..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Işık verirseniz, karanlık kendiliğinden yitecektir. -Erasmus
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > f e




2 Haziran 2004
Soğan Zarı ve Kayahan  
f e
Güzel konuşma, yazma ve diksiyon eğitimi konulu seminerde bir atasözünü açıklamak üzere yazılmış deneme.


:AIHH:
İlkokul yıllarında Fen Bilgisi Dersinde mikroskobun başına geçip, soğan zarını inceledik hepimiz. O zarın bütün hücrelerini görmek, ne bizi alim yaptı, ne de mucit. Ama başımızı göğe erdirdi. Zaman geçti, maalesef hepimiz artık çocuk değiliz ama içindeki çocuğu yaşatmasını bilenler hala burnu havalı yürürler o günlerden kalma hevesle, yoksa kibirinden değil. Zaman değişti, ama ilkokula giden bir çocukla uzun süredir görüşemediğimden onların bu günlerde başlarını neyin göğe erdirdiğini bilmiyorum.

O yıllardan başka hangi deneyi hatırlayabiliriz ki. O günlerden hatırladığımız başka ne var? Mesela arkadaşımızın ya da öğretmenimizin söylediği sözleri hatırlayabilir miyiz? Kalbimizde yer etmişse ne ala, sıcak, güzel sözlerse ve bizi memnun etmişse belki. Onun dışında kalanlar, unutulup gidiyor. Gerçi unutmak, yaradılanlara verilmiş güzel yeteneklerden biri. Her gün acılarımızı tekrar tekrar hatırlasaydık, bu şekilde yaşamaya nasıl dayanabilirdik? Hatırlamak da, bir başka güzel yeteneğimiz, ama bu yeteneği dışardan bazı faktörlerin etkilediğini göz ardı edemeyiz. Hani Kayahan şu ünlü şarkısında diyor ya:

“İlk tanıştığımız günü hatırlar gülerdik, sen bana üstümde ne vardı diye sorardın, ben de herseferinde hatırlamazdım...
Şimdi hatırlıyorum, kırmızı bir kazak, siyah bir etek, siyah çoraplar, kırmızı papuçların ve bir perşembe günü ikiyi dört geçiyordu...
İkimizde önümüze bakmamıştık çarpıştık önce, sen pardon dedin sonra ben yere düşen kitaplarını topladım...
Gözgöze geldik... Sonra başladık... Film gibi yani... “
Adam “Nasılsa benimsin” dediği zamanlarda hatırlamaz, ama işin içine ayrılık girince, kaybedince her şeyi hatırlamaya başlıyor, ve kaybedince anlıyor.
Biz insanoğulları aynı değiliz. Bazılarımızın anlaması için yaşaması gerekiyor. Ama, bir şeyi öğrenmek ve anlamak istiyorsak mutlaka, bire bir yaşamalıyız. Çalışanlarsa bunun daha iyi farkında, kendilerine görev verildiğinde daha önceden o görevi üstlenip de kendisi yapmamışsa, ikinci defa aldığında başaramıyor. Yapmadığı için anlamıyor, anlamadığı için tekrar yapamıyor.

Kızılderili atalarımızın da dediği gibi;

BANA SÖYLERSEN UNUTABİLİRİM

GÖSTERİRSEN ANIMSAYABİLİRİM

AMA BENİ DE KATARSAN ANLARIM

   



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


f e kimdir?

Şu dünyaya yalnız gelmedim ama yalnız bir ömür sürüyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Judgement Day


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © f e, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.