..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. -Joe Louis
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Þiir > Öyküsel > Murat Arýcý




13 Aðustos 2012
Erzurum Hatýrasý  
Murat Arýcý

:AGBG:
Müzeyyen kardeþimden geliverdi bir çaðrý,
Erzurum bekliyordu yöneldik ona doðru.

Akdeniz uykudayken çýktýk erkenden yola,
Kayseri’ye varýnca dedik verelim mola.

Kadim dostum Hasan’ý takip ettik peþinden,
Anladýk ki çok yoðun taviz vermez iþinden.

Hemencecik ayrýldýk etmemek için meþgul,
Ýstirahat etseydik olacaktý pek müþkül.

Yola devam eyleyip vardýk Pýnarbaþý’na,
Misafir oluverdi eþim arkadaþýna.

Erciyes titretirken temmuzun ortasýnda,
Ýçimiz ýsýnmýþtý muhabbet sofrasýnda.

Rüyama giriverdi o gece Deli Ozan,
Dedim "Üstat, yýkýlmýþ anlattýðýn eski han."

Duymamýþ gibi baktý yüzüme derin derin,
Dedi "Yaz da görelim senin de bir eserin’ "

Sabahleyin o dostlar yine hizmet eyledi,
Kalýn birkaç gün daha diye neler söyledi.

Öðle vakti ulaþtýk Âþýk Veysel iline,
Sarýlýp yatýyordu sadýk yârin beline.

Gider iken yolumuz Sivas’tan Erzincan’a,
Munzur selam göndermiþ ikindi vakti bana.

El sallayýp daðlara alýverdik selamý,
Tunceli sapaðýnda duyduk aðyar kelamý.

Ilýca göz süzerken guruba yavaþ yavaþ,
Þeker Yurdu önünde içimde gizli telaþ.

Derken telaþ büyüyüp oldu bir hasret devi,
Nihayet karþýladý bizi öðretmen evi.

Bizden sonra yapmýþlar bu güzelim yapýyý,
Dadaþ ruhlu görevli açtý hemen kapýyý.

Sabah þaþkýn gözlerle bakarken etrafýma,
Dizildi arkadaþlar çok geçmeden safýma.

Yýllarýn özlemiyle sarýldýk teker teker,
Dökülen kelimeler sanýrsýn bal ve þeker.

Kahvaltý için çýktýk Atlama Kulesi’ne,
Hayretle nazar ettik Erzurum Kalesi’ne.

Meðer ne çok deðiþmiþ gençliðimin þehiri,
Bir anda düþündürdü malum olan ahiri.

Ol sebepten yöneldik Abdurrahman Gazi’ye,
Bir müddet ara verdik Cuma için geziye.

“Mevlâm görelim neyler” derken dualý diller,
Þehitlikte açýldý arþa doðru tüm eller.

Uzaktan selam verdik yamaçtaki tabyaya,
Kafilece dolaþtýk þehri biraz da yaya.

Tebrizkapý bakarken arkamýzdan süzgünce,
Garip bir nida duyduk biraz mahzun,üzgünce.

Dikkatle dinleyince þöyle seslendi bize,
Türkü gibi görünen alev gibi dört dize.

Farklý simalarda bildik gözlerle,
Hasrete bir çelme takmaya geldik.
Titrek dudaklarda içten sözlerle,
Gönülden gönüle akmaya geldik.

Hayran kaldýk hislere tercüman olan sese,
Sýðmýyordu ruhumuz beden denen kafese.

Bir daracýk sokaktan çýkarken aðýr aðýr,
Duymuyordum kimseyi olmuþtum sanki saðýr.

Bilmem ne zaman girdik Taþhan’ýn çarþýsýna,
Oltu taþý tespihin dizildik karþýsýna.

Hâlâ var iken bende garip sesin yarasý,
Alýndý birkaç parça Erzurum hatýrasý.

Vakit hayli geçip de yürüyorken caddede,
Bir kâðýt tutuþturdu elime yaþlý dede.

Saðanak baþlayýp da kaçýnca bir köþeye,
Aklým takýldý birden elimde duran þeye.

