Kemerköprü
sorularla yıkıldı yüreğimizde ince kemer köprü / her sözcüğün ateş tuğlasıydı ah ocak
sorularla yıkıldı yüreğimizde ince kemer köprü / her sözcüğün ateş tuğlasıydı ah ocak
Asım Bey tam bir Cumhuriyet çocuğudur. Gençlik yıllarından beri sürdürdüğü Cumhuriyet gazetesi okurluğunu bir patron olmasına karşın sürdürdüğünü söyler.
...edebiyat siteleri, bizlerin vazgeçilmez bir sığınağı durumuna geldi. Bir çok dost ve istemeden bir çok da düşman edindik sanırım. Kırdık, kırıldık ve küstük.
Geceden kalma bir şarap ki / en sevdiğim kırmızı bir camdan
Şiir, edebiyat dünyasının bence en acımasız alanıdır.
Yazmadığı bir mektup uğruna / darağacında sallanır mı insan /
Özellikle saray hazinelerinden çıkan kadın makyaj malzemeleri, ayna ve cımbızlar, ister istemez günümüzdeki makyaj endüstrisinin geldiği noktayı bize anımsatıyor.
eski bir ay mıydın ansızın odama doğan, / yavuz hırsız edasıyla camı tıklayıp
\*Her sanat şiire dayanır, hatta şiir bile Novalis
Yüksekova okullarını ziyaret ederken yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istedim bir an...
Bilmem aranızdan kaç kişi bu coğrafyayı ve insanlarını tanıma fırsatı yakalamıştır? Ben uzun yıllar bunun özlemini duydum içimde.
Yol sinyalleri çalarken sabah olmuş hayli zaman / Şu havlayan köpek gözleriyle yarışan
hep geniş zaman döşeli bir evdeyim / değirmisi boynumda iğne oyalarıyla
İzedebiyat kendini yeniledikten sonra yeni bir bölüm açtı ana sayfada:”Editörün Seçtikleri”. Bu bölümü siteye her girişte herkes gibi ben de izliyorum.
soyulmuş bir elma kabuğuydum yerlere atılmış / yalnızlığımla kalakaldım taş kaldırımlı sokakta
Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı. / Kafka / sandal
Aşk, her şeyi talep eder ve bu çok adil olabilir. / Beethoven
her sabah uyandığında / açınca pencereni neşeyle / dinle bak,
..günümüzde edebiyatla ilgilenen kuşak da bence, ikiye bölündü.
Dünya gözümde, o denli küçüldü ki...Dilediğim ülkeleri geziyorum; bunun için ne vizeye gereksinmem var, ne de pasaportumu yenilemek için harç yatırmaya gerek var.
Kendini nasıl anlatır ki insan… Oturup yazılmaya kalkılsa, her edebiyat işçisinin yaşamı kalın bir roman olur. Ben bunu zaman zaman yazdığım denemelerde ve şiirlerimde yansıtmaya çalışıyorum. Yapıtlarımı izleyenlere küçük birer ipucudur; söylenen her bir sözcüğümüz, tümcemiz..
Kendimi şiirde ilk keşfedişim beni aynı zamanda büyük bir hayal kırıklığı yaşattı ve düzene yenik düştüm. Yol göstericim de yoktu yanımda; düzene isyan edeceğime, şiire küsüp öyküye yöneldim. Bütün bu yaşananlar ortaokul dönemime rastlar.
Yine bir gün düzen beni aldı, bir sonbahar yaprağı gibi Aydın Dağlarının zirvesine fırlattı. Yıl 1981. Ve beni yeniden hayata bağlayan sihirli gücün şiir olduğunu orada anladım. O gün bugündür, can yoldaşım, arkadaşım, sırdaşım ve en büyük sığınağımdır ŞİİR!
İnanıyor ve haykırıyorum; şiir mabedinde yanmayan hiç kimse, ben buyum, ben şuyum diyemez. Tek inancım, ömrüm oldukça yazmaya, gerekirse yazdırarak da olsa şiire ihanet etmeyeceğim.
Aydın’ın İncirliova ilçesinde, ‘53 yılının Ocak ayında, bir Kova erkeği ve sevgili annemin tek eşinden 14. yavrusu olarak dünyaya gelmişim. Babam ve annem ümmiydi. Okul yüzü görmemiş bir ailenin ilk üniversite mezunu olarak kutsal öğretmenlik uğraşımı resmi düzeyde ‘99 yılına dek sürdürdüm.
Halen özel sektörde işimden arta kalan zamanlarda, öğrencilere Türkiye’nin hemen her noktasında şiir dersleri veriyorum, gönüllü. Yeni Türk şiirini mevcut Türkçe ve Edebiyat kitaplarından öğrenemeyen gençlere yeni Türk şiirinin kapısını aralamaya çalışıyorum. İnanın bu çalışmalarda şiir adına öyle ilginç olaylara tanık oluyorum ki, gözyaşlarınızı inanın tutamazsınız.
Tüm uğraşlarımdan edindiğim çok önemli bir gerçeğin altını kalınca çizmek istiyorum: ŞİİR ÖYLESİNE SİHİRLİ BİR ANAHTAR Kİ, AÇMADIĞI BİR KAPIYI GÖSTEREN HENÜZ ÇIKMAMIŞTIR!
Bugüne dek, bir çok edebiyat dergilerinde şiir, deneme, öykü, inceleme, gezi , anı yazılarımla yer aldım. ‘90’da Ödemiş EFE dergisi yöneticiliği, Almanya’da Almanca yayımlanan GEMEİNSAM adlı yayının sorumluluğunu yaptım. Almanca şiir, öykü denemelerinin yanı sıra yurda döndükten sonra da Almancadan Türkçeye şiir kazandırma çalışmalarımı yayımladım. ‘90’da “Nasıl Çalışalım? Nasıl başaralım?” adlı çalışmam M.E.B.ca tavsiye edildi. Egebank tarafından 3000 adet basıldı. ‘98’de ilk şiir kitabımı Sivas’ta yakılan 37 güzel insana adadığım için yalnızca 37 şiir içermektedir.
Evliyim. Eşim de emekli sınıf öğretmeni olup, bir oğlum ve bir kızımla beraber yaşamımızı renklendirmeye çalışmaktayız.
Ödemiş
Mayakovski, Cemal Süreya, Sabahattin Ali, Cahit Tanyol
Kendime benzemeye çalıştım hep...