İncelemede
İlk Yirmi |
1
|
|
|
 |
2.Ünite
Hukukun Kaynakları ve Uygulanması |
|
2
|
|
|
 |
İnsanca yaşamak için insanca bir
toplum düzeni gerekir oysa o dönemde insanca yaşamak sadece bir hayaldi |
|
3
|
|
|
 |
Sosyal Düzen Kuralları ve Hukuk |
|
4
|
|
|
 |
Hukuk Kurallarının Ögeleri ve Özellikleri |
|
5
|
|
|
 |
Hukuk Kurallarının Sosyal Düzen Kuralları İçindeki Yeri |
|
6
|
|
|
 |
12 Ocak Badem Ezmesi Günü... Tatlı sevenler ve de badem ezmesini sevenler için çok güzel, çok özel bir gün. Sanırım o gün de badem ezmesi satışlarında da büyük patlama olacağı gün gibi aşikar. Ayrıca fıstık ezmesi ya da fındık ezmesi sevenlerde bizim niye böyle özel bir günümüz yok diye itiraz edip yetkili mercilere baş vurabilirler, bizden söylemesi... |
|
7
|
|
|
 |
Tuzlu kahvenin birbirinden farklı birçok rivayeti olsa da, biz en akla yatkın olanları sizler için sıraladık. Tuzlu kahvenin hikayesinin, eski zamanlarda yapılan görücü usulü evliliklere dayandığı söyleniyor. Görücü usulünde kız ve erkek tarafı bir araya gelir, birbirlerini ilk kez görürmüş. Bunun ardından gelin hemen damat adayının kahvesini hazırlarmış. Eğer damat adayını beğendiyse kahveyi şekerli hazırlar, yanında tatlı ikram edermiş. Bu da 'ben ve ailem seni istiyoruz.' mesajı verirmiş. |
|
8
|
|
|
 |
Bir edebiyat ansiklopedisine giremeyince üzülen arkadaşını Peyami Safa şöyle teselli etmiş: “Bizim gibi ülkelerde bir ansiklopediye girmek, ancak onu hazırlayanın yakını olmakla mümkündür.” Yani üstat kimsenin, bileğinin hakkıyla bir yere gelemediğine, dost ahbap ilişkilerinin önemli olduğuna dikkatlerimizi çekmiş bu sözüyle… |
|
9
|
|
|
 |
Sosyal Düzen Kurallarının Türleri |
|
10
|
|
|
 |
Her ne ise, işte aldığım kitaplardan biri Kitap Yayınevi’ndendi ve “Ortaçağlar Anadolu’sunda İslâm’ın Ayak İzleri” adını taşıyordu. Hocanın diğer kitapları da Timaş Yayınevinden çıkmış: Türkiye Sosyal Tarihinde İslâm’ın Macerası ve Osmanlı Sufiliğine Bakışlar üzerine. Bu üç kitap da “Makaleler-Araştırmalar” alt başlığını taşıyor. Hem Türkiye’nin sosyal tarihinde İslâm’ın yerine dair son derece önemli tespitleri barındıran, hem de Ahmet Yaşar Ocak hocanın düşünce dünyasına ışık tutan, makalelerin bir araya getirildiği kıymetli eserler… |
|
11
|
|
|
 |
Yahu bu Justin de artistik teki... Öyle zaten mi dediniz? Ben de farklı bir şey demedim. Anladık yürüyorsun da bunun reklamını niye yapıyorsun... Yürüyorsun madem, Aleyna kızımıza doğru niye gidiyorsun? Yürürken öyle sallana sallana mı yürüyorsun? Değil mi ama? İnsan hiç olmazsa ''Dağ başını duman almış yürüyelim arkadaşlar.'' marşı ile yürür, eğer ki birisine yürüyecekse... |
|
12
|
|
|
 |
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü... Yine bir çok yerde bir çok konuşmacı, günün anlam ve önemine binaen övgü dolu sözlerle kadınları, kadınlarımızı yüceltmeye çalışacaklar... Toplumda başarı kazanmış bir kaç kadına ödüller verecekler... Bir sonra ki gün, 9 Mart günü ve sonraki günlerde gazetelere bir bakacaksınız bir kadın hunharca öldürülmüş, başka bir kadın erkekler tarafından tecavüze uğramış... Başka bir kadın babası ya da ağabeysi tarafından ağır yaralanmış... |
|
13
|
|
|
 |
Hele hele bir insanın sevdiğini söylemesi, içindekilerini anlatması, hislerini bilmek, yüreğindekini hissetmek seven için en güzel armağandır değil mi? |
|
14
|
|
|
 |
Halil Cibran hakkında çok şey okudum. Sizler de çok şeyler duymuş olabilirsiniz. Cibran; gerek eğitim hayatı, gerek eğitim hayatı için Siyonist aileler tarafından finanse edilmesi yüzünden kendi döneminde bu coğrafyada çok fazla değer görmemiş sürgün yazarlar arasında yer alıyor. |
|
15
|
|
|
 |
İzniniz olursa eğer, ben de milletimin üstün yetenekli insanlarını gözlerinizin önüne sereyim. Altıyüzlira civarında asgari ücret alıp, ailesini bu ücret ile geçindirmeye çalışan bir işçi, sorarım size bu vatandaşlardan daha mı az yetenekli? Daha bitmediiii durun bakalım. Devlet dairesinde basit bir memur olup da üçyüzmilyarlık villlada oturan, aynı zamanda altında son model mersedesi olan bir memurmu bunlardan daha az yetenekli?
|
|
16
|
|
|
 |
Evet, uygarlıklar taş, demir ve alçıdan mamul yapıtlarla yani salt görsel değerlerle, tarihin kaydettiği parlak zaferlerle ve görkemli yaşama biçimleriyle miras kalmamıştır. Çünkü sadece bunların toplamı uygarlık değildir. Büyük medeniyetlerin asıl cevheri sözdür, onları mayalayan da hiç kuşkusuz sözdür. Çünkü her şey bir sözle başlamıştır... |
|
17
|
|
|
 |
Okumanın sonu yok. Elime geçen her kitabı okumaktan gözlerim uzağı görmez oldu artık. Çok ilginç bu durum. Normalde yakını göremiyor olmam gerekirken uzağı göremiyor oluşumun hikmetini henüz çözebilmiş değilim… Demek ki gözlerimin uzağı görememesi okumayla ilgili bir durum değil deyip okumaya, yazmaya devam…
|
|
18
|
|
|
 |
Erken Cumhuriyet Döneminde Batılılaşma Adına Öz Musikimize yapılan müdahaleler... |
|
19
|
|
|
 |
Şarkılarda olduğu gibi şiirde de her yol ‘aşk’a çıkar. Ortak yönleri olsa da ‘yürek’ler kadar çeşitlidir aşklar. Sezai Karakoç’un tabiriyle “kaderin üstünde bir ‘kader’ olduğu” gibi, aşkların da ‘aşkı’ vardır. Kor alevler gibi ruhu sarıp sarmalayan, gözleri çeşme, yüreği rehin, zihni bulutlu yapan ve Leyla ile Mecnun, Mona Rosa ve Rüveyda’yı yeşerten masum aşk’lardır onlar…
|
|
20
|
|
|
 |
Türkiye Cumhurbaşkanlarından İsmet İnönü' nün müzille ilişkisine dair |
|