Şiir Üzerine Sesli Düşünceler
\*Şiir, insanın doğayı değiştirebileceğine inandığı günde doğmuştur.
\*Şiir, insanın doğayı değiştirebileceğine inandığı günde doğmuştur.
kaçıncı ayrılık sancısı insan sürgün insana / kil tabletlerine yazılı bir aldatmaca sürüyor
Klasik anlamda yönetimin temel görevi insanları ortak amaç değerler etrafında birleştirerek performansını yükseltmek ve yeterli hale getirmektir.
Yaşamı boyunca derin bir kimlik çatışması yaşamış, ne gerçek bir Alman ne de gerçek bir Çek olabilmeyi başarabilmiş Franz Kafka...
boş bir belgeydin bir zamanlar / ne zaman önüme gelsen /
Kendimi tümüyle böyle mi alıştırmam gerek? / Ki bu, eninde sonunda bir çile
beyaz gölge gibi gelip rengini verdin bana / hiç yazılmamış bir imgeydin adı
(ne zaman uzun yolculuklar düşlesem / bir ıslıkla toplanır içimde yörükler)
I. / her gün hevesle çıktım / muradiye yokuşunu
sensizlik limanına demir attım yıllardan beri / her yılbaşında yeni rota çizsem de
yüreğine sardığın dikenli teller / paslanmış sevdanın kapısında / ne
ben sizi ölünceye kadar seveceğim / tahta kurularım ağustos böceklerim /
bomboş bir yaprağım şimdi aramızda kırık bir kalem / yazılmamış anılar defterinde sen
Bardolino alafı yakarken tenimi / süzülür telaşla bir gülden akdeniz tuzu
yazmak gelmese de / bazan içinden / bir aşk uğruna
harrran ateş olmuş yanmalarda / bir kızıl akkor bakırcı ustasında /
\* Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı. F. Kafka
\*Yani masa gece kurulacak çilingir sofrasına meze aramaya gitti, topal bir ayağıyla.
Gözlerim, ah o sevgili pencereciklerim, / Verirler bana usanmadan hoş aydınlıklar,
Güneşi saklayan, onu bizlerden sakınan ılık bir sonbahar sabahı, otoban üzerinden Göttingen’e yol alıyorum. Kolay bir yolculuk değil benim için¸ yaklaşık 520 km. uzaklığında. İnsanın hiç tanımadığı bir kente gidiyor olması yürek atışlarını ister ist
Kendini nasıl anlatır ki insan… Oturup yazılmaya kalkılsa, her edebiyat işçisinin yaşamı kalın bir roman olur. Ben bunu zaman zaman yazdığım denemelerde ve şiirlerimde yansıtmaya çalışıyorum. Yapıtlarımı izleyenlere küçük birer ipucudur; söylenen her bir sözcüğümüz, tümcemiz..
Kendimi şiirde ilk keşfedişim beni aynı zamanda büyük bir hayal kırıklığı yaşattı ve düzene yenik düştüm. Yol göstericim de yoktu yanımda; düzene isyan edeceğime, şiire küsüp öyküye yöneldim. Bütün bu yaşananlar ortaokul dönemime rastlar.
Yine bir gün düzen beni aldı, bir sonbahar yaprağı gibi Aydın Dağlarının zirvesine fırlattı. Yıl 1981. Ve beni yeniden hayata bağlayan sihirli gücün şiir olduğunu orada anladım. O gün bugündür, can yoldaşım, arkadaşım, sırdaşım ve en büyük sığınağımdır ŞİİR!
İnanıyor ve haykırıyorum; şiir mabedinde yanmayan hiç kimse, ben buyum, ben şuyum diyemez. Tek inancım, ömrüm oldukça yazmaya, gerekirse yazdırarak da olsa şiire ihanet etmeyeceğim.
Aydın’ın İncirliova ilçesinde, ‘53 yılının Ocak ayında, bir Kova erkeği ve sevgili annemin tek eşinden 14. yavrusu olarak dünyaya gelmişim. Babam ve annem ümmiydi. Okul yüzü görmemiş bir ailenin ilk üniversite mezunu olarak kutsal öğretmenlik uğraşımı resmi düzeyde ‘99 yılına dek sürdürdüm.
Halen özel sektörde işimden arta kalan zamanlarda, öğrencilere Türkiye’nin hemen her noktasında şiir dersleri veriyorum, gönüllü. Yeni Türk şiirini mevcut Türkçe ve Edebiyat kitaplarından öğrenemeyen gençlere yeni Türk şiirinin kapısını aralamaya çalışıyorum. İnanın bu çalışmalarda şiir adına öyle ilginç olaylara tanık oluyorum ki, gözyaşlarınızı inanın tutamazsınız.
Tüm uğraşlarımdan edindiğim çok önemli bir gerçeğin altını kalınca çizmek istiyorum: ŞİİR ÖYLESİNE SİHİRLİ BİR ANAHTAR Kİ, AÇMADIĞI BİR KAPIYI GÖSTEREN HENÜZ ÇIKMAMIŞTIR!
Bugüne dek, bir çok edebiyat dergilerinde şiir, deneme, öykü, inceleme, gezi , anı yazılarımla yer aldım. ‘90’da Ödemiş EFE dergisi yöneticiliği, Almanya’da Almanca yayımlanan GEMEİNSAM adlı yayının sorumluluğunu yaptım. Almanca şiir, öykü denemelerinin yanı sıra yurda döndükten sonra da Almancadan Türkçeye şiir kazandırma çalışmalarımı yayımladım. ‘90’da “Nasıl Çalışalım? Nasıl başaralım?” adlı çalışmam M.E.B.ca tavsiye edildi. Egebank tarafından 3000 adet basıldı. ‘98’de ilk şiir kitabımı Sivas’ta yakılan 37 güzel insana adadığım için yalnızca 37 şiir içermektedir.
Evliyim. Eşim de emekli sınıf öğretmeni olup, bir oğlum ve bir kızımla beraber yaşamımızı renklendirmeye çalışmaktayız.
Ödemiş
Mayakovski, Cemal Süreya, Sabahattin Ali, Cahit Tanyol
Kendime benzemeye çalıştım hep...