasını bu olasılık da o ölçüde artıyordu. Sonuçta yıldırımın da bir yerlere düşmesi gerek, öyle değil mi... Buna karşı kimsenin elinden bir şey gelmez, ağacın bile.

olumlu

Yaralı Martı

Martı kurtulmuştu ve benim de nadir bulunan beyaz bir martım olmuştu; adını "YARALI MARTI" koymuştum.
ERDEN ERKİN...

karışık

"Güve"

Bütün bunları suyun üzerinde suyu çok da incitmeden, suya bir iğne gibi batmadan düşünen güve aynı zamanda korkudan olsa gerek titriyordu. Bu acımasız ve katil dolu dereye yaptığı tek etki ince, küçük ve dairesel titreşimleriydi.

üzgün

Bir Avuç Rüzgâr

Denizle elele verdi, kayıklardan pek çoğunun iplerini kopardı, onları, isteseler de istemeseler de, engin sularda özgürce sürüklenecekleri bitmeyecek bir geziye çıkardı.

nostaljik

Kül

‘Her yere, bir yere ya da hiçbir yere gitmek isterim.’ dedi Sigara Külü gülümseyerek. ‘Sana hangisi uygunsa..’

olumlu

Bahar, İstanbula Hep Geç Gelir!

Komşu bahçede dut toplayan kızları görünce çok şaşırdım. Hani bahar, geç gelirdi İstanbula! Ama Doğa, bilir işini..ne bir dakika erken gelir, ne bir dakika geç kalır !!!

olumlu

Şeftali Çiçekleri

Üzerine bir yıldırım düşmesi tehlikesi vardı elbette. Ne kadar yükseklere çıkarırsa kafasını bu olasılık da o ölçüde artıyordu. Sonuçta yıldırımın da bir yerlere düşmesi gerek, öyle değil mi? Buna karşı kimsenin elinden bir şey gelmez, ağacın bile.

karamsar

Karanlık Perdenin Püskülleri

\- Nereye lan dingiller.
\- Eve gidiyoruz oğlum. Sabaha kadar kahvede mi pinekleyeceğiz.
\- Yeme beni şimdi, bi kalem geç bunları...
\- Sana yalın borcum mu var?
\- Tamam, uzun etmeyin, gidin. Kendinize mukayyet olun ama…

olumlu

Sonbaharda Gölcük

Bir göl ! Bir göl ki, masmavi... Sanki insan eliyle yapılmış misali; yemyeşil çam ormanının tam da ortasına bırakılmış bir avuç mavi su gibi... Ellerimin arasına alıyorum gölü; sığmıyor, taşıyor avuçlarımdan... Devlerin gözyaşları mavi mi olur ? Bilmiyorum ama; ayağıyla açtığı çukura, avuçlarında biriktirdiği gözyaşlarını usulca bırakan koca

karamsar

Yağmur

Endüstri toplumları yağmuru sevmez.Bu hastalık bizim topluma da sirayet etti.Ancak bizler hayatımızın en önemli varlık kaynaklarından bu varlığa hem şükran duyduğumuz ve hem de ihtiyacımız olduğundan,ona asla sırt çeviremeyiz.Ancak genç nesil üzerinde bir istatistik yaparsanız hayal kırıklığına uğrarsınız.

olumlu

Bir Masal, Şu Uzungöl!

Neyi şans sayarsınız bilmem; yağmuru mu yoksa parlak bir güneşi mi ? Bana sorarsanız ; ikisinede şans derim.Diyelimki tercihiniz parlak bir güneş.Ve güneş, koca çam ormanlarının tepesinden sarı ışıklarıyla göz kırpıyor size. Güneşin cazibesine kanıp sizde ona bakıyorsunuz. Utancınızdan pembe pembe oluyorda yanaklarınız, gözlerinizi göle çeviriyorsunuz .Bu kamaşmanın

nostaljik

Kedi...

Kirpiklerinden tırmanan bir su damlası süzülüyor aşağıya, içinde salınan bir dünya, dünyadan evrene savrulan kuş sürüleri yayılıyor içime.
Yine bir şey söyleyemiyor, Yine susuyorum

karamsar

Yeniden Bir Küçük Yaprak

Benjaminnin yüzündeki o umutlu gülümseme henüz sönmemişti ki rüzgar yeniden kavradı; silkeledi. Bastığı yerin ayakları altından savrulmasıyla iyice yapıştı bulunduğu dar, sıska dalın ucuna. Kök sapından eğildi, sağa sola sarktı uçuşan başını telaşl

olumlu

Zaman İçinde Bir Çamlıca!

Çiçekler karşıladı bizi tepede. Yol kanarlarına, ağaçları çevreleyen tarhlara dikili; rengarenk, hoş kokulu çiçekler... Ve ağaçlar karşıladı; o, çok yukarlardaki dallarıyla güneşe kafa tutan ağaçlar... Yaşamak için, o muhtaç oldukları güneşe, gölgelerine sığınanlar adına kafa tutan ağaçların altındaki küçük iskemlilere oturduk, bir nefes soluklanmak için. Rüzgarın eteğinde kokularıyla

Başa Dön