Bilinç ruhun sesidir, tutkular ise bedenin. -Rousseau |
|
||||||||||
|
gittiginde sonbaharin ilk aksamiydi ve gözyasim geceyle düsen ilk yagmur damlasina karisti.sen karanlık dar sokakta kaybolurken yokluğunun soğuğu beni sımsıkı sardı pencerenin kenarindaki kirlangiç yuvasindaki son kirlangiçta uçup gitti baharin gülümsedigi yöne,senin gibi birden haber vermeden,sessizce aniden.bir sabah uyaniptabaktigimda kaybolmustu tipki senin gibi yoktu ve bir dahada asla dönmeyecekti.disarda hafif soguk bir rüzgar esiyordu.sensizligin soguk çigligi gibi sardi beni üsüdüm çok üsüdüm sensiz. hiçbirzaman birakmazsin beni diye düsünürdüm,içim sana öyle inanir öyle güvenirdiki.hergün bir önceki günden daha fazla baglanip asik olurdum sana,hergün bir dügüm daha atilirdi yüreklerimize sanki hiç çözülmemecesine.sözlerin geçti az önce aklimdan,sanki aklimdan çiktigin varmis gibi.bana ettigin sahte yeminler.yalan gülüsler,aksamüstler sahil kenarindaki eski ahsap cafede içtigimiz çaylar,disardarüzgarlarin uluyup,denizi kamçilaren hiçbirzaman birakmiyacakmisim gibi tuttugum sicak küçük ellerinle,gece kokan tenin geldi aklima nasilda tutkundum sana delice,ölmeye bile hazirdim hiç düsünmeden,doyamazdim sana bakmaya kiyamazdim.saçlarin bahar kokar tel tel çiçeklere dönüsürdü ben oksadigimda.hele beni ne kadar çok sevdigini söyleyipte öptügünde,bin bayram sevinci yasayan çocuk misali dünyalar benim olurdu ve o dünyada sadece ikimiz olurduk. oysa simdi bak ben yine tek basima daginik odamdayim.hersey ayni,heryer tozla kapli.aynalarda tozla kapti aynalarada küstüm gittiginden beri ,nedense bir sana küsemedim.mantikli bir neden aradim günlerce her seferinde sonu olmayan labirentlere girdim.çaresizdim. içimde öyle bir aci varki yüzlerce hançer hiç durmadan yüregime ard arda saplaniyor gibi,bu aci ne zaman kabuk baglar tanri bilir.yinede hiçbirzaman beni birakip gittiginde bile tek bir kötü söz söyliyemedim sana ne dilim ne yüregim buna elvermedi. elimle tozlu cami silip disariya sokaklara baktim,saar gece yarisini çoktan geçmisti,disarida sakin bir yagmur baslamisti. simdi gözlerim denize hasret kör bir marti gibi seni aramakta sahildeki o cafede,sokaklarda caddelerde.ne kadarda çok severdik elele tutusup yagmurda yürüyüp islanmayikimselerin olmadigi issiz sokaklarda gizlice öpüsmeyi ,birbirimizin islak saçlarina dokunmayi.oysaki nerden bilebilirdim gidisinin yagmurlarla beraber olacagini. gittiginde sonbaharin ilk aksamiydi ve gözyasim geceyle düsen ilk yagmur damlasina karisti sen karanlık dar sokakta kaybolurken yokluğunun soğuğu beni sımsıkı sardı
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © alper, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |