![](/anagrafikler/baslik_izdumen.gif) |
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
![](/anagrafikler/menu-dip.gif) |
![](/anagrafikler/baslik_okudunuz_mu.gif) |
![](/ikon/118.gif)
Çaðýr Geleyim
Orhan Bani
Þiir > Tasavvuf
Býrak, gönlüm had bilmesin, býrak ! seveyim
Açýn gök' ler kapýlarý, Hakka gideyim
Derde düþtüm, dilim suskun, yare ne deyim
Can bedenden ayrýlmadan, çaðýr geleyim
Aþkýn, benim derdim oldu, sana aþýðým
Sen, sevgilim, kara sevdam, sensin maþuðum
Yol bilmem, iz bilmem, sevdan ýþýðým
Al, caným kurban olsun, artýk geleyim
Gönlüm, sevdaný çeker, haberin varmý?
Ben beni bilmem, aþkýn beni sardý
Bu nasýl sevdadýr, daim yanarým, ateþi kaldý
[DEVAMI]
|
![](/anagrafikler/menu-dip.gif) |
|
Öykü Kümeleri (Toplam 4638 Öykü, son bir ayda 80 yeni Öykü) |
Aný (10) |
Aþk ve Romantizm (11) |
Baþkaldýrý (3) |
Beklenmedik (5) |
Bilim Kurgu (3) |
Bireysel |
Çeviri (1) |
Çocuk (1) |
Deneysel (7) |
Destan (2) |
Didaktik (1) |
Dinsel |
Erotik |
Fantastik (3) |
Gerilim (2) |
Görsel (Resimli Öykü) |
Gülmece (Mizah) (8) |
Halk Öyküleri (1) |
Ýronik (3) |
Ýyileþme |
Kent (4) |
Modern (1) |
Ortamsal (1) |
Pastorel (1) |
Sevgi ve Arkadaþlýk (3) |
Soyut (2) |
Sürrealizm |
Toplumcu (3) |
Varoluþçuluk (2) |
Yeraltý (2) |
Öyküde
Ýlk Yirmi |
1
|
|
|
![](/ikon/37.gif) |
Not: Okuyacaðýnýz bu metin daha geniþ çaplý hale gelmiþ biçimde yazýldý, düzeltilecek, bir roman bu, yayýnevinin birinden onaya alan, basýlacak olan metin, okuyacaðýnýz onun küçük hali, öykü hali. YÝRMÝ KÜSÜR YIL SONRA ÝLK ONAYI ALDI BÝR METNÝM. Aptalým galiba, kalýn kafalýyým, geç anlýyorum, geç. Ama saðlam anlýyorum. Sonunda bir buluþ yaptým, editör onay verdi basýmý için. |
|
2
|
|
|
![](/ikon/36.gif) |
Þeftali bahçesindeki sohbetleri bazýlarýnýn gözünden kaçmamýþtý.
Coþkun, o gün incir bahçesine incir toplamaya gelmemiþti ve Songül eve dönerken dayanamamýþ, çiftlik evine gelmiþti,
|
|
3
|
|
|
![](/ikon/36.gif) |
moruk ufak kýza aþýk olursa? |
|
4
|
|
|
![](/ikon/37.gif) |
Acele oldu, ama yayýnlanabilir düzeyde, bazý kelimeler deðiþecek…ne bu ya yaz yaz bitmiyor deli oldum kafayý yedimmm!
OKUYAN TEKRAR OKUSUN, ELDEN GEÇTÝ ÇÜNKÜ… |
|
5
|
|
|
![](/ikon/172.gif) |
Ýpekçiyim daha küçükken rahmetli babam, eniþtem, teyzemler tatile gitmiþiz Didim'e... Yeni yeni aðzýndan kelimeler çýkýyor, konuþturmaya çalýþýyorlar ''Anne, baba, kelimelerinde sýkýntý yok gibi, hadi kýzým bir de eniþte de bakalým.'' Yok, demiyor, demeyecek gibi... Ertesi gün bir daha ''Hadi yavrum eniþte de söyle bakalým çok kolay.'' Yok, yok, demeyecek galiba...
|
|
6
|
|
|
![](/ikon/171.gif) |
Zarife, üst katta odalarý temizliyordu. Kýzlarýn seslerini ve gülmelerini duydukça seviniyor, içi bir hoþ oluyor, içine ormansý bir ferahlýk iniyor; ama o ýslak bezi sert sert öfkeyle ahþaba sürerken çýlgýn bir isyan hissediyordu, bu ahþabýn da evin de… küfür ediyordu içinden. Evin hanýmý Hayriye temizlik konusunda hastalýklýydý, her yer temiz olsa bile yine temizlenmeliydi, özellikle onun odasý. Ve Zarife bu iþi yapmaya öyle konsantre olurdu ki sanki ahþapla seviþirdi, kan ter içinde kalýrdý, Nezaket onun görür; “kýz býrak delirdin mi sýçarým evine! Gel yanýmda otur, abarttýn… Hayriye, onu böyle alýþtýrmýþtý, bir bakýþta onun yüreðiyle çalýþýp çalýþmadýðýný anlar, iþi iyi yapmýyorsa tekrar sildirirdi ayný yerleri.
