Geçmişten Bugüne...
zamanla insanların düşünceleri değişir.kimisinin iyi yönde kimisinin kötü..
seçmek bizim elimizde...
zamanla insanların düşünceleri değişir.kimisinin iyi yönde kimisinin kötü..
seçmek bizim elimizde...
Yaşanmamışlıklar verdik fırına, yandı kül oldu ziyan ettik zamanı. Tekrar deneyelim dedik olmadı, hep eksik bir kaç malzeme. Ya tuzu fazla geldi ya da onuru az
O an anladım; geride kalmak, yoksullaşmak, kaybetmek kavramlarının üzerimde ne kadar iyi durduğunu...
Sözleri bana bestesi sana ait bir şarkı bu. Geçmişle geleceğin aranjmanı. Veda edilen mutsuzlukların son notası. Seni çok seviyorum, var mı dahası ?
Hiç yazmadığım bir şiiri deniyorum şimdilerde ve nasıl da sahipleniyor seni dizeler.sanırım artık şiir de yazmayacağım.
Bilenler vardır, bildiğini zannedenler vardır, bilmeyip de biliyormuş gibi yapanlar vardır ve bir de asla bilemeyecek olanlar vardır.
Seni istiyorum her şeye rağmen. Sıcaklığını, dokunuşlarını... seni düşlerken başka biriyle bir sabah uyanmaktan korkuyorum.
Ağır yanlarından hükmetmeyi bilmez kırık bir megaloman yada hafif mani depressif çıkıntılara saplandığım olmuştur. Şartların ağırlaştığı nefeslenme ortamlarında bu özellikleri taşımayan hemen hemen yok gibidir aslında...
Gitmek istiyorum, ileriye, geride benden kalmış bir geçmiş bırakmak amacıyla. Eskilerde olayım, yenilerde anlatayım. Ne kadar dogru olur bilmiyorum ama bir gün sadece gitmek ve gidişte yitmek istiyorum.
Finlandiya malı Nokia marka telefonum çalıyor.
Sahibi Lubnanlı olan Avea nın tarifeleriyle konuşuyorum.
Arkadaşım bana bir soru soruyor.
Değmez ne çok aşk için ipotek ettik yüreklerimizin değerini.. Ne çok borçlandık karşılıksız aşk senetlerine.. Sahte paralar gibi sahte insanlar da geçiyormuş aşk alışverişlerinde.. Belki de parayı bir türlü sevemediğimiz için ayırt edemedik sahtesini..N
\*Dilin söylediği her şeyin cezasını ödemeye kalksaydık, tüm ömrümüz hapishanede geçerdi.
\*Aşıkları yargılamayacak kaç kişi var şu dünyada?
\*Kuru bir ağaç ne işe yarar diye düşünme. O beğenmediğin ağaç, bir kuşa dinlenme ya da yuva yapma yeri olabilir.
\*Neden durmadan nefsimizi sınamamız
bazı zamanlarda dönüp kendine baktığında, işte o zamanlarda kendine yetebilmeli insan..
Fi çağlardan kalma, hiyeroglif yazılarla yazılmış kaderim yine sessiz.Yunan mitolojisinden fırlamış bir yaşam tarzım yok ama bir kaktüs deyilim.kendimi bazen boş bir bardak gibi görüyorum,doldurulmayı bekleyen.bazende irin kaplı vücudumda limit yok yazıyor.bazen ağlıyorum;karanlığın doğmasına,güneşin batmasına.