Açýverdim heycanla yarý yýrtýk kâðýdý,
Gördüm ki dört satýrlýk gizem dolu aðýtý.

Duygu yaðmurunda ýslanmak için,
Dostlar sohbetinden beslenmek için,
Yýllarýn ardýndan seslenmek için,
Zaman duvarýný yýkmaya geldik.

Dostlar yâdýma düþtü koþtum malum mekâna,
Yarý yolda rastladým Nilgün ile Hakan’a.

Akþam yemeði için gidenlere yetiþtik,
Latifeyle karýþýk birazcýkta itiþtik.

Kadayýf dolmasýnýn gidince ustasýna,
Nail olduk nihayet cað kebabýn hasýna.

Sohbet de karýþýnca bu akþamki yemeðe,
Kifayetsiz kalýyor kelimeler demeye.

Öyle sermest olmuþtuk hem de ne çok bahtiyar,
Gönlümüz hep genç kalmýþ görünsek de ihtiyar.

Döndük aðýr adýmla misafir konaðýna,
Yattýk uyanmak için son günün sabahýna.

Coþku ile varýnca fakülte binasýna,
Öksüz çocuk kavuþtu sanki de anasýna.

Öyle bir girildi ki kapýdan içeriye,
Gitmek için yarýþtýk yirmi dört yýl geriye.

Herkes bir þey ararken mazinin raflarýnda,
Hâlbuki uçuyordu izler etraflarýnda.

Anýlarý dolarken o anda dilimize,
Bir grup genç arkadaþ þaþýrdý hâlimize.

Bir sigara içimi kaldýk kapý önünde,
Sonra yürüyüp gittik 5. Yurt yönünde.

Daha henüz varmadan bekçi beni durdurdu,
Dedi “Hocam orasý þimdi kýzlarýn yurdu."

Donakaldým hayretle bu binaya bakarken,
Karþýdaki kaldýrým gözlerimi yakarken,

Çöküverdim sessizce beni çaðýran taþa,
Artýk sözüm geçmedi gözümden akan yaþa.

Damla damla akýnca yýllanmýþ onca zehir,
Belirdi yine iþte karþýmda koca þehir.

Palandöken Daðý’nýn çýktýk en yücesine,
Veda için göz diktik Erzurum gecesine.

Gezer iken Sait’i dikkatlice dinledik,
Bazý zaman iç çekip bazý zaman inledik.

Geç de olsa katýldý Yavuz ve Adnan abi,
Onlar da özlemiþti hepimizi pek tabi.

Hiç de kolay deðilken hasrete alýþmasý,
Gelip de çatýverdi son akþam buluþmasý,

Müceldili Konaðý misafir etti bizi,
Takdir ettik Haþim’i,Sevilay’ý,Filiz’i.

Bar oyunu izlerken nefesimiz tutuldu,
“Tey tey” derken Mikail hep ileri atýldý.

Ýhsan Tevfik ve de ben birkaç þiir okuduk,
Dostluðu gönüllere bir kez daha dokuduk.

Biz o gece galebe çalýyorken hayata,
Dinleyeni mest etti okuduðum son kýta:

Geçmiþi yâd edip görürken düþte,
Çeyrek asýr sonra buluþtuk iþte,
Erzurum ilinde kýrklý bir yaþta,
Vuslat ateþini yakmaya geldik,
Maziye uzaktan bakmaya geldik.

Mazi uzak olsa da yakýndý Ekrem bana,
Telaþlý konuþmasý ders veriyor insana.

Sakine bir türküyle Kars eline götürdü,
Azeri havasýný alýp bize getirdi.

Tatlýlar yenilip de gelince çaya sýra,
Yusuf ve Refik için atýldý yazý tura.

Her iki arkadaþ da bizi davet ediyor,
Lâkin kur’a sonucu,Uzungöl’e gel diyor.

Saim Bey baðlanýnca telefonla bizlere,
Artýk mecal gelmiþti kalkmak için dizlere.

Ýþte dostlar böyleydi üç günlük hâl ve durum,
Yýllar sonra bir daha vedalaþtýk Erzurum!

