..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Deney, herkesin hatalarına verdiği addır. -Oscar Wilde
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Ortamsal > Faik Emre Koşan




14 Kasım 2003
Öylesine...  
Unutulmuş Diyarlardan

Faik Emre Koşan


Öylesine bir yazı işte.. öylesine okumak isteyenlere...


:BBJH:
 
Öylesine yürüyorum işte. Gece çökmüş, soğuk poyraz sonbaharın hüznünü yapıştırıyor suratıma. Belli belirsiz bir gülümseme var yüzümde. Anılarıma  mı yoksa umutlarıma mı gülümsemeliyim acı acı, bilemiyorum. Soğuk poyraz bile durduramıyor beni. Gülümsüyorum…
 
Sokaklar cıvıl cıvıl insan kaynıyor bu soğuğa rağmen. Sarmaş dolaş olmuş sevgililerin yanından geçiyorum. Onlar çift ben tek.. Sahi ya en son ne zaman çift dolaşmıştım bu sokaklarda. En son kimi takmıştım koluma? Gülümsüyorum. Aklıma sen geliyorsun sonra. Ben senin ellerinden böyle mi tutmuştum. –İki sevgili oturmuş öpüşüyorlar kimseye aldırmaksızın- Ben de öyle mi öpmüştüm seni doya doya? Hiçbirini hatırlamıyorum, dakikalar geçiyor, ben öylesine yürüyorum… Gülümseme hala dudaklarımda.
 
Karşı ki kaldırımda bir kız var, bağırıyor yanındaki adama. Topuklu ayakkabısını vuruyor yere. Tak!. Sırt çevirip yürümeye başlıyor sonra.  Hayret, adam hiiiç oralı değil. Atlıyor son model arabasına, gaza basıyor.. Vıın. Aklıma sen geliyorsun tekrar; kavgalarımız, gürültülerimiz geliyor. Ne çok gülmüşlerdi başkaları.. Gülümsüyorum. Bostancı’nın sokaklarını arşınlamaya devam ediyorum. Elimi tutacak kimsem yok hala, gülümsenecek bu kadar şey varken…
 
Sen kim bilir nerdesin şimdi? Ben bu soğuk poyrazda seni düşünürken, sen … sahilinde boğazı izliyorsundur mutlaka. Acaba kim tutuyordur şimdi o yumuk yumuk ellerini, kim dokunuyordur o uçuk al dudaklarına. Kim bilir? Bak ne diyeceğim sana, eğer başını kaldırıp karşıya bakarsan; büyük, eski bir bina göreceksin. Haydarpaşa garı.. Ben o gardan her gece yirmi üç buçukta kalkan mavi trenim biliyor musun? Sabahın ilk ışıkları bitirir yolculuğumu.. Son durağa varmış olurum. Geceleri yaşarım ben, mavi tren gibi… Çünkü gecelerimde sen varsın, çünkü gecelerimde hayalin var, kokun var.. Geceleri döndüğüm her köşeden anıların var..
 
Gülümsüyorum oysa…
 
Soğuktan titreyen iki çocuk geliyor yanıma, ateş istiyorlar benden. Sigaralarını yakacak ateşim yok, yakamıyorum. Sen bırakmama,ı istemiştin değil mi? Sen ağzımdan almıştın. Bir senden vazgeçemedim, bir de şu zıkkımdan… Senden ayrılalıberi götürmemeye çalışıyorum ağzıma sigarayı. Arada yakacak olursam tek tük aklıma sen geliyorsun yarısına gelmeden atıyorum..
 
Öylesine yürüyorum işte. Seni evinde bekleyen birileri vardır mutlaka. Annen, baban, kardeşin vardır. Benimse kimse yok, birkaç boş şişe ve yarım kalmış viski dışında! Sen evinde annenle ısıtıyorsundur içini ya da sahilde seni bekleyen sevgilinle.. Ben ise donmuş bir et yığınıyım, şişelerime sarılıyorum…
 

 
“Heyhat, sabah gün ışıldar
  Yalnız gece buluşanlar 
  Yaşlı gözlerle ayrılırlar  bizim gibi..” demiş birisi…
 
Gün ışıyor ağır ağır.. Evime dönmem gerek .. Hayret ışığı yanıyor mutfağın. Biri eve gelmiş olmalı. Sen misin yoksa? Hadi canım, … sahili dururken. Gülümsüyorum. Merdivenleri ağır ağır çıkıyorum. Zili çalıyorum belki de senin sesini duymak ümidiyle. Neden sonra geliyor aklıma ışığı açık bırakıp gittiğim. Elim anahtara gidiyor. Kapıyı açıyorum. Krak.
 
Pencereleri açıyorum. Güneş doğmuş, poyrazdan eser yok… Gülümsemem kayboluyor ansızın, yaşarıyor gözlerim..
 
Öylesine yaşıyorum işte…
 
 



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Öncenin Sonrası [Şiir]
Mektup... [Şiir]


Faik Emre Koşan kimdir?

İnsan gerçek hayatta geveze ise, bunu yazıya dökmeli. Sadece konuştuklara değil, izdüşümlerini hissettiklerine de anlatmalı. . . Ben de o hiç kapanmayan çenemi kapatıp kalemimi kullanıyorum. İnsanların izdüşümlerini yakalıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Oscar Wilde, İlhan İrem


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Faik Emre Koşan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.