Galata kulesinin oradaydık, çok sevdiğim bir amca vardı mini tatlılar yapardı çok severdim orayı 4 yaşındaydım ve istanbul'da tek bildiğim yer orasıydı. Orayı sevmemin nedeni mini tatlılarmıydı yoksa her defasında adamın bana gösterdiği sevgimiydi bilmiyorum nerden bileyim daha 4 yaşındayım .Oraya gidemediğimde gece yarılarına kadar ağladığımı hatırlıyorum , ağlamak yasakdı bizim evde ve her defasında tavan arası arkadaşım olurdu . Bu arada iki kardeşiz biz , adım armina ve bir erkek kardeşim var . Kardeşimin benimle oynanmasına izin verilmezdi ( Ailemin dediğine göre statüsünü düşürüyormuşum o Ailesine bakacak tek kişiymiş ve tüm işlerin başına o geçicekmiş beni bu anlamadığım statü ile aşağılıyorlardı ) . Bu nedenle hep yalnız kalırdım , alışmışdım . Bir pencerem vardı tavan arasında , ben ağlardım ; gözlerimi ovalarken elimde kalan göz yaşlarımın izi kalırdı dokunduğumda bu pencereye , benim küçük hayallerim bile yokdu . Dayak yemekten hiç fırsatım olmamıştı , ama ben çok yaramaz olduğumu hatırlamıyorum 4 yaşındaydım meraklıydım her halukalda , yaşıtlarım gibi . İlk defa annemin kolyesini masanın üstüne bırakdığını gördüm her zaman içinde bir şey olduğunu merak etmişimdir . Kolyeyi açtığımda erkek kardeşimin ve babamın resmini görmüştüm , ağlamaya başlamıştım ve sevgisizliğin ne demek olduğunu o gün anlamıştım . Annem içeri girip kolyeyi elimde beni ağlarken gördüğünde sanki karşısında bir cansız varlık varmış gibi tekmeleye başladı , hırsını alamadığını hatırlıyorum , saçımdan tutmuştu ve dayanamadı sehpanın üzerinde duran makasla kesdi hepsini ben ağlıyordum ve canım yanıyordu , Küçücükdüm daha bu bedenim nasıl kaldırabilirdiki bukadar acıyı , bir an artık ağlamadığımın farkına vardım ve o an son ağlayışımdı . Her pazar günü gittigimiz pastacıya gidiyorduk saçlarımın komik göründüğünün farkındaydım ve tavan arasında bulduğum pacavrayı andıran şapkayı takdım , Belli olmuyordu artık . Galata kulesine vardıgımızda artık yüzümde neşe ifadesi yokdu , içimden geçen sadece rüzgarım şapkamı uçurmamasıydı yoksa bütün çocuklar benle alay ederi , O yaştaki çocuklar hep alaycı ve dışlayıcı olmuşlardır her zaman . Nedenini hayla anlamış değilim , bu gün her zamanki pazarlardan farklı olarak kalabalık bir sokağa saptık , etrafımdaki her vitrin oyuncaklarla doluydu ben sadece bakıyordum kardeşime istediğini seç dendiğini hatırlıyorum , o gün onun doğum günüymüş . Benimki hiç bir zaman kutlanmadığı için kıskandım açıkcası . o günler beni paylaşımsız istediğimi zor alıyordum ve kimseye vermek istemiyordum ! Yenilenemezdi çünkü , sokaktaydık . Sevgisizdim ben bana kim sarılsa ona koşacak haldeydim , kim elimi tutsa onunla yürürdüm . İsterdim çünkü çocukdum ben . Onlar mağazadaydı ve ben dışarıda bunda gariplik yokmu , savunmasızdım ve dışardaydm . Vitrinin camından içerisi gözüküyordu ve onların kahkalar atarak güldüğünü gördüm eğleniyorlardı . Beni orda unuttuklarını daha farkedememişlerdi bile belki eve dönene kadar farketmezlerdi çünkü elimden bile tutmuyorlardı , sürüyü takip edercesine takip ediyordum onları . Dayanamadım içimden koşmak geldi ve koşdum koşdum ta ki yorulup adım atamıcak duruma gelene kadar . Bu hayatımı değiştirecek andı ve benim haberim yokdu .