Gýcýklýðýndan deðil; içi rahat etmediðinden. Sonra kendine kýzardý kýzý yordum diye ve Zarife’ye ara ara altýn eþyalar alýrdý ama Zarife’nin bundan haberi olmazdý, (mesela kolye, küpe) Nezaket o altýnlarý saklardý. Hayriye ufak tefek altýn eþyalarý Zarife’nin çeyizi için, evlendiðinde bozdurup kullanmasý için verirdi, bunu söylerdi Nezaket’e ama Nezaket bu altýnlarý ikisinin sonsuza dek yaþamasýna olanak verir diye delice sevinerek, Roma arenasýndaki gladyatör gibi hýrsla saklýyordu, ne evlenmesi! Zarife’yi bir güzel dövüp sömürüp her þeyi elinden alýrlar ve sokaða atarlardý. En iyisi ikisinin beraber yaþlanmasýydý, ancaaak çok güvenilir birisi çýkarsa… ona da belki onay verirdi. Erkekler baþta düzgündür, sevgi doludur; ama sonra çocuklar olur, karýlarýný dövmeye baþlarlar, sonra onlarý baþlarýndan atýp yeni karý almaya… Zarife, çeyiz denen þeyden de hiç hoþlanmaz ki, ikisi için istedikleri gibi takýldýklarý, bir boyunduruk altýnda olmadýklarý rahat bir yaþamý sever ama… peki, Zarife kendi yolunu, kaderini çizmek için Nezaket’i terk etmek istese, iþte bunu Nezaket hiç düþünmüyordu ve düþünmek bile istemiyordu; çünkü o ellerindeki gözle görünmez pençeleri, çenesindeki gözle görünmez diþleri, kýlýç diþli aslan diþleri…düþleri… pençelerini onun ensesine, uzun keskin pençeleri de genç kýzýn safiyet dolu papatyalar kadar güzel sýrtýna geçirmiþti, “sonsuza dek benimsin!” Çýðlýðýyla çarpýyordu sinesi.
Büyükler küçüklerin üstüne mutluluklarýný kurmak isterken küçükler tam tersi yollarda koþmayý pek severler. Küçükler için yaþamýn yaptýðý planý kimse bilmez. Peki, sevgili okur, sýrtýnda sýfatýnda öyle pençeler varsa onlardan nasýl kurtulacaksýn? Pençeli sýrt rahat edemez ve imtihanýn da budur!
Zarife, o yaþta bunlarý nasýl bilebilsin ki? Sýrtýndaki papatyalarý hayran kalýp koparacak, ya da çalmak isteyenleri nasýl bilebilsin ki?
Bitmedi, üstünde çalýþýyorum, genç kýzlarýn içlerindeki ve etraflarýndaki þeylere yönelik bir romandan bir bölümdür. Tam elden geçmiþ bitmiþ hali deðil; metin kaybolmasýn diye koydum. Kýzlarýn içleri çok güzel ama dýþ dünya bombok.
Harcanýyorlar. Sistemle.
|
|
7
|
|
|
![](/ikon/36.gif) |
TÜRKLER MÜSLÜMAN DEÐÝLDÝ BAÞTA.
DOÐRU OLAN BURASI.
BU NOKTADAN ÝLERLEMELÝ TÜRK HALKI!
|
|
8
|
|
|
![](/ikon/36.gif) |
Ýnsan ilk aþkýný unutur mu? |
|
9
|
|
|
![](/ikon/36.gif) |
Mevlüt, bunlarý söylerken bir elinde çekiç, bir elinde murç vardý, banyo zemininde betonda delik açýyordu, iþe ara vermiþ, ona anlýyordu, genç kýz banyo kapýsý önündeydi, genç adamýn solu ona dönüktü.
“Kimse bana inanamýyor; anlamýyorum, senin gibi çapsýz biri nasýl yapar, sen kimsin ki, torpil yoksa iþe de giremezsin diye düþünüyorlar, biliyorum, bakýþlardan anlýyorum. Biri de çýksa yalandan sana inanýyorum, baþaracaksýn dese. Yalandan dese bile sevineceðim. Gerçekten sevineceðim.”
|
|
10
|
|
|
![](/ikon/44.gif) |
Kitaplar Üstüne
Hastanede yatýyorum…ziyaretçisi gelmedi diye kýrgýn, gözleri dolu pek çok hastayla birlikte. Yalnýzlýk endiþesinden kývranan insanlar dolu çevremde.
