İnsan Çöplüğü
Özür dilerim ama haddim de olmayarak bana göre nerede olursa olsun herkes oy vermemeli Amma velakin Yine de herkes eşit haklara sahip olmalı
Özür dilerim ama haddim de olmayarak bana göre nerede olursa olsun herkes oy vermemeli Amma velakin Yine de herkes eşit haklara sahip olmalı
Rakibi yenmenin yolu:onu iyi tanımaktan ,taktik ve yöntemlerini bilmekten geçer... İktidar olma konusunda gerçekten samimi iseniz,işte size bazı tüyolar: 1-İşe eğitimle başlayın:-Önce,sizin siyasi görüşleriniz doğrultusunda bir dershane açın.-O dershanede ders verecek öğretmenleri yetiştirecek birimler oluşturun,öğretmen adaylarınızı gençlerden seçin.
Zaman zaman hatta sıklıkla, insanın aklının almayacağı gariplikler yaşanır yurdumuzda. Önce herkes biraz homurdanır, bağırır çağırır. Derken, daha önce şaşırdığımız, isyan ettiğimiz olaylara benzer başka olaylar yaşanır. Bu böyle sürer gider. En sonunda, vatandaş alışır bu garipliklere.
Boğaziçi üniversitesi ile başlayan ve İzmire kadar uzanan protestolar bir zamanlar yine aynı illerimizde yapılan Cumhuriyet mitinglerini hatırlattı hepimize. O dönem bu eylemlere Cumhuriyet mitingleri denilmesini beni oldukça rahatsız etmişti.
Ali Yalçın, kendine yakışanı yaptı. Kendini bu makama taşıyanları hayal kırıklığına uğratmadı. Kutluyorum. Her toplu sözleşme döneminde olduğu gibi şarkısına la minörden bas bir giriş yapıp, sahibinin istediği üzre soprano ile sonuçlandırdı.
Böyle bir iğrenç insanlık tarihi varken, hangi toplum, devlet, din, düşünce ve ideoloji ben haklıyım diyebilir ki? Elbette zaman zaman haklı olanlar vardır; ancak o haklı olanların büyük çoğunluğu da, emellerine kavuştuktan sonra, kendisine uygulanan zulmün aynısını, bir başkasına yaşatmayı en büyük var oluş ve politika olarak görmüşlerdir,
Sayın Cumhurbaşkanımızın eğitimde altmış yıllık özleminden bahsediyor bakan. Bu ülkenin son yirmi yılını kimin yönettiğini sormak istiyorum.
Havuz medyası özgür bir medya değildir. Velinimetlerinin emriyle tetikçilik yapan sözde gazetecilerin hem savcı, hem yargıç, hem de infaz memuru olduğu ve namuslu insanları linç etmek maksadıyla kullandıkları bir atış poligonudur
Kılıçdaroğlu’nun “Yeni” CHP’si ve değişim anlayışı, Sicilyalı Prens Lampedusa’nın “hiçbir şeyi değiştirmemek için her şeyi değiştirmek gerekiyordu” sözünü hatırlatmaktadır. Baykal döneminde uygulanan politikalar, hususiyetle partinin sağa açılımı, Cumhuriyet değerleri konusundaki “hassasiyetler”, temel hak ve özgürlükler konusunda bireyi değil devleti koruyan sistemin idamesini sağlama düşüncesi, vesayetçi sistemin devamı yolunda
Ahmakça yaşayış insanı cahilleştirir.
Öylesinin dağarcığını boş sanma, rüzgârla doludur! diyor Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî
Rüyaya müdahale edemiyorsun ki. O nedenle, rüyamın saçmalığından ben sorumlu değilim.
AKP’li Belediye Başkan Adayı Mahmut Badem’in, “AK Karnem” adını verdiği ve Mehmet Eriş dönemini itham eden bir broşürü seçmenlere dağıttırması Ödemiş’te çok büyük bir tepkiye neden oldu.
Yusuf Tekin yıllar önce Hüseyin Çelik denen azgın yaratıktan edindiği öğretmen itibarsızlaştırmayı öğrencinin öğretmene not vermesi ile geliştirmiş, ancak müsteşarlık kaldırıldığında AKP'nin kutsal sayacağı yeniliklerine devam edememişti.
Merhaba... AYASOFYAYI IBADETE KIM ACTI başlıklı yazımı görüşlerinize sunarım...
Bu hanımcık kraliçecik neler yaptı, neler şeytti bir de ona bakmak lazım. Müslümanlara çok da anlamlı ve güzel bir gözle baktığı söylenemez, O'nun İngilmanya'nın başında olduğu on yıllar boyunca dünyada kan ve göz yaşı hiç eksik olmadı. Kore Savaşı oldu, ondan önce 2. Dünya Savaşı hakeza, Vietnam Savaşı,
Darbeye girişimlerde bulunanlar bu gerçekleri unutmuşlardı. Sanki Türkiye 40 yıl öncesinin Türkiyesiymiş gibi hareket ettiler. Bir TRTyi ele geçirip bildiri okutmakla darbenin gerçekleşeceğini sandılar. Oldu olacak Hasan Mutlucanın o etkileyici ve gür sesiyle de Yine de şahlanıyor aman diye başlayan marşlarını koysalardı. İşte o zaman 60 veya 80lı
Değerli Başbakan yardımcımız,'Muz Cumhuriyeti değiliz' diye bir ifade kullanmış.Çocuğum bu deyimin ne anlama geldiğini sordu bana.
Ona verdiğim cevabı bu köşede yineledim.
Türkiye yetkililerinin biraz tarih bilinci ve birazda siyasetteki gerçeklere saygıları olsaydı, özellikle bölge toplumlarının kaderlerini 1500 yıllarından günümüze kadar Avrupa ve Rusya gibi devletlerin belirlediklerini bilip, ona göre kendilerini geliştirmeleri gerekirdi.
Sosyalizmin temelinde en ufak bir çıkarcılık, artı değer gibi doyumsuzluk söz konusu olmadığına göre, onur ve özel zevkler eşitlenerek yaşanacak şekle getirilmelidir.