Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire |
|
||||||||||
|
İzbe bir sokağın sonundaki ölgün bir sokak lambası ne düşünür. Işığına düşen ince yağmur neresini acıtır. Cadı karanlığı gecede, kelebek kanadı gibi çırpınan ev ışıklarından ne kadar uzaktır. Alıp bu soruları gidebilir mi. Ya bir insan … İçindeki uçurum ne zaman kapanır. Yada ne zaman açılır ve büyür. Kıyısından ne zaman içine düşer. Penceresi olmayan bir evden, şehrin aksak renklerini ne zaman yada neden gözlerinden siler. Durduğu yer, neden hiçbir yere gitmez. Zamanın günlük bölünmüşlükteki sistemi ne zaman hiçleşir. Ne zaman yanağını okşayıp geçen rüzgara başını yaslar. Hangi iklimden gelen suskunluğun elinden tutar. Oynarken düşüp dizini kanattığı mahallelere ne zaman ve niye döner. Mor mantolu bir kadının eteğinden tutup hangi siyah-beyaz filmin başlamasını bekler. Elinde Çamlıca gazozuyla, hem de cebindeki bilyeler etini acıtırken. Ve neden ve ne zaman, kendi içindeki en uzak yerlere yolculuklara başlar. Neden kilidi pas tutmuş sandukaların kapağını aralar, içine kendini hapsettiği kapıları açar. Açılan her gizden çıkan melodik ve fluu ışığa severek yaslanır. Felsefenin binlerce yıllık arke-ilk nedir sorusunun yanıtını bulur. Ve ne zaman; Bırak bütün kederleri/ Ben ağlarım ikimizin yerine, şarkısını Müslüm’den dinlerken, eliyle kalbinden sızan acıyı öper. Neden onunla başlayan tarihi bilir yada zamanın başlangıcına onu kayar. Neden bir başkasının içinde büyüttüğü çınar ağacına sarılıp başkalaşır. Neden onun elinin hep ve daima o ağacın kökü olduğuna inanır. Neden ayaklarının altındaki toprak o kokar ve neden ondan gelen her şey uzaklaşmaz. Elindeki yarım ay onu hatırlatır. Neden yarını daha çok sever. Geleceğin, bilim-kurgudaki fantastik dünyada değil de, kendisi olduğunu bilir. Neden kendisinin daha fazla doğrunun toplamından oluşmaya başladığını bilir. Daha iyi, daha anlamlı, daha erdemli olma duygusunu alır yanına, eksik yanlarının olduğunu bilerek. Neden geldiği yere geri dönmemeye kararlıdır. Neden daha çok gelişeceğini bilir. Neden… Neden ağacın kökleri olan el ondadır. Göğsüne kilitlediği anlamdır. Ve neden o, hala omzuna değen bir omuz, bakışına düşen başka bir bakıştır. Nedeni Odur. Kendini bilendir … İBRAHİM EKREM
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İ. Ekrem Keleşoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |