Yarýsý içilmiþ kahve dolu bardaðýn ruh halini anýmsatan karmaþýk çalýþma masasýndaki konumuna bakarken üzerindeki serkeþ ve muhalif bir damlanýn bardaðýn kenarýndan süzülecek bir yol bulmasýna þaþtý o sabah. Muntazam yerlerinde çizikler bulunan belki de miadýný çoktan doldurmuþ meczup fincanýndan özgürlüðüne kavuþmak için harcadýðý takdire þâyân çabasýna ziyadesiyle memnun olup ýsrarla cama týklayarak içeri girme davetini bekleyen gün ýþýðýnýn sözünü dinleyerek perdeyi sýyýrdý. Toprak sevdalýsý Cahit Sýtký’ya “Her doðan günün bir dert olduðunu insan bu yaþa gelince anlarmýþ.” Dizelerinden sonra “Yeter ki gün eksilmesin penceremden” serzeniþlerini yazdýran gün, cüretkâr gülümsemesini göstermiþti. Ne var ki eksilmesini istemediði tek þey kaynamakta olan çayýn demiydi.
Çevresinde gördüklerine ezberlemeye çalýþýrcasýna itinayla bakarken insanoðlunun iyiyle kötü arasýna koymasý gerektiðini varsaydýðý keskin çizginin aslýný düþündü. Sahip olduðu ve olacaðý tüm nihaî duygularý sýnýflandýrýp düzenli bir mana yýðýnýna dönüþtürmesi gerekse yapabileceði hiçbir ayrým olmamasý yaþadýðý karmaþanýn vehâmetini ortaya koyuyordu. Yeni tanýþtýðý bir insanda þahsiyetini ayrýmsayacak sýfatlara baþvurmaktan hep kaçýnýrdý. Uhuvvetli ilerleyiþini inatla sürdüren akrep ve yelkovanýn gamsýzlýðýný çayýndan aldýðý koca bir yudumla kutlarken açýk penceresinden görüþ alanýna giren telaþlý kalabalýða göz gezdirdi. Yüzlerinde yakalamaya çalýþtýðý aþikâr ifadeler boþ zamanlarýnda en eðlendiði oyun olmuþtu. Kalabalýða bakýp bazen en endiþelisini, bazen en gergininini, bazen en mutlusunu bulmaya çalýþýr, sonra bu hislere neden olan olaylarý tahmin ederdi. Çayýn kaynadýðýný belirten sesi kulaðýna ulaþtýðýnda tahmin etmek çok zor olmasa gerek diye düþündü.
Mutfaða gidip masasýný aratmayan bir ahenkle karmaþasýný sürdüren dolaptan yeni bir fincan çýkarýrken çalýþma masasýndaki daimi yerini alacak olan fincanýn âkýbetini düþünüp gülümsedi. Yeni fincan, yeni damlalar ve telaþýný sürdüren davetkâr gün ýþýðý.
Her mihnet kabulümdür, yeter ki gün eksilmesin penceremden!