Ben oldukça þanslýyým. Montaigne ile söyleþmek istiyorum bazen, bazen Edison’la . Kuluçkaya nasýl yattýðýný dinliyorum. Acaba Konfiçyüs çayý sever miydi. Evet onunla çay içebilirim. Tolstoy, Sivastapol Savaþýný yorumlar. Onu dinlerim dikkatle. Atatürk ile konuþabilirim. Tutkularýný, kavgasýný ve sevdasýný anlatýr. Ülkem ve dünya hakkýnda tartýþýrýz.
Biraz Hayyam’a takýlmak, Orhan Veli ile Ýstanbul’u dinlemek ve balýk olmak raký þisesinde…Ýbni Sina ile Pasteur’ü bir araya getiririm, söyleþiriz.
Elimi uzatýyorum, Sivastapol 1855… Tolstoy ile savaþý konuþuyoruz.
Evet, hepsi yanýbaþýmda. Dilediðim zaman söyleþiye geliyorlar benimle; hem de zaman engeli tanýmadan. Birlikte çay içiyor, birlikte düþünüyoruz.
Nasýl mý oluyor tüm bunlar. Hastaneye geldim diye beni terk etmedi ya kitaplar…22 Mart 1991
|
|
11
|
|
|
![](/ikon/51.gif) |
Asuman evin en küçük kýzýydý. Yüzü ay parçasýydý. Saçlarý parlak ve kuzguni renkteydi. Burnu küçük, gözleri badem gibi çekik, kaþlarý ise kavisliydi. Beþ yaþýný yeni bitirmiþti. Hareketli bir çocuktu. Yakýnda okula gideceði için çok sevinçliydi. Birkaç dönümlük tarlalarýnda babasýyla annesi çalýþýrlarken o, iki kýz ve iki erkek kardeþleriyle birlikte yatsý ezanýna kadar oynarlardý. Zaman zaman da anne ve babasýnýn isteklerini yerine getirirdi. Asuman harmanda en çok öküzlerin çektiði dövenden hoþlanýrdý. Altý sivriltilmiþ taþlarla döþenmiþ dövene ayakta binerken, altýn sarýsý baþaklarýn üstünde týpký masallardaki kahramanlar gibi mutluluktan uçtuðunu hayal ederdi. |
|
12
|
|
|
![](/ikon/49.gif) |
Herkes onun hakkýnda konuþuyordu-TV'den radyoya, tüm sosyal aðlara kadar...Yedi milyar yedi yüz milyon insaný, dili, dini, ýrký ne olursa olsun tek bir þey birleþdiriyordu-Korku. |
|
13
|
|
|
![](/ikon/36.gif) |
Çok eskiden, parlak duygularýmýn olduðu zamanlardý, ilk heyecanlar… hayatý, baþýma gelecekleri merak ederdim, çay içerken. Baþýmý yatýða koyduðumda. Sevgililer, evli çiftlere imrenirdim, en büyük hayalim, pazara giderken mesela.. kadýn kocasýný koluna girer ya. Bir yere gidiyorlar diyelim, evden çýktýlar. Gezmeye gidiyorlar, usul usul sohbet ediyorlar.(bir ayaðý topal diye kimse evlenmek istemedi onunla)
Derler hakkýmda, orasý öyle deðil aslýnda.. istersem evlenmiþ olurdum ama içime sinmedi…topal diye almadýlar beni derim gýrgýrýna, eþini koluna giren kadýn hayalim..
bu hayal gerçek olamadý, tarlaya çalýþmaya giderken kaza oldu, traktör devrildi, tarým iþçisi kýz arkadaþlarým biri öldü, niþanlýydý, yaz gelse de düðün olsa gitsem buralardan, gideceðim der, anlatýr sevinçten havalara uçardý, evde, evin önünde boklu çamaþýrlarý yýkadý, su yok, kardeþler ufak. Doðal gazlý eve gideceðim derdi, elektrik var, su var, yaþadýðý evde elektrik yoktu, fatura yýlardýr ödenmediðinden suyu kuyudan çekerler…kazada bacaðým kopacaktý, þükür olmadý, topallýðým oradan kaldý, topalým diye almadýlar beni. Güldü…ama bak tatlým, benden nice çirkinleri, kötü kalpli, kötü karakterli kýzlar iyi kocalara vardý; bir hayatlarý oldu. Bak sen aptal deðilsin, çirkin deðilsin, ay gibi parlaksýn. Güneþ gibi parlýyorsun, muhteþem bir enerjin var; insanlarý kendine çeken…Seni alan yaþadý kýzým. Ama kýçýný tanýyýnca beni unutacaðýndan korkarým; sana tarifsiz duyguyla yaþatan birini bulunca çekip gidersin, ben de bir köþede sigaramýn dumanýný çeke çeke geberir giderim, gitmeden umarým kör topal birini bulurum. Güldü. Ya erkekten yana þansýn olmamasý çok acýdýr bir kadýn için. Kötü huylu biri olsa bile ama sevsem berduþa razýydým, sinirli adam hiç sevmem; razýydým. Beni dövmesin yeter, aksi adama razýydým. Yalnýzlýk büyük acý. Bu yüzden seni sahiplendim, sevdim, insan ses arýyor. Yoldaþ. Evlat, besle, büyüt, yetiþtir, kötü eþ ya da sevgili gibi seni terk etmez diye düþündüm, o ara anne olmak düþünceleri beynimde dönüp duruyordu. Bir bebek, çocuk sevmek bambaþka bir þey, sevgiliden ya da kocadan daha güzel þeyler hissettirir insana. Eþ ,koca daðýtýr yemek dolu masayý, güzel þeyleri darmadaðýn eder kaçar gider, ama çocuða öðretirsin, tokat atsan da az sonra anne der sarýlýr sana. Mankenin biri çocuðuna þöyle demiþ: kalbim senle o kadar dolu ki, bu yüzden baþkasýný sevemiyorum, (sevgili edinmeyi kast ediyor.
|
|
14
|
|
|
![](/ikon/48.gif) |
2022 senesinde katýldýðým yaratýcý yazarlýk kursunda kaleme aldýðým altýncý öyküydü. Eþimin yazdýðý bir kýsa öykünün üzerinde bir çok deðiþiklikler yaparak son haline getirmiþtim. |
|
15
|
|
|
![](/ikon/187.gif) |
5,5 aydýr gece gündüz demeden çalýþan Ekrem bilimde çýðýr açacak izahlara, pek çok icada pek çok ilime mucit olmuþ çoktan genç yaþýnda insan üstü zekasýna hükmedebilir hale gelmiþ ve insanlýk için yepyeni çýðýrlar açacak geliþmelere imza atmýþtý.
Sadece bundan kimsenin haberi yoktu.
|
|
16
|
|
|
![](/ikon/37.gif) |
Yaðmur damlasý
Beni sevdiðini söyledi
Sonra saðanak baþladý bugün
Domatesin de senin hakkýnda bir fikri var.
Bir patates, bir ot parçasý, bir yaðmur damlasý, bir kedi miyavlamasý…
|
|
17
|
|
|
![](/ikon/37.gif) |
Bak benim hayatta kalmak için, en zorlu anlarda hayatta kalmak için geliþtirdiðim felsefeler, fikirler varý: Tut kendini. Ama önce zihinsel denge. Bu bende var.” |
|
18
|
|
|
![](/ikon/42.gif) |
ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANILARI
KAPLAN
Selanik'teki evde Atatürk'ün abileri Ahmet ile Ömer konuþuyordu.
Ömer: Hayvanat bahçesinde kaplanlarýn olduðu bölüme bir adam düþmüþ. Kaplanlar, onu yemiþ. Neden ama? Neden bir kaplan insaný yer?
Ahmet: Bunu ben de çözemedim. Kaplan insanlarýn tutsaðý ama insaný yiyor. Diðer insanlarýn intikam alabileceðini düþünemiyor. Olayý ben de duydum. |
|
19
|
|
|
![](/ikon/44.gif) |
Necdet: “Burada asker var mý?” diye sordu. Kadýn anlamadý. Boþ gözlerle Necdet’e baktý. Necdet, kendi askerlerini göstererek “Asker. Bunlar bizim asker. Sizin asker nerede?” dedi.
Kadýn anladý. “No, No” diyordu. Ýþaretlerle burada asker olmadýðýný, kaçtýklarýný söylemeye çalýþýyordu. Birkaç asker içeriyi kolaçan etmiþti. Kadýn doðru söylüyordu. |
|
20
|
|
|
![](/ikon/172.gif) |
Aman ver þu fincaný da kahve falýna bir bakalým, dediler mi, ben hemen oradan výnnnn, kaçarým baþka yerlere. Hiç gerek yok. Ben kaçarken onlarda benim fincaný almýþ, peþimden koþarlar ’’Amann abi dur ne olur bu sefer olsun bakalým falýna, neyse halin çýksýn faaalin.’’ gibi cümleler kurarlar. Ben öncesinde ve sonrasýnda hazýrlýklýyýmdýr, onlar benim fincaný ellerine aldýlar mý, ben de müzik açarým bazen söylediklerini dinlememek için, sýrf bana inat kýzdýrmak için yaparlar... |
|
|
|