..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > infected




15 Ağustos 2003
Mirasini Yok Et Ve Alay Et  
infected
Sözcüklerimi çaldılar. Belki beni de parçalarlar... Belki kıpırdayamam bir daha... Oyuncak bir bebek olurum geleceğin sahtekarına... Söyleyebileceğim yalnızca birkaç sözcük kalır. “Hoşçakal”, “Elveda”


:AFJJ:
Düşler ve perde... Seçilmiş sözcükler, oyunlar ve herşey sahte...
“Korkuyorum hayatım. Korkuyorum oyunum. Korkuyorum düşlerimden, korkuyorum sahtelikten.”
Çalınmış fikirlerimi ucuz bir oyunun kelimelerinde buluyorum. Ürküyorum. Onlar sahte... Benim fikirlerimdi onlar... Oysa o fikirler tamamen gerçekti. Şimdi ise bir oyunun yalanlarına dökülmüşler. Hepsi yapay, hepsi çirkin ve hepsi duyarsız... Benim fikirlerim değil onlar! Benim sözcüklerim değil. Ben yapay olamam. Bunlar bana ait değil.
Gözlerim... Bambaşka dudaklara odaklanıyor gözlerim. Çünkü o dudaklar benim sözcüklerimi haykırıyor. Oysa o dudaklar plastik. Ve bu oyun plastik. Ve bu sözcükler... Olamaz... Onlar bana ait değil. Onlar bana ait olamazlar... Artık değil...
Sakin ol...
Sakin ol...
Sakin ol...
Hayretler kapalı kapılar ardına döşenmiş. Alkışlar sahteliği onaylıyor. Ben ağlıyorum. Sakin ol... Ağlama...
Sakin ol...

Olamıyorum. Yazamıyorum.
“Sahtekarlıkta hayat bulacaksa sözcüklerim, bırak onlar benim içimde kalsınlar”
Yazmıyorum.
Göz göze gelemiyorum sözcüklerimi hırpalayanlarla... Onları övemiyorum.
Yazmıyorum bir daha... Yazarsam kendimi de plastik bir kukladan ibaret bulacağımdan ürküyorum. Sözcüklerimi çaldılar. Belki beni de parçalarlar... Belki kıpırdayamam bir daha... Oyuncak bir bebek olurum geleceğin sahtekarına... Söyleyebileceğim yalnızca birkaç sözcük kalır. “Hoşçakal”, “Elveda”

Hayat elvedalarla döşeniyor... Ruhlar paramparça oluyor alaycılığın ötesine... Fikirler çalınıyor, sözcükler artık bir anlam ifade etmiyor. Gölgeler uslanıyor, yazılar yazılmıyor, düşünceler söylenmiyor, yalnızlık gittikçe daha çok artıyor.
Sakin ol...
Sakin ol sahtekarlık...
Sükunet ve birazcık da patavatsızlık...
İfade et... İfade et düşlerini yalnızlıkta... Bir ölüyü toprağa göm... Başka bir ölüyü de sahneye çıkar... Okusun başkasının düşlerini... Haykırsın başkasının sözcüklerini....
Alay et...
Zamana dehşetle karşı çık ve alay et... Dürüstlüğün anlamını çözemeyenlere sakla ölümünü... Parçalanan mirasını yok et ve alay et... Ölümün ötesinden yaşamı gözle, gülümse, alaycılığın ötesinde, gülümse ve anlamsızlığı keşfet...
“Ne demek istiyorum?
Ne demek istiyorum umutsuzluğu haykırırken?
Sahtekarlığı protesto et...
Masumiyeti keşfet...
Ne demek istiyorum?
Ne demek istiyorum trajediyi yüzüme vururken?
Kalabalığın içinde yalnızlığı keşfet...
Sessizliği elde et... “

Sakin ol...
Sözcüklerin çalınmış, düşlerin soyulmuş, acılarınla alay edilmiş ne fark eder?
Sakin ol...
Çünkü uyumsuzluğa karşı çıkanlar buradalar... Çünkü sen karşı çıktın. Çünkü ben karşı çıktım.
Sahnede, sahtekarlığa tükürdük...
Sahnede, masumiyeti kirletenlerin isimlerini tek tek haykırdık...
Sahnede; hayatımızın en önemli oyununda, yaşam denilen o koskocaman sahnede sakindik. Sessizce bekledik. Sessizliğimiz kelimelerden daha güçlüydü. Ve sessizliğimiz anlatmak istediğimizi haykırıyordu. Alkışlar dondu... Haykırışlar gırtlaklara tıkandı... Sessiz bir hayat... Sessizliğe ve sakinliğe doğru... Sessiz ve dürüst bir hayat... Sözcüklere gerek yoktu. Sessizliğimiz sözcüklerden daha güçlüydü. Ve sessizliğimiz bizi anlatıyordu. Bağışlanmayı diledik. Sakin olduk.
Sakin ol...
Ne dediğin önemli değil... Sessiz ol... Ve söylemek istediğini sessizlikle ifade et...
Ne demek istiyorum?
Anladınız...
     Ben de anladım...
Ve artık sakinim...

.Eleştiriler & Yorumlar

:: ne güzel görüyorsun
Gönderen: Ercüment / herhangibiryer
25 Ağustos 2003
Ne güzel görüyorsun, ne de çirkin. Gördüğünü anlarlarsa... Çok sakin ol...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


infected kimdir?

Sanirim her birimiz, tökezlemis bir gencligin parcalariyiz. Teker teker kaybediyoruz masumiyetimizi, varolusumuzu ispatlayamadikca ruhumuzu yitiriyoruz. Ve yitiriliyoruz.

Etkilendiği Yazarlar:
X


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © infected, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.