Yalnızlığa Gebeyim
Yalnızlık delik deşik edip beni, kovuğuna çekildi. Şimdi içimdeki yalnızlığı büyütüyorum. Doktorum, mutluluktan ve umuttan uzak
Yalnızlık delik deşik edip beni, kovuğuna çekildi. Şimdi içimdeki yalnızlığı büyütüyorum. Doktorum, mutluluktan ve umuttan uzak
Ne senden sana kaçabiliyorum, / ne de beni senden sakınabiliyorum. /
Bildik ama bilmek yetmedi. Bir artı bir eşittir iki olamadık. Ne sen toplayabildin, ne ben. Ne
Kelimeler dökülürken portakal kokulu dudaklarından / Onu dinliyorum. / Dudaklarından
Hayatım boyunca aşkı aradım durdum. Aşkı surette, gözlerde, yürekte aradım. Kimi zaman yaklaştım sandım, kimi zaman
Kabul ediyorum can, / istediğimiz kadar büyüttük / birbirimizi yüreğimizde.
Sız’lık yüreğimi çökertmiş / Tel tel dökülüyorum / Derileri yüzülüyor
-I- / Korkmuyorum yanmaktan / Aşk tenimi yakarken.
Hüküm sürüyor şimdi gözlerimdeki kahve rengi / Unutmuşum kahve renginin ardına gizlenen yosun
Bakışların çarmıha geriyor beni / Acı çekiyorum / Ama vazgeçmeyeceğim
Yüreğimin teline ince ince dokunur zaman / Tamburun yanık sesi, gitarın hoyrat çıkışları,
bir gün yüzünü görmek / ve bir çayın deminde demlenmek gönül gönüle
Yağmurla toprak vuslata ersin bu sonbahar akşamında / Göz göz olmuş yüreğim
Rüzgârım ol / Önce / Yüzümü hafiften okşa
Sadece birbirimizin gözlerine baktık. Ne müziğin sesi, ne figürlerin canlılığı, ne de rüzgâr kaçırabildi o anı. An’ı kıpırdatan bir tek yürek çarpıntısı oldu. Kalktım, kendi gözlerimden onun gözlerine yol aldım.
Donuk bakışlarının ardına saklıyorsun yüreğini / Sert duruşunla kalkan olup koruyorsun kendini.
-Sultan oturmuş genç kızın yanı başına. Okumaya çalışmış onu uykusunda. Aşk gibi, hicran gibi bir şeymiş. Eksikmiş, eksik olduğu kadar da fazla. Bir rüya tadında da tammış aslında. -
-Mevlevî uzatmış elini dervişin gönlüne. Derviş uzatmış elini Mevlevî’nin gönlüne. Dinlemişler bir süre birbirlerini. Sonra bakışmışlar…-
-Gözler kalbin aynasıdır; sözler kapı dışarı. Eller aşkın ağları; kördüğüm sarmış gönülleri. Görülen bir gerçek, bir rüyaymış/ ...Siyah saçlı, ceylan bakışlı genç, kızıl ellerini genç kızın yüreğine dokundurduğu geceden sonra an’lar an’ları ta
Gözler vardır ve ardındakiler / Düşler düşer ve savrulur gerçekler /
Yüreğine sevgi fazlasıyla katılmış, üstüne bir de şiir eklenmiş; bir Ruya doğmuş gülücük kokulu...
KKTC'de doğdum. Denize bir kilometre uzakta, dağların güneşin arasından battığı bir tablonun içinde şirin mi şirin bir köyde yaşadım. Köylü kızı oldum küçücük dünyamda, yol gösteren olmadı hiç ama hep farklı bir yürek taşıdığımı hissettim. Doğru hissetmişim.. Çünkü hayatımda kendimi en iyi şekilde ifade edebildiğim sadece iki yol oldu: Dans ve yazın...
KKTC
Serbestliğin içinde gizlenen bir musiki vardır şiirlerimde; hayatın içinde saklı bir ruya... ve bir perde vardır kelimelerimin önünde; görebilene...
Murathan Mungan, Nazlı Eray ... Ve etrafımda görüp etkilendiğim her şey...
...