..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tarihten öğreniyoruz ki tarihten hiçbir şey öğrenmiyoruz. -Hegel
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaşlık > Hüseyin Asar




2 Kasım 2001
Son  
Hüseyin Asar
Bu yazı çok sevdiğim arkadaşlarımdan ayrılmak zorunda kaldığımda yazılmıştır


:BCFJ:
Uzak bir ülkede bir kabile yaşarmış. Bu kabilede dört genç varmış. Sabırlı Ayı, Sinirli Kartal, Fanatik Aslan ve Kara Güneş. Çok bağlılarmış birbirlerine . Güneşe gitmek, güneşi yakalamak isterlermiş. Mutluluğun güneşte olduğuna düşünürlermiş hep ve hep bunun üzerine konuşurlarmış küçüklükten beri. Çok mutlularmış kabilelerinde. Çevrelerinde birçok arkadaşları varmış. Onlarla eğlenirler oynarlar gezerlermiş. Otantik yerlerde buluşmak en büyük zevkleriymiş bütün kabile gençlerinin.


Öyle bir zaman gelmiş ki artık büyümeye başladıklarını anlamışlar.Sadece bu dördü değil bütün kabile gençleri.. Avlanmak için gruplara ayrılmış herkes. Bu dört kızılderili yine beraber olmuşlar av esnasında da. Ve bu ilk ayrılık olmuş yaşadıkları. Diğer arkadaşlarıyla da görüşmeye özen göstermişler fakat eskisi gibi sık olmuyormus artık. Avdan zaman buldukça eski gittikleri otantik yerlerde buluşmaya karar almışlar almalarına ama . Av zamanlarının çoğunu aldığı için hiçbir zaman eski kalabalığı yakalayamamışlar . Sadece görüşebildikleriyle görüşmüşler. Herkes gibi bu dördü de avlanacak hayvan olmayan kabilelerinden uzağa kurmuş çadırlarını.


Sonra beyaz adam gelmiş. Ne olduysa da bundan sonra olmuş.teker teker almış beyaz adam ellerindekini umutlarını hayallerini geleceğe ait planlarını. Bunları geri kazanabilmeleri için yeşil kağıt parçaları istemiş onlardan. Boyun eğmek zorunda kalmışlar mecburen. Ne yapacaklarını bilememişler. Ve o gün söz vermişler . Kaybettiklerini geri alır almaz dört katlı bir çadır alıp kabilelerine yerleşeceklermiş. Eskisi gibi gülüp oynayacaklarmış. Dans edeceklermiş ateş etrafında.

Daha sonra yeşil kağıtlardan kazanabilmek için ayrılıklar birbirini izlemiş. İlk önce Fanatik Aslan gitmiş çok uzak diyarlara. Zaman zaman haber alabilmişler ama yokluğunu çok hissetmişler. Sonra gelmiş gelmesine ama başka bir hayat varmış onu bekleyen. Olamamışlar beraber.Yaşanası bir hayata başlamış. Bu hayatında bir bedeli varmış. Sorumlulukları artmış çünkü. Ve beyaz adam mutlulukları için daha çok yeşil kağıt istemiş ondan. Daha çok yeşil kağıt kazanabilmek için daha fazla avlanmak gerekiyormuş doğal olarak. Ve mecburi bir kopuş olmuş bu.


Diğer üçü beraberlermiş yine. Yokluğuna alışmaya çalışıyorlarmış gidenin. Tam bu sırada Sinirli Kartal avlanamaz olmuş. Oku kırılmış. Kırık okla avladıkları az olduğu için yeşil kağıt kazanamaz olmuş. Yeşil kağıdı başka türlü kazanabileceği yerlere gitmeye karar vermiş. Ve bütün ısrarlara rağmen gitmiş. Aslında gitmesi onun için en iyisiymiş ama bunu istemiyorlarmış diğer ikisi. Ama onun iyiliği için gitmesi gerekliliği onları da ikna etmiş. Her ayrılık birşeyler daha götürmüş onlardan.


İki kişi kalmışlar artık. İki kişilik bir yanlızlığı paylaşir olmuşlar Sabırlı Ayı ve Kara Güneş. Geçmişleriyle avunmuşlar uzun bir süre . Ayakta kalmaya çalışmışlar. Dertlerini hep paylaşmışlar. Birbirlerine destek olmuşlar. Gidenleri özlemişler. Hiç akıllarına getirmiyorlarmış ayrılığı. Söz vermişler en azından ikisi ayrılmayacaklarmış.

Fakat beyaz adam bırakmamış onların yakalarını . Kararlıymış ayırmaya herkesi.Ve nitekim olan olmuş. Sabırlı Ayı da doğduğu toprakları işgal eden kovboylarla savaşmaya gitmiş. Kara Güneş’te gelmek istemiş ama kabul etmemiş. Kendi kendinin halletmesi gerekiyormuş. Eğer onunla giderse kabile geleneklerine aykırı davranacağını söylemiş ve kalması için ikna etmiş Kara Güneşi Sabırlı Ayı.

Ve geride yapayalnız kalmış Kara Güneş. Ne yapacağını bilemez olmuş. Paylaşılan onca güzellikten sonra yalnızlık çok koymuş ona. Ne avlanmak gelmiş içinden ne gülmek ne de gezmek.

Güneşi düşünmüş sonra. Hayalleri aklına gelmiş. Ve anlamış ki hayalleri gerçekler altında tamamen ezilmiş. Güneşin ulaşılamazlığının gerçekliliği onu için için yemiş.

Ve büyük kanyondan güneşe son bir kez daha bakıp kendini boşluğa bırakmış.




04.08.2001



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Hüseyin Asar kimdir?

Değişik, duygusal


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hüseyin Asar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.