Öyküde
Ýlk Yirmi |
1
|
|
|
 |
saplantý, aþk, yalnýzlýk |
|
2
|
|
|
 |
Yazdým bir saçmalýk iþte, bunu film yapsam iyi olur, baþka biri yapsa iyi olur, sinema filmi, dehþet güzel olur bence, bu öykü film hikayesi ona göre düzenledim, her neyse, bunu baþka biri yazsa yine çok severdim, gönül verdim buna, benim içime sinmiþse…tamamdýr…oldu mu, bilmem…denerim yine…olmadýysa iyisini yazarým…oldu diye bir þey yok… |
|
3
|
|
|
 |
Zaman zaman oluyor devlet kurumlarýna ve özel sektör kurumlarýna, siber saldýrýlar... Biz erkeklere de Sibel saldýrýlarý var, aslýnda hiç istemesek de... Sibel saldýrý dediniz mi, þöyle durup durup bir üç beþ dakika düþüneceksiniz... Hangi Sibel’den bize saldýrý geliyor diye... Belki adam daha önce Sinan filandý da sonra Sibel oldu... Sonradan Sibel olduysa onun saldýrýsý daha tehlikeli... |
|
4
|
|
|
 |
En kötü durumlarda bile kötü düþünmemeye çabalarým. Asansörde kalýþýma bile mizah kattým. Yoksa hayat çekilmez. |
|
5
|
|
|
 |
ESKÝ ÖYKÜ, PC DE BEKLEYECEÐÝNE OKUNSUN |
|
6
|
|
|
 |
Heduye, kaderin her turlu tokadini yemiþ bir insan. Doðumundan beri þansýzlýklar, talihsizlikler, kadetsizlikler onu hic yalniz býrakmadý. Hep onun yanýnda oldu... |
|
7
|
|
|
 |
JALE KAYBEDER DURUR. ONUN KENDÝNÝ ARAMA ÇABALARI, DOSTLUÐUMUZ |
|
8
|
|
|
 |
Üzüntüsünden týrnaklarýný yiyor, burnundan soluyordu. Aynadaki resmine hüzünle baktý. Gözleri alnýnda oluþan çizgilerin arasýna dalýp dalýp çýkýyordu. Ve gittikçe aðaran saçlarýna içerleniyordu: |
|
9
|
|
|
 |
''Dünyaya rezil oldular: Nasýl bir F-35'i kaybedebilirsiniz? ABD ordusunun dün bulunmasý için halktan yardým istediði F-35 bulundu. Uçaðýn kaybolmasý eleþtiri yaðmuruna tutulurken F-35'lerin teknik arýzalarý tekrar gündeme geldi.'' BASINDAN
Yine Hýzýr gibi hýzlý hareket ederek uçaðý kaybeden pilota ulaþýp röportaj yaptýk...
|
|
10
|
|
|
 |
KORKAK TAVÞAN
Orman kenarýnda bir Korkak Tavþan yaþarmýþ. Geceleri gizlendiði aðaç kovuðundan hiç çýkmazmýþ. Uyurken korkulu rüya gördüðü zamanlar kan ter içinde uyanýr rüyasýnda gördükleri sanki gerçekten oluyormuþ gibi titrer dururmuþ. Günlerden bir gün yuvasýndan fazla uzaklaþmadan yiyecek aramaya çýkmýþ. |
|
11
|
|
|
 |
LEPÝSTES - BETA VE GROMÝ'YE KARÞI
Okan, on yaþýnda bir çocuktu. Süs balýklarýna meraklýydý. Evlerinde bulunan akvaryumda pek çok türden süs balýðý bulunuyordu. Bir gün Okan’ýn eline süs balýklarýyla ilgili bir kitap geçti. Bu kitabýn bir sayfasýnda gayet güzel bir balýk dikkatini çekti. Balýðýn resmi altýnda Beta diye yazýyordu. |
|
12
|
|
|
 |
Yazdýðým romanlardan bir öykü, bir kýzla bir erkeðin dostluðu. Sana zor gelebilir, ama böyle bir dostluk çok geliþtirir. |
|
13
|
|
|
 |
KONUÞAN LEYLEK
Yaþamakta olduðumuz þu yýllardan pek de o kadar uzak sayýlmayacak bir zaman dilimi içerisinde konuþan bir leylek yaþarmýþ. Bu leylek insanlar gibi konuþur, insanlar gibi düþünürmüþ. Ýyilik yapmayý ne kadar çok istermiþ bir bilseniz…Fakat iyilik yapmak için hiç fýrsat bulamazmýþ. |
|
14
|
|
|
 |
Bir kaç gündür sað elim hatýr hutur kaþýnýyor, paradan eser yok, sanki bu, halk hikayesi, efsane gibi. Aslýnda çok da paraya ihtiyacým var þu sýralar, ama gelmiyor iþte... Sonra niye sadece el kaþýnmasý, ayak kaþýnmasýnda ya da kafa kaþýnmasýnda bir þeyler olmuyor? Kafam kaþýndýðý zaman mesela güzel fikirler gelse kafama, ne güzel olur deðil mi...
|
|
15
|
|
|
 |
’’Uganda’da 7 kadýnla evlenen adam herkesi þaþkýna çevirdi. Ýkisi kýz kardeþ olmak üzere ayný gün 7 kadýnla evlenen Ssaalongo Nsikonenne Habib Ssezzigu isimli hekim, yaþadýðý Bugereka kasabasýnda yerel halký da þoke etti. Ayrýca Ssezzigu, eþlerine düðün hediyesi olarak ise araba verdi.’’ BASINDAN
’’Uganda’da akýllara durgunluk veren bir olay yaþandý. Geleneksel tedavi yöntemlerini uygulayan bir hekim, ayný gün içinde 7 kadýnla evlenerek ortak düðün yaptý.’’ BASINDAN |
|
16
|
|
|
 |
Dostoyevski keþke demenin aðýrlýðýna þöyle deðiniyor:"Aslýnda insaný en çok acýtan þey, hayal kýrýklýklarý deðil. Yaþanmasý mümkünken, yaþayamadýðý mutluluklardýr. |
|
17
|
|
|
 |
Muhsin bu tüm olup bitenleri ayný aðýrbaþlý tavýrla izledi ve birden ‘’Çekilin’’ dedi. Sabahtan beri satamadýðý kemeri bir eline doladý ve kendinden beklenmeyecek bir hareketle Minas’ý bir hamlede ayaðý kaldýrdý. Minas’ýn þiþman karýn bölgesine elleri yetiþemediði için kemerle Heimlich manevrasý yapmaya baþladý. Birkaç denemenin ardýndan Minas boðazýný týkayan yiyeceði tükürdü ve ülkenin temiz havasýný pis ciðerlerine çekmeye baþladý. |
|
18
|
|
|
 |
KELOÐLAN MÜCEVHER AÐACI
Zaman gelmiþ, zaman geçmiþ. Günler gelmiþ, aylar geçmiþ. Aylar gelmiþ, yýllar geçmiþ. Keloðlan yirmi iki yaþýna girmiþ, nereden duyduysa adýný duymuþ, kafasýnda iyice yer etmiþ, mücevher aðacýný bulmak üzere yola çýkmýþ. Keloðlan gele geçe, pýnardan soðuk su içe, yolu bir ormana düþmüþ. |
|
19
|
|
|
 |
ERDEMLÝ OLMAK
Sevgi insanýn kalbinde doðuþtan yer etmiþtir. Anne sevgisi bunun geliþmesine neden olur. Babamýzý severiz, kardeþimizi severiz, arkadaþýmýzý severiz, okula gider öðretmenimizi severiz, düþüncelerimiz büyüdükçe vatanýmýzý severiz. |
|
20
|
|
|
 |
Televizyonda polisiye diziler var. Hemen hemen hepsi yabancý ülkelerin dizileri, bizim TRT daha dizi filan çekmeye baþlamamýþ o tarihlerde... Ýþin içinde polisiye oldu mu heyecan, izleme, izlenme, operasyon, takip, seyrettin mi, yürekte heyecandan pýt pýt atýyor. Adeta seyrederken filimin içine giriyor o olayýn bir parçasý oluyorsun çocuk yüreðinle...
Dizilerin çoðunda fötr þapkalý, pardösülü adamlar var. Ha bir de siyah güneþ gözlükleri onu da unutmayalým, gözlükler darýlýr sonra bize, bizi niye yazmadýn diye... Tabi anladýnýz hemen keskin zekanýzla sivil dedektifler bunlar... Eeee biz de giriyoruz ya filmlerin içine bodoslama, o zaman bize de lazým gri bir pardösü... |
|