20.07.2012



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn þiir ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yüz Görümlüðü
Ben Olmalýyým
Gazel
Toros Daðlarý
Yeni Yýl ve Eski Yýl
Sayende
Hicivname
Haddini Bil Gafil!
Be Güzel Kýzým
Aradým


Murat Arýcý kimdir?

ALTIN RIHLI ÝKÝ KELÝME Þiire aþinalýðým, çocukluðumda Elif ninemden (Annemin analýðý) dinlediðim manilerle baþladý. O manilerin bende býraktýðý derin izleri yýllar sonra yazdýðým ilk þiir denemelerimde fark ettim. Liseyi bitirdiðimde ise bir defter dolusu manzume ( O yýllarda þiir) vardý duygularýmý anlatan. Bu yazma isteði beni Edebiyat Fakültesi’ne yönlendirdi ki ben gerçek þiiri orada öðrendim. Çok geçmeden bir þey daha öðrendim ki lisede yazdýklarým þiir deðildi. Aldýðým edebiyat eðitiminden dolayý sanatçý olmak için önce çýrak olmak gerektiðini de öðrenmiþtim bu arada. Ve bu yüzden kâh Faruk Nafiz’le “Ulukýþla yolundan Orta Anadolu’ya” yol aldým kâh Yahya Kemal’le birlikte “Günlerce siyah ufka baktým gözlerim nemli” Kimi zaman da “Hasret beni cayýr cayýr yakarken bedenimde buzdan bir el yürüdü” Recaizade Mahmut Ekrem misali. Fakülteden mezun olduðumda ise “Ýstanbul’u dinliyordum gözlerim kapalý” gönlüm açýk. 1990’lý yýllara doðru duygularým sel olup taþmaya baþladý kalemimden þiir olarak. Bu sel, bazen ölüm, bazen ölümden beter ayrýlýk, bazen Erdemli’nin doyumsuz güzelliði, bazen de aþk olup akýyordu gönül kaynaðýmdan. Zaman zaman selin sona ereceðini düþünüp ürpersem de çok geçmeden yanýldýðýmýn farkýna varýyordum. Ve o sel aktý, aktý, aktý… Derken seneler geçip de “Kýrklara eriþti yaþým nihayet / Teneþir paklasa korkum mu olur? / Unumu eledim astým eleði / Der isem ölüden farkým mý olur?” þeklindeki mýsralarýmla yýllara peþrev attýðým bir gecede bir rüya gördüm. Rüyamda köpük köpük duvaðý olan bir gelin vardý. Gelinin çok güzel olduðunu hissediyor ama yüzüne bir türlü bakamýyordum. Ben kan ter içinde kývranýrken rahmetli babam “Yüz görümlüðünü tak oðlum!” dedi. Cebime elimi attýðýmda kýrmýzý- beyaz renkli bir hediye paketi buldum. Uzun uðraþlar sonucunda açýlan paketten bir mücevher kutusu, kutudan da bir kitap çýktý. Ve ben hayal kýrýklýðý içerisinde tam geri dönecektim ki bu defa da üniversiteden hocam Prof. Dr. Saim Sakaoðlu “ Evladým, sakýn ha! Vaz geçme!” deyince büyük bir þevkle kitaba yöneldim. O esnada gelin de bana doðru birkaç adým atýp durdu. Artýk ikimiz de gözlerimizi kamaþtýran bir ýþýk huzmesi þeklindeki kitaba bakýyorduk. Dikkatle baktýðýmda paha biçilemez incilerle süslenmiþ altýn rýhlý iki kelimeyi okudum: Yüz Görümlüðü. Dört yýl önce yaþadýðým bu esrarengiz olaydan dolayý 25 Kasým 2011'de þiir severlerle buluþan kitabýmýn adý "YÜZ GÖRÜMLÜÐÜ" oluverdi.

Etkilendiði Yazarlar:
Fuzûlî, Baki, Sümbülzade Vehbi, Yahya Kemal, Faruk Nafiz ve Cemal Safi


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Murat Arýcý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.